Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Güçlerini farklılıklarından aldıklarını söyleyen Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu Başkanı Nail Olpak iş dünyasında yayılan “Tillerson etkisini” anlatıyor

        Torba yasayla 2014 yılında TOBB bünyesinden alınıp Ekonomi Bakanlığı’na bağlanan Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) son bir yılda üye sayısını 3 kat artırmayı hedefliyor. Bununla da yetinmiyor; Kızılay, AFAD, TİKA gibi kurumlarla da koordinasyon kuruyor.

        DEİK Yönetim Kurulu Başkanı Nail Olpak ile buluştuğumuzda uzun uzadıya kurumsal “misyonlarını” ve yönetim kurulu üyesi iş insanlarının mesajlarını taşıdıkları tanıtım filmini konuştuk.

        TV’lerin haber kanallarında 10 gün boyunca “İşimiz, gücümüzü dünyaya taşımak” sloganını dönen reklam, 21 Nisan 2018 günü DEİK Genel Kurulu için hazırlanan 2 dakikalık filmden alınan 90 saniyelik bölümdü.

        Açılışını ve kapanışını Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci’nin yaptığı reklam filmi, dijital medyada da yer almaya başladı.

        Filmle ilgili kabine dışı Ekonomi Bakanlığı seçeneğine gönderme yapıldığı yorumları yapılmadı değil.

        DEİK’in 35 kişilik yönetim kurulu üyesinden zamanı olabilen 28’i çekilen filmde, aralarında Ali Koç’tan Fuat Tosyalı’ya; Ümit Leblebici’den Zeynep Okyay Bodur’a kadar her sektörden iş liderlerinin yer aldığını vurgulayan Olpak, “Sayın bakanın filmden haberi yoktu. Reklamlar başladıktan sonra ‘Seyrettiniz mi?’ diye sordum” diyor.

        DEİK Genel Kurulu’nda konuşma yapan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Dışarıdan kabineye üyeler almamız söz konusu olacak. İş dünyamız içindeki pehlivanları da göreceğiz. Onlara teklifte bulunacağız, acaba ‘İşimizde çok kazanıyoruz, oraya gelemeyiz mi’ diyecekler” sözlerinin altını çiziyor.

        Erdoğan’ın aynı toplantıda ABD Başkanı Trump’ın Exxon Mobil Başkanı Rex Tillerson’u dışişleri bakanı yapmasını ve görevden almasını örneklediğini de hatırlatıyor.

        Bir de espri yapıyor: “Cumhurbaşkanı’mız bunu söylerken kime bakmışsa o üstüne alınıyor.”

        ‘MÜCEVHERİ KASADA TUTAMAYIZ’

        MÜSİAD Başkanlığı koltuğundan 2017 Eylül’ünde DEİK Yönetim Kurulu Başkanlığı’na atanan Olpak, kurumsal çalışmalarını aktarıyor:

        “Sivil toplum kuruluşları, genel kurullarında genelde ülkede yapılan köprü, baraj, yol gibi yatırımları gösteriyor. Ülkede yapılanları anlatan siyasi otorite var. DEİK güzel bir kurum. 32 yıllık hafızası var. Tanımlanmış bir alanı var ve misyon derneği değil. Bunu anlatmamız gerekiyor.”

        DEİK’in TÜSİAD, MÜSİAD gibi “dünya görüşü” itibarıyla tasnif olmadığını ifade ediyor:

        “İcraatın İçinden gibi bir şey yapmadık, farklılıklarımızı bir arada tutma gücümüzü öne çıkardık. Yönetim kurulumuzda Şekip Avdagiç’ten Güler Sabancı’ya; dünya görüşü birbirine pek de uyumlu olmayan iş dünyası temsilcileri bir arada oluyor. Feyyaz Berker’i atlayarak DEİK’i konuşamayız. Bu mücevheri kasada tutamayız.”

        Türkiye’nin 138 büyükelçiği, DEİK’in 137 ülke ile kurduğu iş konseyi bulunuyor.

        Ülke bazlı 144 iş konseyinin büyüme ve etkinlik modelini anlatıyor:

        “İş konseyleri kurulurken en az 25 üye şartı getirilmiş ama 57 konsey 10 üyeden azdı. Şirketi kapanan iş konseyi başkanları vardı. Üyeler birden fazla konseye üye olabilir ama hepsine ayrı ayrı aidat ödeyecek. Az sayılı konseyleri gruplandırdık. Hâlâ yeterince üye yok. Başkan olduğumda 967 bireysel, 94 de kurumsal üyemiz vardı. Üye sayımız 150’ye çıktı, 200’e ulaşır. 2019 sonunda hedef 3 bin üye. 144 üyeyi ziyaret ediyorum, ‘Kendiniz gibi 2’şer, 3’er üye getirin’ diyorum. Farklılıklarımızı koruyarak yeni üye kaydı yapıyoruz. Ticari diplomasiyi bu yapımızla etkin kılabiliriz. Fikir üreten bir yapımız da olmalı. Deve dişi gibi Türkiye’nin iş dünyası tarihine damga vurmuş insanları barındırıyoruz. Onlara içeriden profesyonel destek sağlayacak nitelikli bir kadro oluşturuyoruz.”

