Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Başkanlığını AK Parti’nin kuruluşundan bugüne çeşitli kademelerinde yer alan Nilgün Diptaş’ın yaptığı Nil Eğitim ve Yardımlaşma Derneği (NEYAD) kuruluşunun birinci yılında sivil toplum kuruluşlarının ve Fatih, Üsküdar ve Küçükçekmece Belediyeleri başta olmak üzere AK Parti belediyelerinin katılımıyla bir tanıtım gecesi düzenledi.

        Diptaş, “Özellikle kızların üniversite eğitimine lisans ve doktora düzeyinde burslar vererek destek olmayı amaçlıyoruz. Yakından, uzağa herkese yardım ve hizmet ederek yaradılış amacımıza uygun nesiller yetişmesini hedeliyoruz” sözleriyle toplantıyı açtı. Yemeğe Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın kızı, TÜRGEV Yönetim Kurulu Üyesi ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak’ın eşi Esra Albayrak ile birlikte Başbakan Binali Yıldırım’ın kızı ve Kızılay Yönetim Kurulu Üyesi Büşra Yıldırım Köylübay da katıldı. NEYAD’a çalışma merkezi olarak 2011 yılında restore edilen 500 yıllık “Divitçiler Yakup Ağa Sibyan Mektebi” binasını tahsis eden Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen’in de katıldığı gecede, belediyelerin çalışmalarına sivil toplum desteğinin önemi vurgulandı.

        Eski bakanlardan Egemen Bağış’ın da yer aldığı gecede onur konuğu olarak konuşma yapan Esra Albayrak şunları söyledi: ”Sivil toplum örgütlerinin bir araya gelmesi sinerjiyi de beraberinde getiriyor. Her zamankinden daha çok birbirini tanımaya, anlamaya, sevmeye ihtiyaç duyduğumuz bir dönemden geçiyoruz. Güçlerimizi bir araya getirdiğimizde aramızda örülen aslında yapay duvarlar olduğunu gördük. Yan yana geldiğimizde ne kadar güzel göründüğümüzü fark ettik. Allah bu zemini kaybettirmesin.

        Sivil toplum örgütlerine bu zemin üzerinden bir geleneği yükseltmek noktasında destek olma görevi düşüyor. Anı kısmına giremeyeceğim, duygusallaşıyoruz hepimiz. Boğaziçi, 15 Temmuz Köprüsü’nden geçerken gözlerimiz doluyor. Çocuklarla Çengelköy’de sahilde oturup sohbet etmeye yakın zamanda gittik, kaldırmamız kolay olmadı bu defa…

        Bu yaşananda da bir rahmet olduğunu düşünüyorum. Birlik, beraberlik noktasında yeniden mücadele ruhuyla, yeni bir bin yılın hazırlığını yapmamıza vesile oluyor. Yeni yüzyıl demiyorum. Dünyada dengelerin değiştiği, güç dengelerinin artık daha farklı bir yöne evrildiği bir dönemdeyiz. Sıkıntılı olduğu kadar bir fırsat alanı da açıldı, bu fırsat alanı Batı medeniyetinden yana değil bu defa, biraz daha Doğu’ya doğru döndü. Zira Batı medeniyetinin kendi iç çelişkileriyle çok ciddi bir girdap içinde olduğunu gözlemliyoruz. Millet olarak kötülüğün, hainliğin ne demek olduğunu, galiba yakınen bu defa test ettik, onayladık. 17-25 Aralık sürecinde biraz fazla mı abartıyorsunuz deniyordu. Ne acı ki böyle ağır bedel ödeyerek bazı şeyleri görmek gerekti. İnsan yetiştirmek zorundayız. NEYAP da bunu yapmaya çalışıyor.

        Bizim medeniyet havzamızda nasıl bir medeniyetin yaşadığını keşfetmemiz lazım. Bu keşif için benim herkese tavsiye edeceğim şey, bilim tarihi aydınlanma ile başlıyormuş gibi anlatılır. Antik Yunan-Roma arada 1000 yıl var kocaman anlatılmaz. Biruni’ler, Farabi’ler, İbni Sina’lar, Meryem el-İcliya’lar, Fatıma el- Fihri’ler bilemiyorum kaçınızın hafızasında yer etmiştir. Newton dediğimde hepinizin gözleri parlar, Arşimet’i hepimiz duymuşuzdur. Ama Biruni dediğimizde... Bizim yeniden özgüvenimizi tesis ederken dayanacağımız yer; bizim geleneğimizin nasıl bir medeniyet oluşturduğunu, bir zamanlar Avrupa’nın karanlık çağ dediği ortaçağda Doğu medeniyetinde neler olduğunu, nasıl âlimlerin yetiştiğini, nasıl çok yönlü, yıkan değil inşa eden alimlerin yetiştiğini görmeliyiz.”

        Avrupa’nın içine düştüğü bu ikircikli durumu teşhis etmekte güçlük çekilmesini eleştiren Albayrak, Amerika’daki öğrenim hayatından örnekle devam ediyor: “Master tezim, Amerika’daki yüksek öğrenim tezi ile ilgiliydi. Orada hiç ummadığım bir şeyle karşılaştım ki, aslında siyahi Amerikalılar ne kadar Amerikan toplumunun gerçek bir parçası gibi görülse de daha üniversite öncesinde farklı alanlara kanalize edilerek adeta sistem dışı bırakıldıklarını dolaylı yoldan tespit etmiş oldum. Dolayısıyla çok demokratik, eşitlikçi görülen sistemin mutfağında çok farklı ayrımcılıkların yürüdüğünü görme imkânı buldum. Bu insana bir güven sağlıyor. Gözünüzde abarttığınız bir hayal, rüya, fırsatlar ülkesi arkasında başka şeyleri de barındıyor. Bugün Amerika’da ‘Siyahi Hayatlar Önemlidir Hareketi’ güçlenen bir hareket. Batı’ya aşağılık kompleksi ile bakanların gözleri körelmiştir, hayranlıkla bakanlar, bu hareketi anlayamazlar. O süslü görüntünün arkasında nasıl bir zulmün yattığını, gönül kırıklıkları olduğunu görmezden gelirler. Medeniyetine, değerlerine, insanına, kendine güvenen insan için öyle değildir. Katkı sağlayabilir, eleştirir. Bugün tek tip modernliğin olmadığına, çoklu, alternatif modernliğin olduğu bir dünyada yaşadığımıza inanıyorum. Belki iletişimin erişilebilir hale gelmesi ile ilgili süreçler etkiliyor. Bizler geleneği, değişimin bir parçası olarak görerek güncellemenin peşinde olmalıyız. NEYAD’ın da katılımcı olan diğer derneklerimizin de buna hizmet etmesi gerektiğini düşünüyorum.”

        Albayrak konuşmasını söyle sonlandırdı:

        “Umuyorum ki, bizden sonra yetişecek nesillerin genetik hastalık gibi aşağılık kompleksini taşımak yerine, üzerimizden atalım da; bizden sonraki nesillere bu genetik hastalık taşınmasın. Onlar daha özgüvenle, vatanlarına hizmet aşkıyla, onu da aşarak insanlığa değer katmak heyecanı ile merak duydukları, yetenekli oldukları alanlarda hizmet etsinler. Yerellikle koruyalım. Yerel tarafımızı küresele teslim etmeyelim. Bunu da yine değişen modernlik algısıyla bağlantılı söylüyorum. Özgünlüğü kaybetmeden dünyaya katkı sağlayan nesiller yetiştirelim. NEYAD’dan, diğer derneklerden de beklentimiz budur. Bir adımınız bin olsun inşallah.”

        Diğer Yazılar