Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Cuma akşamı ofisimden eve giderken İstanbul’un o dakikalarda yeni yeni yağmaya başlayan kara teslim olacağını ve bir keşmekeş yaşanacağını anlamıştım. Çünkü İstanbulular hazırlıklı değildi. Kar lastiksiz çıkan tüm araçlar patinaj üzerine patinaj çekiyor ve bu sorumsuzlukları nedeniyle de trafiğin alt üst olmasına sebep oluyorlardı. İşyerimle evimin arası kısa bir mesafe olduğundan ve kar lastikli araç kullandığımdan, çok şükür kazasız belasız eve vardım ama varamayanların isyanını da an be an takip ettim. Bir arkadaşım tam 8 saat boyunca mahsur kaldı şirketinin personelini taşıyan servis aracının içinde. Bir başka arkadaşım eve gidemeyeceğini anlayınca dönüp ofisinde sabahlamayı tercih etti. Ve milyonlarca insan geleceği günler öncesinden belli olan yoğun kar yağışının kurbanı oldu.

        Peki İstanbul’da böylesi bir keşmekeşin yaşanmasının kabahati kimdeydi?

        Elbette ki günler öncesinden kar yağışı duyurusu yapılması- na rağmen kişisel olarak önlem almayan sorumsuz araç sürücü- lerinde... Ama, yolları kara karşı açık tutmak için aralıksız çalışan ve bunu büyük ölçüde başaran kent yönetiminden sorumlu yetkililerin de kusurları yok değildi. Çünkü o araç sürücülerinin önlem almamasının sorumluluğu da neticede onlarda. Yapılması gereken, uygulanması elzem olan yöntem belliydi. Daha cuma sabahından denetlemeye başlanıp kim kar lastiği takmamışsa, önlemini almamışsa falan trafiğe çıkmasına müsaade edilmeyecekti; bu BİRRR! İKİ, okulların biraz erken saatlerde tatil edilmesi için uyarıda bulunulacaktı. En azından çocukların mağduriyet yaşamaması için riskleri göze alıp okullarda yarım gün eğitim öngörülmeliydi. ÜÇÜNCÜSÜ ise vatandaşları mümkün olduğunca toplu taşıma araçlarını kullanmaya yönlendirip, metrobüs, metro kullanım saatlerini uzatılmalıydı. Bunu yaptılar ama ne zaman? Saatler gece yarısını falan buldu- ğunda! Milyonlarca insan sokaklarda perişan olduktan sonra!

        Sokaklarda, caddelerde bu keşmekeş yaşanırken bir başka keşmekeş de Atatürk Havalimanı’nın tüm işlevselliğini kaybetmesiyle yaşandı. Korkunçtu gerçekten. O gece oğlum yurtdışından geliyordu ve saatlerce yüreğim ağzımda onun inmesini bekledim. Tam 2 saat boyunca onu taşıyan uçak ve diğer tüm uçaklar tur attı durdu istanbul’un tepesinde. En sonunda hepsini başka havalimanlarına yönlendirdiler. Bizim şansımıza Antalya düştü. Orada yaşadıkları perişanlık zaten anlatılır gibi değil. Önce yolcuları saatlerce uçaklarda beklettiler. Ancak sabaha karşın otele yerleşmelerini sağladılar. Transit olan yabancı yolcuların birçoğu gidecekleri ülkelere gidemediler falan.

        Kabahatin THY’de olmadığına eminim. Neden böyle oldu; teknik olarak muhakkak sağlam bir sebebi vardır diye düşünüyorum. Zira zararın yine en büyüğünü devlet kuruluşu olan Türk Hava Yolları gördü. Düşünün... İstanbul’a inmesi gereken 74 THY uçağını 12 ayrı havalimanına indirmek zorunda kalmışlar. Ve toplam 10 bin 271 yolcusunu otellerde konaklatmış THY 2 gün boyunca. Bu arada limanda bekleyen yolculara 4 bin adet battaniye dağıtmış. Çocuk bezi, süt, mama da işin cabası. Bu arada Genel Müdür Bilal Ekşi’nin resmi Twitter hesabından yaşanan kaosu kabullenip bundan dolayı yolcularından özür dilemesi büyük bir incelikti, kendisini tebrik ediyorum. Umarım herkes, hepimiz bu son yaşananlardan ders çıkarırız da, bir daha böyle bir keşmekeşin yaşanmasına müsaade etmeyiz!

        Diğer Yazılar