        KIZILAY DA, MAARİF VAKFI DA PAYDAŞLAR ARASINA KATILDI

        Olpak, yönetim kurulundaki 35 üyeyle oluşturdukları 15 çalışma grubu hakkında da bilgi veriyor:

        “Bankacılık-Finansman Çalışma Grubu’nda 4 üyemiz bankacı, hem de baba: Güler Sabancı, Ali Koç, Ahmet Çalık, Ümit Leblebici. Enerji, lojistik, yatırım ortamını iyileştirme, turizmde de aynı güçteyiz. Bunların 11’i dışa, 4’ü içe dönük yapılandı. Yurtdışı Türkler Başkanlığı, Yunus Emre Enstitüsü, Kızılay, TİKA, AFAD, Maarif Vakfı gibi yurtiçi paydaşlarımızla koordinasyon sağlayacağız.”

        Bakanlarla yapılan yönetim kurulu toplantılarına çalışma gruplarından gelen önerilerle gideceklerini vurguluyor:

        “Başbakan ile yaptığımız toplantıda Türk-Alman İş Konseyi Başkanımız ve Yönetim Kurulu Üyemiz Steven Young (Bosch Türkiye ve Ortadoğu Başkanı), ‘Otomotivde 15 milyar dolar ihracat yapıyoruz. Ancak 5-10 yılda ihracat kalemlerimizin neredeyse yüzde 90’ı çöp olacak’ dedi. Bir konuda strateji geliştiriyorsak bir anlamımız var.”

        ***********

        ‘DEİK, ATİPİK ORGANİZASYON’

        DEİK kamu mu, sivil toplum kuruluşu mu sorusu Amerika ve Avrupa’daki eş kuruluşlar tarafından sorgulandı.

        Olpak’ın yaptığı tanım “hukuki” referans içeriyor.

        TÜSİAD, DEİK’in statüsündeki değişiklik nedeniyle, üyelikten ayrılmak için açtığı davayı kazanmıştı.

        Danıştay’ın bu davayla ilgili kararında DEİK’i “atipik organizasyon” olarak tescil ettiğini söylüyor:

        “Başkan atanıyor, onun dışında tüm yönetim seçimle işbaşına geliyor. Kamu kaynağı kullanmıyoruz. Seçim yüksek kurulumuzu oluşturduk, itirazlar oraya yapılacak. Aidat borcu olan oy kullanamadı. Güzel bir sonuç çıktı.”

        Tartışma konusu olan soruları da soruyoruz:

        - DEİK siyasi iktidardan bağımsız ya da muhalif görüşler açıklayabilir mi?

        “İktidarın siyasi üslubunun tekrar edilmesi beklentisinde olduğunu düşünmüyorum. Bu ülke erken seçim kararı aldı, siyasetin bizimle birlikteliği önemli. Vergimiz, muhtasarımız durmuyor ki... Bunu söylediğim zaman siyasi bir mesaj mı veriyorum? DEİK’in kurucu kuruluşları da görüşlerini ifade edebilir.”

        - TÜSİAD’ın üyeliğe geri dönme olasılığı var mı?

        “Başkanlığımın ilanından sonra (Eylül 2017) TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik, Bakan Zeybekci’nin davetine ‘Evet’ dedi. Ekim başında Nihat Bey, ben, TÜSİAD, MÜSİAD, TOBB, TİM, TMB başkanlarıyla bir araya geldik. Orada Erol Bey tekrar ‘Üyeliğe dönüyoruz’ dedi. Sonra dönmeme kararı aldıklarını açıkladı. İş hayatının mutlak ‘hayır’ları yoktur. Bundan sonra üyelik iradesini TÜSİAD gösterecek.”

        - DEİK için TÜSİAD’ın üye olması ya da olmaması ne anlama geliyor?

        “TÜSİAD’ın sembol isimleri içimizde. Başkanlık Divanı’nı oluşturan kurucu kuruluşlarımızdandı. Onlar yıllık 110 bin TL aidat ödüyor. Bu da hiçbir şey. DEİK yıllık üyeliği 8 bin lira, ayrıca konseylere üyelik 500-2 bin dolar arasında değişiyor. Konseyler bütçelerini kendilerine harcıyor. DEİK’in organizasyonlarıyla yapılan yurtdışı gezilerden geçen yıl 70-80 bin dolar kârı olmuş. Parayı istifleyen bir kurum değiliz. Tüm gezilerimiz, herkese açık.”

        24 Haziran sonrası ekonomik beklentisini de, “Hadise oldu, bitti; sistem yürüyor” umuduyla ifade ediyor. Yurtdışı yatırımlarında hızlı bir daralma olmamasını olumlu havaya işaret kabul ediyor.

        Diğer Yazılar