Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Başta iktidar olmak üzere, siyasetin darbe girişimine karşı aldığı kararlı tutum, iş dünyasında yalnızca ekonomik bir gereklilik olmaktan öte “demokrasiye sahip çıkmak” ekseninde karşılık buluyor.

        Türkiye’deki iş örgütleri, şirketler gazetelere verdikleri ilanlarla, yaptıkları açıklamalarla “ekonomiye sahip çıkacaklarını” kamuoyuna duyuruyorlar.

        Türkiye’nin darbeler tarihinde, böylesine “ekonomik güçlendirme” hareketine ilk kez şahit oluyoruz.

        İş dünyası “kârlılık” gözetmeden, milli-demokratik refleks veriyor.

        Tam da bu noktada; uluslararası derecelendirme kuruluşlarından S&P’nin, Türkiye’nin BB’ye indirilen kredi notunun görünümünü de negatif olarak belirlemesi, dış yatırımcıları nasıl etkiler, diye sorabiliriz.

        Sanırım bu soruya en hızlı yanıt Avrupa Birliği’nin bankası Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası’ndan (EBRD) geldi.

        Reuters haber ajansına konuşan EBRD sözcüsü “Türkiye’deki faaliyetlerimiz devam edecek” açıklaması yaptı.

        2011 yılında Türkiye’de ofis açan EBRD, bugüne kadar 195 projeye 7 milyar 750 milyon Euro kaynak sağlayan bir finansal kurum olarak, aynı günlerde Anadolu Etap Holding’e de 3 yıl ödemesiz, 6 yıl vadeli 50 milyon Euro kredi çıkardı.

        YATIRIM CAZİBESİNİ KORUYOR

        Anadolu Grubu, Özgörkey Holding ve Türkiye’nin “Chiquita” markası ile yakından tanıdığı dünyanın en büyük portakal suyu üreticilerinden Brezilyalı Cutrale Grubu’nun 2010 yılında eşit ortaklıkla kurduğu Anadolu Etap’ın Genel Müdürü Demir Şarman, EBRD’nin kredisi ile ilgili olarak şöyle konuşuyor:

        “Anadolu Grubu Finans Müdürü olarak çalıştığımda 500 milyon dolar kredi kullandığımızda bu kadar yankılanmamıştı. 50 milyon Euro rakam olarak büyük olmasa da, Türkiye’ye duyulan güveni göstermesi açısından çok anlamlı. Türkiye üreten, büyüyen ve tüketen bir ülke olarak yatırım cazibesini koruyor.”

        Şarman, EBRD kredisinin gözden kaçmaması gereken asıl önemli tarafına vurgu yapıyor:

        “Dünyada ilk kez bir tarım yatırımına kredi veriyorlar. O nedenle de geçtiğimiz sonbahardan bu yana raporlama yapıyorlardı. Doğal tarım standartları, kırsal kalkınmada cinsiyet eşitliği ve sosyal katkıya da bakıyorlar.”

        DOAL’E KATKISIZLIK SERTİFİKASI

        Şarman, Anadolu Etap’ın geçen yıl piyasaya çıkan taze meyve markası Doal’da, tüketicinin ilk kez karşılaşacağı bir uygulamaya da dikkat çekiyor:

        “Bu hafta üniversitelerde yönetim değişikliği yaşandığından, ‘Katkısızlık Belgesi’ni almamız gecikti. Önümüzdeki günlerde Türkiye’nin önde gelen bir üniversitesinden bu belgeyi alacağız. Böylelikle, tüketici satın aldığı meyvenin toplandığı ağacın hangi şartlarda yetiştiği bilgisine ulaşma imkânına kavuşuyor.”

        Son 6 yılda 300 milyon dolara yakın yatırım sonucunda yıllık 200 bin ton meyve işleme kapasitesine eriştiklerini anlatan Şarman, 2020 yılına kadar toplam yatırımlarının 500 milyon dolara ulaşacağını ifade ediyor.

        Mersin ve Denizli’deki fabrikalarına ilaveten, alınan kredi ile önümüzdeki 1.5 yılda Balıkesir ve Isparta’daki meyve suyu ve paketleme tesisi yatırımlarını tamamlayacaklar.

        KADINLAR ÜRETİYOR

        Bu yıl 50 milyon dolar civarında ihracat hedefleyen grup, üretiminin yüzde 50’sini iç piyasaya veriyor.

        Anadolu Etap toplam 25 bin dekar arazide, 7 meyve çiftliği kurmanın yanı sıra, 3 bin köyden alım yapıyor.

        Çanakkkale, Balıkesir, Denizli, Urfa, Mersin ve Konya’da bulunan çiftliklerde 3.5 milyon meyve ağacı bulunuyor.

        Bunlar içinde yer alan 10 bin dekarlık alana kurulu Balıkesir Tahirova Çiftliği, aynı zamanda Türkiye’nin de en büyük meyve çiftliği olma özelliğini taşıyor.

        Çiftliklerde şeftali, nektarin ve elma başta olmak üzere; armut, vişne, kiraz, kayısı, erik ve portakalın 100’den fazla çeşidi üretiliyor.

        Türkiye’nin en büyük meyve bahçesi ve suyu üreticisi konumunda olan Anadolu Etap’ın çiftliklerinde çalışan 2 bin kişinin yüzde 70’ini kadınlar oluşturuyor.

        Bu oranın “köylerde” toplumsal cinsiyet eşitliğini destekleyeceğini umut ediyorum. EBRD gibi...

        Diğer Yazılar