Kadının başörtüsü özgür, ekonomiye katılımı özürlü!
Ankara
TOBB Kadın Girişimciler Kurulu ve Infomag Yayıncılık'ın aylık dergisi "Harvard Business Review"in düzenlediği "Liderlik ve Kadın" konulu dar kapsamlı çalıştaya; Dünya Ekonomik Forumu'nun kamuoyuna yansıyan "Cinsiyet Uçurumu Raporu-2013" verileri damga vurdu. Türkiye'de kadının toplumsal statüsünün, 136 ülke içinde 120 sırada yer alması kritik edildi.
2007 yılında kurulan TOBB Kadın Girişimciler Kurulu'nun "karar mekanizmalarına" kadınları taşımakta yetersizliklerinin de dile getirildiği toplantıda, kurul üyesi işkadını sayısının bu süre içinde 900'den 5 binlere çıkmasının önemi kayda geçti!
1 milyon 400 bin üyeli TOBB'da başarı hikâyesi; yalnızca iki odanın başkanının kadın olması! Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, Türkiye'nin kadın istatistiklerinde alt sıralarda yer almasını "Okur-yazar olmayan kadın stokumuz büyük" olarak açıklıyor.
Kadının statüsünün yükselmesine yönelik "eğitim, sağlık, ekonomi ve karar mekanizmalarına katılım" başlıklarında yürütülen çalışmalardan örnekler veren Şahin, kadının ekonomiye katılımının "kalkınma" sorunu olarak ele alındığını ve bu nedenle Ekonomi Bakanlığı ile birlikte çalıştıklarını söylüyor. Hükümet şunu anlıyor ki; 2023 yılında dünyanın en gelişmiş 10 ekonomisi arasında yer alma hedefine kadınsız varılamaz.
Peki, kadınları iş hayatından alıkoyan kreş sayısında artış var mı? Kadınların eğitim hayatından kopmaları ve erken yaşta evlilikle mücadelede neden hep geri sarıyoruz? Meclis'e kadının "başörtülü" girmesini özgürlük alanı olarak tarif edenler, kadının toplumsal hayata katılması konusunda ne kadar heveskârlar?
Türkiye'de kadının toplumsal statüsü kimseyi tatmin etmiyor, bu açık. Ancak sıra mücadeleye gelince ne kadınlarda, ne erkeklerde ortak bir söylem üretilebiliyor. Bu toplantıda bana göre ortaya çıkan en vahim tablo; eğitim düzeyi yüksek, iş güç sahibi kadınların "kota" konusundaki dirençleri oldu.
İş dünyasında "kadın" adına yola çıkanların acilen ilk yapması gereken çalışma, cinsiyet eşitliği söylemini içselleştirmesi olacak.
Kotanın kadının güçlenmesini sağlamasıyla birlikte, ekonomilerin kalkınmasının anahtarı olduğunu da ifade eden Limak Holding Yönetim Kurulu Üyesi Ebru Özdemir'in bu yöndeki vurgusu çok önemliydi. Kadının toplumsal statüsünün yukarıda olduğu ülkeler, İskandinav ülkeleri. Bu ülkelerde dünyanın en gelişmiş ekonomilerini temsil ediyorlar. Kotayla kadının toplumsal katılımı güç kazandı. Öyle ki artık gelişmiş ülkeler yüzde 30 kadın kotasını yukarı çıkardılar; yüzde 50 eşitlik istiyorlar.
ŞAHİN: MUHAFAZAKÂRLARI KIZLARI DEĞİŞTİRİYOR
TOBB Kadın Girişimciler Kurulu "Üst Kurul" üyesi 7 kadın girişimcinin yanı sıra, rol model olarak tanımlanan işkadınlarının da katıldığı toplantıda, "muhafazakârlık" üzerinden yüklenilen önyargılar masaya yatırıldı.
Kayseri'den söz alan BRN Yatak şirketinin kurucusu Berna İlter, "Kayseri'de işadamları, meslek hayatına atılmak isteyen kızlarını bana gönderiyorlar, beni rol model olarak gösteriyorlar. Muhafazakâr kadınların talepleri arttı. Sanayicilerin eşi ilk önce derneklerde görev alarak ev dışına çıktı, şimdi kızları kendi şirketlerini kuruyorlar" diyor.
Gaziantep'ten siyasete atılan Bakan Şahin, "Muhafazakâr ailelerde kız çocukları değişimi zorluyor" yorumu yaparak bu gözlemin altını çiziyor.
Şahinin, "Muhafazakârlık üzerinden iktidarımıza yönelik bir önyargı var, bununla da mücadele ediyoruz. Dünya Ekonomik Forumu, geçen yıl Meksika ve Japonya ile bize kadın istihdamının artırılması yönünde ödev verdi. Güler Sabancı ve Ferit Şahenk ile birlikte çalışıyoruz. En büyük şirketlerde bile bebek ve süt odası yok" sözleri, herkese...
Türkiye'nin biricik kaynağının "insan" olduğu aşikâr. Arap ülkeleri gibi petrolümüz olmadığına göre; kadınları çocuk doğurma makinesi ya da evin bekçisi olarak konumlandırmaktan vazgeçip inovasyon
odaklı bir ekonomik model kurmamız gerekiyor! KADINLARLA...
