Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Tekstil ve konfeksiyon dünyasının en önemli 3 fuarından biri kabul edilen “Paris Premiere Vision”la ilgili acı hatıralar siliniyor!

        12-16 Şubat 2018 tarihlerinde Paris’te düzenlenen moda dünyasının en prestijli kumaş fuarlarından Premiere Vision Fuarı’ndan dönüyoruz.

        Paris-İstanbul uçağında karşılaştığım İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB) Başkanı İsmail Gülle’ye izlenimlerini soruyorum:

        “İtalya ve Fransa’dan sonra en yoğun katılım sağlayan ülke Türkiye’ydi” diyor.

        Fuara 50 ülkeden katılan bin 725 firma içinde Türkiye’den 163 firma yer aldı. Tasarım, inovasyon ve teknolojik yenilikler açısından rekabetçi bir tablo ortaya çıkarıyor mu?

        Gülle’den, “Bana göre İtalya ile yarışıyoruz” karşılığını alıyorum.

        Bundan 12 yıl önce bu fuara alınmayan Türk firmalarının, aynı tarihlerde Paris’te bir otel odasında “alternatif fuar” düzenlemek zorunda kaldıklarını, fuar yönetiminin ihbarı üzerine de Paris’te gözaltına alındıklarını anımsatıyor. Türk firmalarının stantlarının yer aldığı fuar alanı girişinde yol boyu İTHİB’in sponsor firmalarla hazırladığı “Go with Turkey” reklam panoları sıralanıyor.

        Hall’ün dış cephesinde de boydan boya İpeker’in reklam panosunu görüyoruz.

        AR-GE İLE TANITIM YAPILIYOR

        “Premiere Vision”u, Avrupa’nın en büyük entegre yünlü kumaş üreticisi Yünsa’ya, Mayıs 2017 tarihinde Genel Müdür (CEO) olarak atanan Sabancı Topluluğu’nun 33 yıllık çalışanı Nuri Refik Düzgören’in konuğu olarak ziyaret ediyoruz.

        Stantlarında hedef pazarlarından Güney Kore’den ve en çok ihracat yaptıkları Almanya’dan gelen temsilcileri ile İtalya’daki tasarımcılarıyla tanışıyoruz.

        Yünsa’nın 45 yıllık geçmişini güncelleyen ve 2005 yılında bu fuara ilk giren Türk firması olduklarını söyleyen Yünsa Pazarlama ve Satış Direktörü Bora Birgin ve Mali İşler Direktörü Semih Utku’nun yanı sıra Ar-Ge Müdürü Ayşe Hande Tamer ile karşılaşmak sürpriz oluyor.

        Bin 100 kişinin çalıştığı Yünsa’nın Ar-Ge müdürünün bir kadın olmasından çok, araştırma-ürün geliştirme bölümlerinin fuar stantlarına taşınması ilgimi çekiyor.

        Yünsa’da mavi yakalı kadın çalışan oranı yüzde 31’e ulaşmış. Düzgören, satış müdürü pozisyonunu da bir kadına açarak, Gülden Doğan’ı “yönetim katına” çıkarmış. Doğan da fuardaydı...

        Yünsa hisselerinin yüzde 42’si halka açık, yüzde 58’i Sabancı Holding’e ait.

        Holdingin yönetim kurulu başkanının kadın güçlenmesi projelerine liderlik eden iş insanlarından Güler Sabancı olması, kurumsal yaklaşımı etkiliyor. Yünsa’da kadın-erkek eşitliği gibi inovasyon, tasarım, işçi güvenliği, çevre sağlığıyla birlikte “iyi şirket” kültürü oluşumuna yatırım yapılıyor.

        Tüketici bilincinin artmasıyla, küresel şirketler tedarik zincirini bu kriterlere uyan şirketlerden oluşturuyorlar.

        AVUSTRALYA’DAN İTHAL EDİLİYOR

        Yünsa’nın Çerkezköy’deki fabrikasında ürettiği kumaşların yüzde 90’ı ithal edilen yünden dokunuyor. Avustralya’dan yılda 40 milyon dolarlık yün ithal ediyor. Son bir yılda yünün fiyatı da yüzde 30-35 oranında arttı. Yine de Düzgören iddiasını sürdürüyor:

        “Türkiye’de yünlü kumaş ihracatının yüzde 70’ini biz yapıyoruz. Yıllık ciromuzun yüzde 78’ini ihracat oluşturuyor. Dünya yünlü kumaş pazarının yaklaşık yüzde 4.3’nü karşılıyoruz. Uluslararası birçok markaya üretim yapıyoruz. İtalya dışında yalnızca Türkiye’de biz ve Portekiz’e kumaş sipariş eden Alman markası Hugo Boss’a yılda 600 bin metre kumaş satıyoruz. Bu, Yünsa’nın toplam yıllık satışlarının da yüzde 6-7’sine denk geliyor. Dünyanın 5 büyük kumaş ihracatçısından biriyiz ve dünya lideri olma yolunda hızla ilerliyoruz.”

        Düzgören, 2010 yılında kurulan Ar-Ge Merkezi’ne yapılan yıllık yatırımın, yıllık 300 milyon TL’lik cironun yüzde 5’ine ulaştığını söylüyor.

        Son 7 yılda 38 milyon TL Ar-Ge yatırımı gerçekleşmiş. Geliştirdiği yeni ürünler toplam siparişlerinin yüzde 54’ünü oluşturuyor.

        Klasik giyim talebinin azalmasıyla birlikte 2 yıl önce yün dışı üretime yönelen marka, pamuk, ipek, keten, sentetik naylon, lycra karışımlı dokuma kumaşlarını piyasaya çıkarıyor.

        ÜNİVERSİTE SANAYİ İŞBİRLİĞİ

        Üniversiteler ve İtalya’daki kimya şirketleriyle ortak yürütülen çalışmalarla “kumaşa 5 kuru temizlemeye kadar kırışmama özelliği” kazandırıyorlar.

        Teknik kumaş çalışmalarını ileri boyuta taşıyıp Sabancı’nın Temsa otobüslerine ısı ve ses izolasyonu sağlayan kumaş üretimi üzerinde çalışıyorlar.

        Ar-Ge’nin geliştirdiği, “geri dönüşümlü” malzemeden iplik üretecekler.

        İç pazarda 2018 yılında yüzde 20 büyüme hedefliyorlar. Yılda ürettikleri 10 milyon metre kumaşın, yalnızca 2 milyon metresi iç piyasada satılıyor. İhracat kilogram fiyatı da 30-35 dolara çıkmış.

        Diğer Yazılar