Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        106 milyar doların üzerine çıkan inşaat malzemeleri sektörünün 2013-2017 verileri, üretim ve iç-dış satışlarda artış olmasına karşılık tahsilatta yüzde 50 seviyesinin altına düşüldüğünü gösteriyor

        Ağaoğlu Şirketlet Grubu Başkanı Ali Ağaoğlu, dün gazetemizde okuduğunuz röportajda, Çekmeköy’de başlattığı yeni projesi için “Kol kestik” ifadesini kullanıyordu.

        Ağaoğlu, kârlılık beklentisi olmadan başlattığı projeden yapacağı hasılatla,1996 yılında satın aldığı proje arazisini yerine koyamayacağını vurguluyordu.

        Temel meselenin insanların konuta erişme sıkıntısı olduğunu söyleyen işadamı, “Ne bu arsa fiyatlarıyla, ne de inşaat maliyetlerindeki artışla vatandaşın ihtiyacının karşılanması mümkün” diye de ekliyordu.

        2013-2017 Ocak-Eylül dönemi “Türkiye İnşaat Malzemeleri Sanayi Endeksleri” bu açıklamayı rakamlara döküyor. Çimentodan klimaya, demirden seramiğe kadar bir inşaatta kullanılan tüm endüstriyel ürünleri içine alan 106.6 milyar dolarlık pazarın görünümü, Türkiye’de yaşanan likitide sorununu en çarpıcı biçimde ortaya koyuyor.

        Endeksi, Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (İMSAD), 83 büyük sanayi grubu ve alt sektörü temsil eden 32 derneğinden oluşan üye verilerini değerlenirerek hazırladı. Değeri 100 kabul ederek yapılan grafikte 2013- 2017 Eylül döneminde cironun 106.7’den, 182.7 puana ulaştığı görülüyor.

        Karşılaştırılan dönemde, tahsilat hızı ise sürekli iniş göstererek 101.1’den, 52.2’ye çakılıyor.

        Yurtiçi ve yurtdışı satışlar, üretim ve tahsilatı da içine alan değerlendirmede ise aynı dönemde 104.6 olan endeks puanı, 134.6’ya çıkıyor. Bileşik endeks de zaten ciro ve satış artışına karşılık ekonomide yaşanan gerilemeyi gösteriyor. 2013 Eylül’ünde 103.13 olan puan, 2017 Eylül ayında 99.99 puana kadar inmiş. Üreten, istihdam kaybı yaşamayan, malını satabilen sektörün güven endeksi, tahsilat tablosu ile benzerlik taşıyor.

        Müteahhitler için endişelerini paylaşan Ağaoğlu, konut fiyatları düşerken, maliyetlerin arttığına dikkat çekmişti.

        Araştırmaya konu olan son 4 yılda güven endeksi 102 puandan, 68.7’ye düşüyor.

        Gelecek 3 ay beklentilerinde de bu tablo korunuyor. 2013 Eylül ayında 101 puandan dibe yaklaşan grafik, 2017 yılının karşılaştırılan döneminde son 4 yılın en alt seviyesi olan 44.7’ye çakılıyor.

        Sanayide gelecek beklentilerinin tersine önümüzdeki 3 aya ilişkin alınan ihracat siparişleri endeksi 103.9 puandan 125.5 puana çıkıyor. Yurtiçi siparişlerde 3 aylık beklenti 2016 Aralık ayında 91 puana kadar gerilerken, 2017 Eylül’ünde 108.5 puana yükseliyor. İMSAD Başkanı Ferdi Erdoğan, üretim ve satışlardaki artışa karşılık tahsilatta yaşanan problem etkileyen 3 faktörü şöyle sıralıyor: Fabrikalarda, bayilerde ve inşaatlarda oluşan malzeme stoku.

        İnşaatlarda oluşan malzeme stoku, müteahhitlerin satın aldıkları inşaat malzemelerinin parasının karşılığı yaptıkları barter’ı (değişim) ifade ediyor.

        İnşaat malzemeleri sanayii, 2016- 2017 Temmuz karşılaştırmasında yüzde 30 büyüme ile 2015 rakamlarına doğru geliyor. İMSAD Eylül 2017 Sektör Raporu’na göre sektör yılın ilk 6 ayında yüzde 6.4 büyüdü. Aynı dönemde inşaat harcamaları 252.6 milyar TL’ye ulaştı. 1.5 milyonluk istihdam sağlayan inşaat malzemeleri sanayii iç pazar büyüklüğü ise 91.4 milyar dolara ulaştı.

        SON 5 YILDA YENİLENMESİ GEREKEN BİNA SAYISI 7 MİLYONDA KALDI

        Markalı konutların toplam üretilen gayrimenkul pazarından yüzde 17 pay aldığını söyleyen İMSAD Başkanı Ferdi Erdoğan, son 5 yıldır İstanbul’da yenilenmesi gereken konut miktarı olarak aynı rakamın ifade edilmesini sorguluyor.

        İnşaatların en az 100 yıl için yapılması gerektiğini vurgulayan Erdoğan, deprem riskini ortadan kaldırmaya yönelik adımlar atılmadığını ifade ediyor:

        “Biz 20-30 yıl, yani bir otomobil kadar kullanım ömrü olan binalarda yaşıyoruz. Hem binaların dayanıksızlığı hem de yeni çevre düzenlemelerinden dolayı mevcut yapılar yıkılarak yeniden inşa ediliyor. Bundan 5 yıl önce de deprem riski taşıyan ve yaklaşık maliyeti 155 milyar dolar olan bina sayısı 7 milyondu, şimdi de 7 milyon adet. Oysa aynı dönemde bina sayısı 16 milyondan 23 milyona çıktı.” Erdoğan, “Depremden etkileneceği için yıkılması gereken binaların dönüşümünün yapılmadığı sonucunu mu çıkarmalıyız?” diye de soruyor.

        2 DOLARLIK İTHALATLA 50 SENTLİK İHRACAT

        İnşaat sektörünün başının madencilik, sonunun ise inşaat malzemeleri uygulayıcısı olduğunu belirten Erdoğan, bu sistemin ortasında yer alan üretim ve lojistiği içine alan ‘dijitalleşme’ ve ‘Endüstri 4.0’ı konuşmaya başladıklarını ifade ediyor. 30 milyon ton inşaat malzemesi ihraç edilmesine karşılık ortalama ihracat değerinin 50 kilogram/ sent olduğuna dikkat çeken Erdoğan, “Avrupa standartlarının getirdiği maliyetle üretim yapıp Doğu pazarlarında oluşan düşük fiyatla satış yapıyoruz” diyor.

        Yılda yapılan 350 bin ton ithalatta ise ihracat değeri 2 dolar seviyesinde. İthalat ve ihracat değerleri arasındaki makasın kapanması için inovasyona ihtiyaç duyuluyor. Katma değerli üretimle ihracat değerlerinin artması için, sürece dahil olan tarafların teknolojik değişime uyumlu eğitimli olmasından geçtiğini belirtiyor. Yüzde 75’ini İMSAD üyelerinin gerçekleştirdiği 2016 yılında 15.2 milyar dolar ihracat, Türkiye’nin toplam ihracatından yüzde 10.7 oranında pay alıyor. 2014 yılında ise ihracat 21 milyar dolara ulaşmıştı.

        Sanayiciler bu arada, 35 milyar dolara ulaşan kayıt dışılıkla rekabet etmeye çalışıyor.

        İMSAD Başkanı Ferdi Erdoğan

        Diğer Yazılar