Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Dün hemen hemen tüm gazetelerde 15 Temmuz darbe girişimini araştırmak üzere kurulan Meclis komisyonuna dair haberler vardı. Komisyon ekim ayında, “Bu örgüt devlete nasıl sızdı?” başlığı altında başta 5 eski Genelkurmay Başkanı olmak üzere birçok isimden bilgi alacakmış.

        Alsınlar, itirazım yok, ama soru sadece bu olmamalı. Değişik birkaç soru da yöneltilmeli. Özellikle de eski Genelkurmay Başkanlarından Sayın Necdet Özel’e!

        “Ne soralım?” diyorlarsa eğer, ben hemen şuracıkta birkaç tane yazabilirim...

        Mesela Sayın Özel, bundan tam tamına 2 yıl evvel TSK’da Cemaat yapılanmasına dair yapılan haber ve yorumlara neden duyarsız kalmayı tercih etmiştir ve dahası o yönde haber yapan bizleri Genelkurmay Başkanlığı olarak neden yargıya şikâyet etmiştir?

        “İspatın var mı?” derseniz, “Hem de nasıl!!!” derim. Ve dökerim arşivleri..

        Tarih 28.10.2014...

        A Haber’de moderatörlüğünü yaptığım % 100 Siyaset programında o günkü gündemimiz, TSK içerisindeki Cemaat yapılanmasıydı. FETÖ’cü polis müdürlerinin çocuklarını TSK’ya nasıl soktuklarını anlattığımız program olay olmuştu. Bugün gibi hatırlıyorum. Bir TSK imamının aktardıklarından yola çıkarak hazırladığımız dosya haberde isim isim, tek tek hangi FETÖ’cü emniyetçinin çocuğunun TSK’da hangi bünyede olduğunu anlatmış ve örgütün ezelden beri sızma yaptığı TSK’yı artık neredeyse tamamen ele geçirmek üzere olduğunu vurgulamıştık.

        Peki n’oldu o programdan sonra?

        Şikâyet edildik... Hem de her yere! Cumhurbaşkanlığı’na, Başbakanlık’a, Adalet Bakanlığı’na ve A Haber’in bağlı olduğu Turkuaz Medya Grubu’nun üst düzey tüm yöneticilerine!

        Daha önce de zaten yine aynı konuyu işlediğimiz için, 15 Temmuz darbe girişiminin başını çektiği bilinen o dönemin adli müşaviri Muharrem Köse imzasının bulunduğu dilekçeyle yine şikâyet edilmiştik! Köse’nin yazdığı Genelkurmay dilekçesinde özetle şu ifade yer alıyordu değerli okurlarım:

        “Türk Silahlı Kuvvetleri gibi müstesna bir kurumda Cemaat örgütlenmesi gibi bir durum söz konusu bile olamaz! Böyle bir yapılanmaya Genelkurmay Başkanlığımız asla müsaade etmemiştir, o nedenle % 100 Siyaset programının amacını aşan bir duruma hizmet ettiğini düşünmekteyiz. Başkanlığımızda söz konusu programdaki isimlerin TSK’yı yıpratmak amacıyla belli bir merkezden yönetildikleri kanaati hâkim görüştür!”

        Dönemin Genelkurmay Adli Müşaviri Köse’nin ve basın müşavirli- ğinin hakkımızda başlattığı, “Amaçları TSK’yı yıpratmak” kampanyası o kadar başarılı olmuştu ki, haberde fikri takip denilen olguyu bile gerçekleştirmemiz mümkün olamamıştı.

        Oysa yaptığımız haber vatana, millete yol gösteren, zihinleri aydınlatan çok büyük bir hizmet değeri taşıyordu. Şoka girmişti her izleyen. Çünkü anlattıklarımız, saydığımız isimler falan hiç de normal değildi gerçekten.

        Örnek vereyim mesela... Recep Güven... Diyarbakır’da emniyet müdürü iken yaptığı bir şovla tanınmış, ancak sonrasında FETÖ’nün en kilit isimlerinin başında geldiği anlaşılmış ve tutuklanıp cezaevine konulmuş bu şahsın 2 çocuğu var. Kızı GATA’ya girmiş birincilikle, oğlu da Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na!

        Bir diğer ünlü FETÖ’cü polis müdürü, eski Iğdır İl Emniyet Müdürü İbrahim Karadağ’ın kızı GATA Hemşirelik Yüksek Okulu’na, oğlu ise İzmir Çiğli 2. Ana Jet Üssü Komutanlığı’na girmeye hak kazanmış.

        Diğer meşhurlardan biri de eski Muş İl Emniyet Müdürü Muharrem Durmaz. Onun da kızı Kara Harp Okulu’na, oğlu Hava Harp Okulu’na yerleşmiş. Eski Antalya İl Emniyet Müdürü Mustafa Sağlam’ın oğlu Harp Okulu’na, diğer oğlu Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na girmiş ve o tarihlerde üsteğmen olmuştu bile!

        Bu kadar değil tabii “babaları emniyette olup çocuklarını TSK’ya sızdıran” FETÖ’cü polis müdürlerinin isimleri. Yerim olmadığı için tamamını yazamıyorum ama bu FETÖ’cü polislerin FETÖ sızıntısı çocukları ancak ne zaman görevden alındılar biliyor musunuz?

        15 Temmuz’dan sonra...

        Neredeyse bizim o haberi yapmamızın üzerinden 2 yıla yakın bir zaman geçtikten sonra yani...

        Şimdi bu durumda hakkım değil mi o dönem Genelkurmay Başkanı olan Sayın Necdet Özel’e komisyon tarafından bu konular hakkında sorular yöneltilmesini istemek?

        Diğer Yazılar