'2023 hedefinden hiç vazgeçmedik'
Türkiye'nin ısrarlı projesinin “Cumhuriyet’in 100’üncü yılında dünyanın en gelişmiş 10 ekonomisi arasında yer almak” olduğunu söyleyebilirim.
Bundan 16 yıl önce, 2001 yılında yaşanan küresel ekonomik krizin tam ortasında, “Hedef 2023” markasını tescil ettiren düşünce platformu “Forum İstanbul”, referandum sonrasında hızla ekonomi gündemine döndü.
Önceki gün bir araya geldiğimiz Forum İstanbul Kurucu Başkanı ve eski Merkez Bankası Başkanı Yavuz Canevi ile Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Büyükekşi, 2023 hedeflerinin altını çizdi.
2011 yılında Tayyip Erdoğan’ın başbakanken hükümet programına soktuğu 2023 hedefi; 500 milyar dolar ihracat, 10 küresel marka ve dünya ticaretinden yüzde 1.5 pay alma vizyonuna çıpalanmıştı.
‘GELECEK TASARLANIYOR’
“Forum İstanbul-2017” konferansının bu yılki ana teması “Yarının Kurulması-Hedef 2023” olarak belirlendi.
4-5 Mayıs tarihleri arasında düzenlenecek konferansın açış konuşmasını Erdoğan’ın, kapanış konuşmasını Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak’ın yapması bekleniyor.
Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, Savunma Sanayii Müsteşarı İsmail Demir, Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya ve Türkiye Varlık Fonu Başkanı Mehmet Bostan’ın da katılacağı oturumlarda “Türkiye Geleceğini Tasarlıyor” mesajı verilecek.
Eski İsveç Başbakanı Carl Bild’in konuk konuşmacı olacağı konferansta, Avrupa Komisyonu, Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası gibi uluslararası kuruluşların temsilcileri de sunum yapacaklar.
TİM TEK TABANCA!
Avukat Özlem Özgencil Orhon’un koordinatörlüğünde bir araya geldiğimiz masada, TİM Başkan Yardımcısı Tahsin Öztiryaki ve kurucu üyelerden Prof. İlter Turan, eski GYODER Başkanı Haluk Sur da yer alıyordu.
Önceki yıllarda Türkiye’nin önde gelen şirketlerinin üst düzey temsilcilerinin de çıktığı Forum İstanbul vitrininde; bu yıl yalnızca 2023 vizyonunun sahadaki tasarımını üstlenen TİM’i görüyoruz.
Canevi’nin sıcak gündemi değerlendiren, “Referandum sonucu bize zaman avansı verdi. Politik, ekonomik alanda süratle, inanılır yeni bir Türkiye hikâyesi yazmamız gerekir. 2023 hedefinden hiç vazgeçmedik” sözlerinden sonra, “2017 yılını ihracatta atılım yılı ilan ettik” diyen Büyükekşi’den yol haritasını dinliyoruz:
“Türkiye dünyanın en büyük 17’nci ekonomisi. Dünya ekonomisinden 2009 yılında binde 7 pay alırken, 2017 yılında bu oran binde 9’a çıktı. Payımızın 2018’de yüzde 1’e, 2023’te ise yüzde 1.5’e ulaşacağını öngörüyoruz. Orta Vadeli Plan’a göre 2017 yılında ihracat 153 milyar dolar tahmin ediliyordu. İlk 3 ayda ihracatın yüzde 10 artmasıyla, bu rakamı 155 milyar dolar olarak revize ettik. 2008 yılında 2023 hedefini çalışmaya başladığımızda; uluslararası finans kuruluşları dünya ticaretinin aynı yıl; en iyimser 50, en kötümser tahminle 25 trilyon dolara ulaşacağını ileri sürüyorlardı. Gerçekçi olmak adına 34.5 trilyon doları esas aldık. Buna göre dünya ticareti bu yıl 25 trilyon dolara yükselmeliydi, hâlâ 17 trilyon dolar... Küresel ekonomideki değişikliklere rağmen büyümemizi sürdürüyoruz.”
DÜNYAYA PENCERE AÇIYOR
TİM’in; New York, Dubai, Chicago, İran’a açtığı “Dünya Ticaret Merkezi” zincirine; Londra, Almanya, Fransa, İtalya, Rusya, Çin, Hindistan da eklenecek.
Büyükekşi aralarında Koç, Zorlu, Limak gibi önde gelen grupların temsilcilerinin de bulunduğu TİM heyetinin, 15-17 Mayıs tarihleri arasında İsrail’e gideceğini vurguluyor.
“Açıklanan desteklerin uygulanması için zaman kaybetmemeliyiz” diyen Büyükekşi, yapılan çalışmalardan şu örnekleri aktarıyor:
“TOBB, TİM gibi kuruluşların üyelerine, e-ticaret platformlarına toplu üyelik halinde 2016 yılında bütçeden ayrılan 1 milyar TL hibe tutarı, 3 milyar TL’ye yükseldi. Ar-Ge destekleri için 1200 firmayı ziyaret kapsamına aldık. Son 7 yılda Ar-Ge Tasarım Merkezi kuran 290 şirket varken, gittiğimiz 409 şirketten 151’i açacak. Kredi Garanti Fonu limitini yüzde 100’e çıkardı, Eximbank kredi hacmini 3.7 milyardan 10 milyar TL’ye yükseltti. İhracatçıya yeşil pasaport dağıtıldı.”
Uluslararası kurumların Türkiye’yi 2050 yılında 11’inci ülke gördüğü bir konjonktürde, dalgaları aşacak sörfçülere ihtiyaç var.
