Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Kırsal kalkınmayla işgücünü değer zincirine katarak nitelikli bir topluma dönüşebiliriz...

        Neden böyle düşündüğümü anlatayım:

        Urla’nın Barbaros Köyü’nde 19-21 Mayıs günleri arasında düzenlenen “2. Oyuk Festivali”ne geçen yıl olduğu gibi bu yıl da binlerce ziyaretçi aktı.

        Oyuk, tarla korkuluklarının yöresel adı ...

        Geçen ay Barbaros Köyü’ne yolum düştüğünde, Oyuk Festivali Komite Başkanı Demet Küçükkayalar’la tanışmıştım.

        Köye kentli aydınların, sanatçıların gelmesiyle “Çiftçiyi tarlaya çağıralım” fikrinin yeşerdiğini söylemişti.

        Kadınlar evlerindeki eski giysilerden oyuklarını hazırlamışlardı. Sanatçılar ise tasarımlarını oluşturuyorlardı.

        Oyuk Festivali’ni Siemens Türkiye Genel Müdür Yarımcısı ve “Sanayi 4.0” uzmanı Ali Rıza Ersoy’dan da duymuştum.

        Ersoy bu köyde “Tarım 4.0” modeli çiftlik kuruyor, emeklilik günlerinde bağcılık yapacak.

        EGE’DEN BESLENİYORUZ

        İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu başta olmak üzere, Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer ve Urla Belediye Başkanı Sibel Uyar’ın toprağa attığı tohumlar yeşerdi...

        28-30 Nisan Urla Enginar Festivali günlerinde bir arada olduğum Uyar, “Yereli koruyorum. Urla’yı dışarıdan gelenlerin rant alanı haline getirmemesi için mücadele veriyorum” diyordu.

        Bu yıl 3’üncüsü düzenlenen festival, üreticiye moral vermiş, bir önceki yıla göre enginar dikim alanları yüzde 50 artmış. 9 milyon baş enginar aldıklarını vurguluyor.

        İzmir tarımının, son 14 yılda Türkiye ortalamasından 2.5 kat fazla büyümesi rastlantı değil.

        Halkla birlikte, kooperatif modelleri oluşturarak kırsal kalkınmayı inşa ediyorlar.

        Başka illerimizden de nitelikli tarım örnekleri çoğaltılabilir.

        İtalyanların Hatay’da kayısı ektiğini söylersem, Malatyalılar alınabilir!

        FINDIK SORUNU VENEDİK SARAYI’NDA

        Geçen hafta da İtalyan Başkonsolosluğu Venedik Sarayı’ndaydım.

        İtalya’nın Ankara Büyükelçisi Luigi Mattiolo ve Ferrero Türkiye Onursal Başkanı, eski Ankara Büyükelçisi Carlo Marsili’nin de katıldığı bir resepsiyonda “Ferrero Sürdürülebilirlik Raporu” açıklandı.

        Ferrero Türkiye Genel Müdürü Azmi Gümüşlüoğlu konuşmasında “Değerli Tarım Projeleri”nin altını çiziyordu.

        Türkiye’de 1 milyar Euro’luk iş hacmi yaratan grup, fındık ihtiyacının çok büyükbir bölümünü Türkiye’den karşılıyor.

        Türkiye’deki 7 fabrikada; fındık, kakao, şekerkamışı, yumurta, süt ve palm yağı bileşenleriyle ürettikleri ürünleri 100 ülkeye ihraç ediyor.

        Sosyal katkıları da dikkatimi çekiyor.

        10.6 milyon Euro yatırımla, 25 ülkede 4.1 milyon çocuğu kapsayan “Kinder + Sport” programına, Türkiye’den de 12 bin çocuk katılmış.

        Dünyada yaklaşık 1 milyon ton olan fındık hasadının yüzde 75’i Türkiye’de yapılıyor.

        Kalanı İtalya, Amerika ve Şili’den karşılanıyor.

        Verimlilik arttığı zaman, şirket kazançlı çıkacak. O nedenle de tarımsal bacağı güçlendirmeye çalışıyorlar.

        Türkiye’de yaklaşık 500 bin çiftçi, parçalanmış tarım arazilerinde fındık üretiyor.

        Teknoloji ve bilginin tarlaya girmesi için destekleyici uygulamalara ihtiyaç duyuluyor.

        Ferrero; Düzce, Sakarya, Ordu, Giresun ve Trabzon’daki ekim alanlarında 70 kadar mühendisle çiftçiye rehberlik ediyor.

        Yaklaşık 5 bin 300’ü kadın ve 36 bin çiftçiyi eğiten şirket, temel tarım teknikleriyle verimliliği bir yılda yüzde 30 artırmış.

        Türkiye’nin fındık pazarında rekabet üstünlüğü sağlaması İtalyan’ın derdi olabilir mi; ürün kamu tarafından da desteklenmeli...

        Bir dekar alanda ABD’de 305 kg, Gürcistan’da 225 kg, İtalya’da 187 kg, İspanya’da 129 kg fındık alınabiliyorken, Türkiye’de 100 kg’ı bulmuyor.

        ÇİFTÇİ HİBEYİ DANIŞMANA VERECEK!

        2007 yılında kurulan Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu (TKDK), 2011 yılından bugüne kadar AB Kırsal Kalkınma Programı (IPARD) kapsamında yürütülen projelere, 6.7 milyar TL hibe destek sağlamış.

        42 ilde; tarım ve gıda sektöründe faaliyet gösteren 11 bin yatırımcıya ulaşmış.

        Çiftçilerin proje hazırlama kapasitesinin yetersizliği, yatırımcı sayısının artması önündeki en büyük engellerden biri.

        TKDK, çiftçiye proje hazırlama ve sunma konusunda danışmanlık veren firmalara disiplin getirmek için Türk Standartları Enstitüsü (TSE) ile işbirliğine gidiyor.

        Çiftçi bir AB projesi nasıl hazırlasın, bunu anlamış değilim. İlle de danışmanlara para mı vermesi gerekecek?!

        “Halk eğitimi” Barbaros Köyü’nde olduğu gibi, buralarda devreye girmeli. Şirketler kadar kamusal inisiyatifimiz varsa...

        Diğer Yazılar