Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        İktidar partisinin 27 Ağustos’taki kongresi, anamuhalefet partisinin ise 5-6 Eyül tarihlerinde yapacağı olağanüstü kurultayda, “kim” yerine, “neden” sorusunun öne çıkma ihtimali çok düşük. Ancak hiç yok da değil. Cumhurbaşkanlığı seçimi yenilgisini değerlendirmek üzere ekrana çıkan CHP Bursa Milletvekili Doç. Dr. Aykan Erdemir’in “CHP’nin parti programı olabilir” dediği şu bölüm dikkatimi çekmişti: “Kadınlara istihdama katılmaları önündeki engeller sorulduğunda; ‘Üstüme giyecek giysilerim yok - Mahallem aydınlatılmadı - Toplu ulaşım araçlarına ulaşamıyorum - Çocuğumu bırakacak kimsem yok’ yanıtlarını veriyorlar.”

        Yüksek lisans ve doktorasını Harvard Üniversitesi’nde, Ortadoğu çalışmaları alanında yapan ve 2004- 2011 yılları arasında ODTÜ’de “sosyal antropoloji” dersleri veren Dr. Erdemir’in sözleri, en azından bu köşenin okuyucularına yabancı değil.

        Aynı cümleleri, TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi toplantısının konuk konuşmacısı Bilkent Üniversitesi İktisat hocalarından Doç. Dr. Refet Gürkaynak’tan aktarmıştım.

        Cari açık ve kalkınma sorunlarına değinen Gürkaynak geçtiğimiz nisan ayında düzenlenen toplantıda, “beşeri sermayenin niteliğinin artması, kadınların işgücüne katılımının sağlanması ve tasarruf oranlarının yükselmesi” denklemi üzerinde duruyordu.

        Türkiye’nin ucuz işgücü cenneti olmasının bile mümkün olmadığını da vurguluyor, “Türkiye’de çalışan sayısı 23 milyon, işsiz sayısı 2.5 milyon. Türkiye’de iş arayan insan sayısı çok az. İşsizlerin hepsi iş bulsa, Türkiye’de çalışan sayısı 26 milyon olur. 76 milyonu 26 milyon kişi doyurmaya çalışırsa, bunun varıp varabileceği yer belli. Onun için şu anda babasına / kocasına mahkûm olan kadınların işgücüne katılımı çok önemli. 11.5 milyon ev hanımının istihdama katılması ile atılım sağlanabilir” diyordu.

        SİLİKON KAVŞAĞI’NIN SERMAYESİ ÖZGÜRLÜK

        Toplumsal cinsiyet uçurumunun azaltılmasında, kadının teknoloji ile buluşması kaldıraç işlevi görüyor. O nedenle uzmanlar “toplumsal kalkınma” yaklaşımlarında bu iki başlığı birlikte anıyorlar.

        Türkiye’nin 2013 Küresel Rekabet Endeksi’nde 148 ülke arasında 55’inci sırada yer alması sorunun ortaya koymaya yetiyor.

        Teknoloji denince akla ilk olarak Google, Facebook, Microsoft gibi bilişim sektörünün efsanelerinin ortaya çıktığı ABD’deki Silikon Vadisi gelir. Erdemir, Avrupa’nın teknoloji üssünden örnek veriyor.

        Londra’da “Silicon Roundabout” olarak bilinen “Silikon Kavşağı”na yaptığı ziyarette, “Teknokent başarısının sırrı nedir?” sorusuna verilen yanıtı şöyle anlatıyor:

        “Bize eşlik eden yetkili ‘Bu soruyu hep sorarlar’ dedi. Sonra da parmağıyla caddeleri dolduran kafeleri, barları, restoranları ve duvarları süsleyen eğlence ve sanat etkinliği duyurularını gösterdi. ‘Yaratıcı insanları Tech City’ye çeken işte bu özgürlükler ortamıdır’ dedikten sonra ekledi: Buradaki girişimcilerin birinci talebi özgürlüktür.”

        KADIN KONUSUNU SAHİBİNDEN DİNLEYELİM

        Yaratıcılık ile özgüklükler arasındaki ilişkiyi kavramak bu kadar basit aslında.

        Eğer bu konu üzerinde düşünmek isterseniz, iki isim vereceğim. Birincisi Alvimedica Çatalca ziyaretimde karşılaştığım İsrailli bilim adamı Prof. Dr. Dan Shechtman. 2011 Nobel Kimya Ödülü sahibi olan Shechtman, İsrail’de teknoloji girişimciliğini, oyun çağındaki çocuklara verdikleri “matematik ve fen bilimleri” eğitimi ile artırdıklarını söylüyordu. İkincisi de başta Amerika olmak üzere dünyanın birçok ülkesinde, “feminist manifesto” olarak yorumlanan “Sınırları Zorlamak” kitabının yazarı Facebook Direktörü Sheryl Sandberg. Dünyanın en güçlü kadınları listesine giren Sandberg’in kadın söylemini, Facebook gibi bir teknoloji şirketinin içinden dile getirmesi rastlantı olabilir mi?

        Dilek ve temennim odur ki; AK Parti’nin kongresinde, CHP’nin de kurultayında kürsüye birer kadın delege çıksın ve “kadına yönelik şiddeti ve savaşları” protesto eden, kadının güçlenmesini amaçlayan “Vakit geldi” bildirgesi okusun.

        Yalnız AK Parti delgesinin metninin içinde “kadın” kelimesi “aile”den daha çok geçsin; CHP’li de uygulamalarında işe yaramayan “yüzde 33 kadın kotası” yerine, “eşbaşkanlık” sistemini önersin. Yaparlar mı acaba...

        Diğer Yazılar