Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Fransız sahillerinin çekici kenti Cannes’ın lüks otellerinden InterContinental Carlton’un, İstanbul’daki bir gayrimenkul projesinin pazarlama üssü olacağı aklıma gelmemişti.

        Aslına bakarsanız, Cannes’ın ünlü alışveriş caddesi üzerindeki cool markaların vitrinlerinde; kadifeler, parlak kumaşlar, ejderha desenleriyle süslü abartılı stilleri görmeye de pek hazır değildim.

        Körfez ülkeleri, Suudi Arabistan, Rusya, Azerbaycan, Kazakistan, Çin başta olmak üzere koca bir Asya ve Ortadoğu; Batı pazarlarını fethederken, gayrimenkulün bu eğilimin dışında kalması beklenemez.

        Nurol GYO Genel Müdürü Samim Hatipoğlu ile InterContinental Carlton Otel’in lobisine girdiğimizde, Nurol Life İstanbul projesinin reklam panosunu görüyoruz.

        Odalarımıza çıktığımızda, bizi otelin info kanalında dönen aynı reklam filmi karşılıyor.

        Hatipoğlu, otel ile yaz sezonu boyunca reklam karşılığı barter anlaşması yaptıklarını vurguluyor.

        MESAJLAR ALINDI...

        MIPIM, MAPIC gibi dünyanın önde gelen gayrimenkul ve perakende fuarlarının düzenlendiği Cannes’da, potansiyel müşterilere erişim sağlamayı hedefliyorlar. Yüzde 25’ini yabancıların satın aldığı Nurol’un projelerine talep hangi ülkelerden geliyor?

        Bu sorunun yanıtını Nurol Life’dan 2 daire satın alan Suudi tıp doktoru ve işadamı veriyor:

        “Türkiye’ye Batı’dan daha fazla güven duyuyoruz. Kültür ve aile bağlarımız var. Ailemiz Morocco, Londra, Dublin, Cannes’a gayrimenkul yatırımları yapıyor. En güvenilir yatırım aracı olarak gayrimenkulü görüyoruz. Yurtdışındaki bankada 100 milyon dolarım olsa, istediğimde çıkarıp verecek mi?”

        İşadamından Nurol’a yeni bir teklif geliyor:

        “Dünyada 1.5 milyar Müslüman var. Yılda 7 milyonu hac, 3 milyonu ise umre ibadetini yapmak üzere Mekke ve Medine’yi ziyaret ediyor. Suudi Arabistan, ziyaret kapasitesini ilk aşamada 15 milyona çıkarmak üzere, 2030’a kadar yapılacak yeni yatırımları gündemine aldı. Bu bölgedeki arazimize birlikte yatırım yapabiliriz.”

        ‘TÜRKİYE, MISIR GİBİ BİR ÜLKE DEĞİL’

        Türkiye’de sağlık ve eğitim alanlarında yatırım yapabileceklerini belirten işadamı ile sohbet 15 Temmuz darbe girişimine geliyor.

        “Türkiye, Mısır gibi devlet sisteminin olmadığı bir ülke değil” dedikten sonra şu soruyu da yöneltiyor: “Erdoğan’a, Gül’e, Davutoğlu’na güveniyorduk. Ordu (TSK) nasıl bu kadar dağılır?”

        Kendi yanıtlıyor: “Türkiye’nin büyümesini, güçlenmesini istemiyorlar. Sağlık, eğitim, ulaşım alanlarında büyük yatırımlar yaptı. Körfez’de de Müslüman bir ülkenin bu kadar güçlenmesini istemezler.”

        Bize dönüp “Siz, ülkenizin geleceğine güveniyor musunuz?” diye soruyor.

        Ben de, “Güveniyorum, yalnız değiliz” karşılığını veriyorum. “Dostlarınızın bile çok güvenilir olduğunu düşünmüyorum” cevabını veriyor bu kez…

        30 Temmuz tarihli Yeni Şafak Gazetesi’nde çıkan şu haberi mi hatırlatıyor acaba?

        “İngiliz gazeteci David Hearst, darbe girişiminde Birleşik Arap Emirlikleri’nin rolü olduğunu iddia etti. İddiaya göre, Filistin’de El-Fetih üyesi Muhammed Dahlan’ın FETÖ’ye finansal destek sağladığı, hain kalkışma başarısız olunca ise, BAE’den kaçarak Mısır’a sığındığı belirtiliyor.”

        Suudi işadamı Türkiye’nin laik bir ülke olarak kalmasının önemi üzerinde duruyor: “İslam’ı Türkiye de, Suudi Arabistan da anlamıyor. Komşun Hıristiyan ya da Yahudi olabilir, kimsenin yaşamına karışmayacaksın. Eşitlik, adalet, sevgi, barış; İslam’da var. Peygamber Efendimiz insanların hayatına karışmadı.”

        OFİSTE ARZ FAZLASI VAR

        Hatipoğlu, Nurol GYO’nun 12 ülkede acenteleri olduğunu söylüyor. 1 milyar dolarlık gayrimenkul portföyünün, önümüzdeki 2 yılda 350 milyon dolarını eritmeyi hedefleyen grubun; İstanbul’daki 3 ayrı projede toplam 2200 konut, 80 bin metrekare ofis, 28 bin metrekare perakende alanı bulunuyor. Projelerinin yüzde 40’ının ofislerden oluştuğunu belirten Hatipoğlu, “Şu anda yeni işyerleri açılmadığı için, ofislerde arz fazlası var” diyor. Dubai’nin en büyük gayrimenkul şirketi Emaar’ın Türkiye’deki büyümesine karşılık, Hussain Sajwani’ın sahibi olduğu Dubai merkezli gayrimenkul devi Damac’ın; 40 ülkede, 2 bin acentesi olmasına rağmen Türkiye’de henüz dikili bir ağacı olmaması ilginç değil mi?

        Diğer Yazılar