'160 yılda 7 padişah, 12 cumhurbaşkanı, 27 başbakan gördük'
Avrupa ve ABD’deki gazetelere TÜSİAD’ın verdiği “Türkiye’de Demokratik Anayasal Düzeni Korumak” ilanlarını, şirketler ve diğer meslek örgütleri takip ediyor. Son 24 saatte elektronik postama, Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB), Nef Gayrimenkul ve Sabancı Holding’in, 15 Temmuz FETÖ darbe girişimi sonrası ülkenin demokrasi kaslarının güçlendiğine işaret eden yurtdışı ilanları düşüyor. Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci başkanlığında önceki gün 15 iş örgütü ile yapılan toplantıda da, dış tanıtım atağı yapma kararları alınmıştı.
Sahaya gelelim...
2. Dünya Savaşı’nda bile Türkiye’den ayrılmayan tek yabancı sermayeli kuruluş olan Alman şirketi Siemens’in, Türkiye’deki güncel pozisyonunu ve 15 Temmuz haftasında yaşadıklarını Siemens Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Hüseyin Gelis anlatıyor:
“İlk 48 saatte çalışanlarımızın emniyet ve sağlık durumlarını tespit ettik. Başında bulunduğum kriz ekibi devreye girdi. Akabinde yurtdışındaki merkezimize risk raporu hazırlayarak durum değerlendirmesi yaptık. Önce durumu anlamaya çalışıp sonra yurtdışına anlatmak, hele içinde bulunduğumuz durumda hiç kolay değil. Son 1 haftadır Türkiye’yi anlatıyoruz. 160 yıldır Türkiye’deyiz. Türkiye’ye yeni yatırım yapan bir şirket değiliz. 1958 yılında Koç ile Simko’yu kurmuştuk. Halen sembolik düzeyde Koç Vakfı hissedarımız.”
“NELER GÖRDÜK, GİTMEDİK”
Siemens A.G ülkesinde 169 yılı geride bırakırken, Türkiye’deki tarihi bundan yalnızca 9 yıl sonra başladı.
Almanya dışında İngiltere ve Rusya’dan sonraki 3’üncü yatırımını Türkiye’de yapan Siemens’in, gelecek vizyonunda Türkiye önemli yer tutuyor.
Neden?
Bu soruya Gelis, tuttukları bir istatistikle karşılık veriyor:
“Türkiye’ye 1856 yılında ilk telgraf sistemi ile geldik. Osmanlı’dan günümüze baktığımızda bu ülkede ne darbeler, kalkışmalar yaşandı. Hiçbirinde Türkiye’den çıkmayı düşünmedik. 7 padişah, 12 cumhurbaşkanı, 27 başbakan gördük.”
Gelis ile buluştumuzda, Rahmi Koç Müzesi’nde açılan “Endüstri 4.0 Devrimi Sergisi”nde yer alan, 1’inci ve 2’nci endüstri devrimi koleksiyonlarından özet görüntüyü izliyoruz.
Almanya’nın 2014 yılında başlattığı sanayide dijitalleşme hareketine, Türkiye’yi de dahil etmek için vakit kaybetmediklerini belirten Gelis, “Ortadoğu coğrafyasında, sanayinin 2’nci, 3’üncü evresini tamamlayan tek ülke Türkiye. Bu altyapı olmadan Endüstri 4.0’a geçmek mümkün olmaz.”
Savunma Bakanı Fikri Işık’ı, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı olduğu dönemde (2015) ziyaret ederek, dijitalleşmenin altyapısı hakkındaki görüşlerini ilettiklerini belirten Gelis, “40 yıldır Siemens’te çalışıyorum. Bu süre içinde 7 ülkede görev yaptım. En güzel mikro teşvikler Türkiye’de” diyor.
Türkiye’de Ar-Ge üssü kuran yatırımcılara getirilen özel teşvikleri de hatırlatan Gelis ekliyor:
“Türkiye’de yalnızca Ar-Ge’nin ‘Geliştirme’ bölümüne yatırım yapıldı. ‘Araştırma’ eksik kaldı. Gebze Ar-Ge Merkezi, Ankara ve Teknopark İstanbul birimlerimizde 300’den fazla mühendis çalışıyor. Her yıl Ar-Ge’ye oratalama 55 milyon lira harcıyoruz. 40 milyon TL yatırımla Gebze’de Ar-Ge Üssü kuruyoruz. Her yıl bölgeye 200 milyon Euro’luk Ar-Ge projesi ihraç ediyoruz.” Enerji, bina ve ulaşım teknolojileri, sağlık alanlarına yatırım yapan Siemens Türkiye; elektrifikasyon, otomasyon ve dijitalizasyon alanlarında derinleşiyor. Ankara-Konya hattında hizmet veren yüksek hızlı tren (YHT) setine ilaveten, 6 set daha teslim edecek. Bu yıl içinde açılması planlanan 80 setlik YHT seti ihalesiyle de yakından ilgileniyor. Gelis, Türkiye’deki altyapı yatırımlarının doğurduğu iş kapasitesine işaret ediyor:
“Dünyada 3 milyar Euro’luk bir ulaşım projesi (YHT) yalnızca Türkiye’de var. 30 milyon Euro yatırımla kurulan tramvay fabrikasında üretilecek ‘Avenio’ serisi aracın ilk teslimi 2018 yılında yapılacak. Gebze’deki fabrikamızın bulunduğu alanda, 40 milyon TL yatırımla, ‘alçak gerilim fabrikası’ kuruyoruz. Siemens Finans Grubu olarak şehir hastaneleri için toplam 145 milyon Euro’luk finansman sağladık.”
MERKEL YAKINDAN İZLİYOR!
TÜSİAD Almanya Çalışma Grubu Başkanı da olan Gelis’e Alman Parlamentosu’nun 1915 olaylarını “soykırım” olarak tanımlamasıyla, iki ülke arasında ortaya çıkan diplomatik gerginliği hatırlattığımda şu yanıtı veriyor:
“Merkel (Almanya Başbakanı) Türkiye’ye 4 ayda 5 kez ziyaret yaptı. Bu Türkiye’ye verilen önemi gösteriyor.”
Angela Merkel’in dün 15 Temmuz’la ilgili basın açıklamasını da hatırlatayım: “Darbe girişimi yaşandığında, isyancılara karşı hukuk devletinin tüm gücü ve araçlarıyla harekete geçmek önemlidir. Bir hukuk devletinde, ölçülülük ilkesi tamamen sağlanmalıdır. Beni de endişelendiren ve yakından izlediğim husus da bu.”
