Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Endüstriyel koku pazarında, yerli üretimin payı hızla yükseliyor.

        Türkiye’de; parfümden ayakkabı boyasına, gıdadan diş macununa kadar giren esanslardan oluşan piyasanın derin olduğu söylenemez.

        Çift haneli büyüme yakalaması, üretim teknolojilerini yenilemesi ve de ihracat potansiyeli açısından dikkat çekiyor.

        Endüstriyel koku sektörünün toplam yıllık cirosu 140 milyon dolar. İhracat ise 35 milyon dolar seviyesinde kalıyor.

        Oysa dünyada esans pazarı 25 milyar dolara ulaşıyor. Bunun 15 milyar doları gıda sektöründen sağlanıyor.

        Bitki envanteri açısından avantajlı konumda olan Türkiye’nin hem iç, hem dış pazarda gideceği çok yol var...

        Ne var ki iç pazar, yılda 40-50 milyon dolar ciro yapan yabancı esans firmalarının kontrolünde.

        Hemen arkalarından 30-40 milyon dolar bandında ilerleyen yüzde 100 yerli sermayeyle kurulan iki firma geliyor.

        Bunlardan biri 56 yıllık MG Gülçiçek, diğeri ise bundan 10 yıl önce kurulan Seluz Frangrance Company...

        Seluz Yönetim Kurulu Başkanı Murat Öztürk, önümüzdeki 10 yılda 3 kat büyüyerek 100 milyon dolar ciroyla dünyadaki ilk 10 firma arasına girmeyi hedefliyor.

        14-16 Mayıs tarihleri arasında düzenlenen 2017 Dubai Kozmetik Fuarı’na, 150 metrekarelik bir stantla katılan Öztürk, izlenimlerini paylaşıyor:

        “İran ve Suudi Arabistan şirketlerinden talepler geldi. Bu yıl 30 milyon dolar olan ciro hedefimizi 33-34 milyon dolar olarak revize ediyoruz. 2016’da ihracatta yüzde 45, iç pazarda yüzde 25 büyüdük. Ciromuzun yüzde 40’ı ihracattan geliyor.”

        AVRUPA’DA ÖĞRENDİ TÜRKİYE’DE ÜRETTİ

        Öztürk, Oflu babasının işçi göçüyle gittiği Almanya’da doğmuş. İktisat eğitimini de bu ülkede tamamlayan Öztürk, koku dünyasıyla İsviçre’de tanışıyor.

        İsviçre’nin esans firması Luzi A.G’de 7 yıl çalıştıktan sonra, Türkiye’de koku endüstrisine yatırım kararı alıyor. 2008 yılında Hadımköy’de deneme üretimine başlıyor.

        Üretimini 2011 yılında 40 milyon dolar yatırımla Selimpaşa’ya taşıyor.

        Yılda 15-20 bin ton üretim kapasitesine erişme planıyla, kapalı alan yatırımını 23 bin metrekareye kadar çıkarıyor.

        Avrupa’daki ilk “Creative Center”ı İsviçre’de kuruyor; ikincisini de bu yıl içinde Polonya’da açacak. Dubai ve Tahran’daki satış ofislerine Güney Amerika’yı da eklemeyi planlıyor. Avustralya’ya ilk kozmetik ürünü satan Türk firması oluyor.

        Avrupa’nın 200 yıllık koku endüstrisiyle rekabet edebilmek için Ar-Ge’ye ağırlık veriyor. En yeni, en farklı, en özele gitmeye çalışıyor.

        DUYULARIN KOKUSUNU ÜRETİYORLAR

        Toplam 120 çalışanın 50’si, 5 bin 500 metrekarede kurulan Ar-Ge laboratuvarında istihdam ediliyor.

        Robot teknolojisine geçerek üretimi hızlandırmaya çalışıyor.

        1500 bitki ve hammadde çeşidinden oluşan “Koku Kütüphanesi”, 18 bin farklı koku reçetesi üretiyor.

        Parfümörlerin (parfüm ekspertizi) uzmanlığında doğa paleti ve kimyasal bileşimler, “koku” olarak formüle ediliyor.

        Dünyada 700 parfümör bulunuyor. Avrupa medyasına verdiği ilanlarla 6 kıdemli parfümeri transfer ediyorlar.

        Türkiye’de bilimsel parfümör eğitimi veren bir kurum yok. İş başa düşüyor. Şirket bünyesinde “Seluz Parfüm Akademisi” kuruyorlar.

        Kimya fakültelerinden 11 öğrenci seçiyorlar ve akademide 4 yıllık eğitime alıyorlar.

        Gecenin Kraliçesi” dizisinde Meryem Uzerli’nin canlandırdığı parfümör karakterini anımsayabilirsiniz.

        Duyuların kokusunu ortaya çıkarıyorlar...

        Bu yıl parfümler iris kokacak!

        Parfüm trendlerine bakarsanız, geçen yıl Endonezya’dan paçuli yağı, Haiti’den vetiver yağı talebi artmış.

        Bu yıl iris çiçeğinin kokusu moda olmuş.

        Öztürk, son 1 aydır Türkiye’de yetişen 27 tür iris (süsen ya da nevruz çiçeği olarak biliniyor) üzerinde çalışıyor.

        Gül yağının kilosu 12 bin Euro, lavantanın 200 Euro olurken irisin 45 bin Euro...

        Kişisel bakım alanında da zeytinyağının öne çıkarılması gerektiğini savunuyor.

        Koku endüstrisinde kullanılan çoğunluğu ithal hammadde ve bitki envanterini yerlileştirmeye çalışan Öztürk, Karadeniz’in yamaçlarını süsleyen orman gülünü etüt ettiriyor.

        “Orman gülü, dünya pazarlarında endüstrileşme imkânı bulabilir. Argan yağı, aloevera da bilinmiyordu, yayıldı” diyor.

        Muğla’da sığla ağacını, Urfa’da zahteri, Akdeniz’de biberiyeyi, Doğu’da paprikayı araştırıyor.Çiftçilerin Adana’da nergis, Afyon’da ve Silivri’de lavanta ekimini destekliyor.

        Büyüyen koku endüstrisinin; turizme ve kırsal kalkınmaya da katkısı olacaktır.

        Diğer Yazılar