Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Türkiye’nin DAEŞ’e karşı operasyon hazırlığında olan koalisyon güçleriyle Musul’a girmesine ısrarla karşı çıkan Irak Başbakanı Haydar El Abadi’nin tezi, “Irak, egemen bir devlettir”...

        El Abadi’nin, ABD seçimleri (6 Kasım) öncesi yapılması beklenen Musul operasyonunda Türkiye’yi dışarıda tutmak istemesi; Irak’ın demografik yapısına ilişkin beslenen kaygıları haklı çıkarmaktan başka ne anlama geliyor?

        Bana göre hiç...

        Türkiye 2014 yılından beri, Musul’un 20 km ötesindeki Başika Kampı’nda Sünni Irak askerlerini, peşmergeleri eğitirken amacı neyse, bugün de aynı noktada duruyor.

        DAEŞ’ten boşalacak Musul’un demografik yapısında Arap-Kürt/ Sünni-Şii kim hâkim olacak meselesine kilitlendik.

        Eğer Irak “anayasasına” bağlı kalsaydı, 2007 yılında Musul ve Kerkük’te yapılması öngörülen referandumu yapar, bu sorunu da bugünlere taşımazdı.

        Bu yazıda tartışmak istediğim konu; Musul’un statüsü değil, Irak’ın iradesi!

        Irak, federal cumhuriyet olarak 2003 Amerikan işgali sonrası ülke sınırları içinde kurulan Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin de (IKBY) merkezidir.

        Bu notu düştükten sonra, El Abadi’ye sormak isterim: Bölgesel mahkemelerin verdiği kararları hiçe sayarak bir işadamının malına, mülküne el koymayı nasıl açıklarsınız?

        Batmanlı Laz-Pet şirketinin sahibi Adil Direk bana öyle bir dosyayla geldi ki; elinde lehine verilmiş IKBY mahkeme kararları olmasına rağmen, 10 yıldır 1 milyon 300 bin dolarlık kaybını karşılayacak muhatap bulamıyor.

        HAKKINI ARAYAN İŞADAMI

        IKBY’deki yatırımları ve iş ortamını 2008 yılından beri yakından izlediğim için derdini bana dökmek istemiş.

        Önceki yıllarda Erbil, Süleymaniye hapishanelerinde aylarca tutuklu kalan Türk yatırımcıların öykülerine yer vermiştim, ancak Direk’in örneği hepsinden farklı...

        Bir kere, IKBY adli ve idari makamları tarafından haklı bulunmuş olmasına rağmen, parasını alamıyor.

        İkincisi, “Bir devlet, bir insana bu zulmü yapamaz” isyanını sürdürmekte kararlılığını yitirmemiş. Özet vermem gerekirse, 2005 yılında IKBY kentlerinden Süleymaniye’de faaliyet gösteren Berzence şirketinin sahibi Mustafa Rauf ile yüzde 50 ortaklık kurarak devletten 2000 konutluk ihale almış.

        Bunun üzerine ortağı ile strafor fabrikası yatırımı yapmış, Türkiye’den 440 bin dolarlık demir göndermiş.

        İşler tıkır tıkır yürürken Direk, 2007 yılında Silopi’de geçirdiği bir trafik kazası sonucu 3 ay işleriyle ilgilenememiş.

        İyileşip Süleymaniye’ye döndüğünde Türkiye’den gönderdiği demirleri Rauf’un sattığını görünce, aynı yılın nisan ayında ortaklığını sonlandırmış.

        Rauf, 3 şahit huzurunda 1 milyon 300 bin doları 3 ay içinde imzalamayı taahhüt etmiş.

        Ne kaybolan demirler bulunmuş, ne parasını alabilmiş...

        Araya kimler girmiyor ki?

        BARZANİ DE İNCELETTİ

        Dönemin Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Erbil’e yaptığı bir ziyarette bizzat IKBY Başbakanı Neçirvan Barzani’ye Direk’in şirketi Laz-Pet ile birlikte; Maksomer, Onuksan, Yeni Gün ve Eğirbey’in alacak sorunlarının iletilmesini sağlıyor.

        Barzani konuyu inceletiyor. 16.12.2014 tarihinde Bakanlar Kurulu Divan Başkanı Neçirvan Ahmet Abdullah imzasıyla “Süleymaniye temyiz mahkemesinin kararına göre, Berzence’nin LazPet’e 1 milyon 300 bin dolar ödemesi gerekiyor. Bu nedenle Laz-Pet, mahkeme kararını icra müdürlüğünde hayata geçirebilir” bilgisi veriliyor.

        Direk icra yapabiliyor mu? Hayır.

        Çünkü ihaleyi veren Kürdistan Bölgesi Proje İnşa Kurumu, “Berzence şirketinin araçlarına ben icra koydum” diye bir açıklama yapıyor.

        Ne var ki IKBY Adalet Bakanlığı, Süleymaniye İcra Müdürlüğü’nün talep etmesine (27 Nisan 2015) rağmen bir türlü icra belgesini vermiyor.

        Direk, “İskân Dairesi, hatırlı ilişkilerinden dolayı Rauf’u koruyor. Süleymaniye’de 2 kere kaçırılmaktan zor kurtuldum. Mahkeme kararlarının elime geçmesini engellediler” iddialarını dile getiriyor.

        Bu tekil örneği yazıyorum. Başta bir ailenin dramına sessiz kalmak istemiyorum. Ayrıca IKBY’de Direk’in öyküsüne benzeyen nice mağdur olduğunu da biliyorum.

        Hadi Irak devletsen, yasaların gereğini yaparsın...

        Diğer Yazılar