Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Sağolsungazetem Habertürk’ten... Tam da benim aylardan beridir anlatmaya çalıştıklarımı ispat eden güzel bir işe imza attı... Dün manşetten değerli arkadaşım Faruk Acar’ın sahibi olduğu ve çok güvenilir bulduğum Andy-Ar sosyal araştırmalar merkezinin anketini yayımladı. Yapılan araştırmanın yayımlanan ilk bölümünde Türk halkına Avrupa Birliği (AB) ile ilişkiler, müzakerelerin dondurulması, AB’nin göçmen konusundaki samimiyeti ve Türkiye ile Rusya arasındaki ilişkiler sorulmuş. Sonuçlar beni hiç şaşırtmadı, aksine önceki günkü yazımda dediğim şu: “Millet olarak çabuk gaza geliyoruz!” tezimi de ispat etti. AB ile ilgili sonuçlara değineceğim ama önce nasıl gaza geldiğimizi daha doğru anlatmak için Rusya ile ilişkiler konusundaki çarpıcı sonuçlara dikkatinizi çekeceğim.

        Önce sizi biraz geriye götürmek istiyorum. Rus uçağının düşürülmesinin ardından Rusya ile yaşanan kriz dönemine... Nasıldı o günlerde haleti ruhiyemiz lütfen hatırlayın. Her iki devletin en tepesindeki isimler birbiri ardına açıklamalar yapıyor, o güne kadar hep dostluk çerçevesinde ilişkileri olmuş iki ülke göz göre göre adeta düşmanlığa sürükleniyordu. Rusya vizeyi kaldırıyor, vatandaşlarını Türkiye’ye gitmeme konusunda uyarıyor, Türkiye Rusya’ya çeşitli yaptırımlar uyguluyor falan filan. Bu arada tabii olanı biteni sadece bir devlet politikasının gereği gibi okumaktan aciz yazar, çizer korosu da ötesini berisini düşünmeden savaş tamtamları çalıyor ve “vatan, millet, Sakarya” nidalarıyla Türkiye’yi kaosa boğuyordu iyice. Tabii bunun karşılığında da gaza gelen milletimiz akla hayale gelmeyecek cümlelerle Rusya’ya, yöneticilerine, halkına düşmanca tavır sergiliyordu.

        Bilmiyorum o günlerde Rusya ile ilişkilerimiz konusunda yapılmış bir anket falan var mıdır ama olsaydı herhalde sonuç dün yayımlanan araştırma sonuçlarının tam tersi olurdu. Andy-Ar sormuş halka Rusya ile ilgili düşüncelerini. Türkiye ile Rusya ilişkilerinin gelişmesini destekleyenlerin oranı yüzde 86.6 çıkmış.

        Bakar mısınız lütfen sonuca! Daha düne kadar “Kahrol düşman Rusya!” şeklinde sokaklarımızda slogan attığımız Rusya şimdi bizim en yakın dost ülkemizmiş. Ve daha da dost olmamız için gereken ne ise yapılmalıymış. Faruk Acar değerlendirmiş sonucu. Diyememiş tabii benim gibi “Gaza gelmekte üstümüze başka millet yok!” diye ama dedikleriyle de bir nevi benim tezimi onaylamış.

        Gelelim şimdi AB ile ilişkilerimiz mevzuuna... Birkaç gündür, “Devlet aklı diye bir şey vardır. Devlet politikasının gereği diye bir durum vardır. Onlar üzerine düşeni yapıyor, çünkü onların işi bu! Sorumluluğu bu! O nedenle gerek Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, gerekse Başbakan Yıldırım’ın ya da diğer bakanların AB ile ilgili yaptığı sert açıklamalardan hareket ederek ‘AB bitti bizim için! Avrupa’dan kopuyoruz’ hezeyanlarına falan kapılmayınız! Ne biz Avrupa’dan kopabiliriz, ne de Avrupa bizden! Acele etmeyin. İzlemeye çekilin ve bu restleşmeler sonucunda her şeyin Türkiye’nin lehine olması için sadece dua edin!” diyorum diye “Avrupa yalakası” şeklinde hakaretlere maruz kalıyorum. Sorun değil. Alıştık artık bu tür saçmalıklara ama gelecekte AB ile yeniden ilişkimiz başladığında, AB ülkeleri ile şimdi Rusya ile olduğu gibi zeytin dalları alıp vermeler yaşandığında bana bugün hakaret edenler ne diyecek çok merak ediyorum.

        Diğer Yazılar