Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        NAM-I diğer Şeytan... Yani Türk futboluna adını altın harflerle yazdırmış ve kendine has oyun tarzıyla rakiplerini olmayacak anlarda alt ettiği için bu lakabı almış Rıdvan Dilmen. Önceki gün sosyal medya üzerinden, “Güçlü bir Türkiye için ben de varım, onun için ‘Evet’ diyorum” ifadelerinin başlık olduğu bir video yayımladı ve futbolcu Arda Turan’a, “Sen de var mısın?” şeklinde seslenerek pas attı.

        Arda da Rıdvan’ın pasını alıp aynı başlık ve soruyla futbolcu Burak Yılmaz’a seslenince iş sosyal medyada çığ gibi büyüdü ve bir anda yüz binlerce insan “Evet” diyerek birbirine pas atmaya başladı. Bilmiyorum Rıdvan bunu kendi kendine mi düşündü yoksa birileri ona akıl mı verdi, ama gerçek şu ki; bu atraksiyonu “Evet” bloku kampanyasının resmen açılış gongu oldu.

        O nedenle tebrik ediyorum kendisini. Herkes kabul etmeli ki harbiden çok şeytanca bir hareket oldu.

        Tabii bu arada “Hayır” blokundan da inanılmaz tepki aldı Rıdvan’ın ve futbolcu arkadaşlarının bu çıkışı. Yerden yere vuruldular “Evetçi” oldukları için. Karşı çıkanların gerekçesi ise sporun siyasete bulaştırılmasıymış falan. Bu gerekçeyi son derece samimiyetsiz bulduğumu belirteyim bir kere; çünkü Rıdvan “Hayır” demek için böyle bir girişimde bulunsaydı bugün onu yerden yere vuranlar alıp göklere çıkarmışlardı bile.

        Yeri gelmişken şu sanatın, müziğin, sporun, edebiyatın siyasete bulaştırılmaması saçmalığıyla ilgili bir iki şey yazacağım. Aslında hep aklımdaydı bu konuya değinmek. Hatta geçenlerde Madonna’nın Trump’a olan nefretini anlatmak için, “Beyaz Saray’ı havaya uçurmak istedim” demesi üzerine Twitter’da Madonna’nın bu sözlerine dikkat çekip, “Türkiye’de de ‘Sanatçılar siyasetle ilgili yorum yapmamalı’ diyenler bu haberi dikkatle okumalı” demiştim. Bakınız tesadüfe ki bu Rıdvan meselesi cuk diye oturdu o gün attığım tweet’in üzerine. Gündem Rıdvan Dilmen olduğu için onun üzerinden yorumlamak istiyorum izninizle bu konuyu.

        Değerli okurlarım... Sonuçta evet Rıdvan futbolumuzun büyük bir markası, ama o aynı zamanda bu ülkede yaşayan da bir birey. Doğal olarak böylesine önemli bir dönemeçte ülkesinin geleceği için hangi kararın daha iyi olacağını zikretmesi de gayet normal. Bunun etik olmadığını iddia edenler gerçekten saçmalıyor. Sorsam “Böyle bir kanun mu var kardeşim? Nerede yazıyor sanatçıların ya da futbolcuların, genişletmek gerekirse kendi alanında isimleri kamuoyuna mal olmuş ünlü kişilerin, ülkenin mevcut yönetimi ya da geleceği hakkında yorum yapma hakkının olmadığı?” diye, emin olun verecek cevapları yok.

        Konuşur arkadaş, ister sanatçı olsun, ister futbolcu. Ne fikri varsa siyaseten paylaşır kamuoyuyla. Kimse buna karşı çıkamaz. Haa ayrıca bir dipnot: Rıdvan’la eskiden aynı medya grubunda çalıştığımız için tanışıklığımız var. Birkaç kez de sohbet etme imkânımız oldu. Sanmayın ki onun tek anladığı futbol; siyasetle de çok ilgilidir. Hem de birçoğunun olmadığı kadar. Bazı spor adamlarının Pennsylvania’daki o ağlak imamın etrafında fır döndüğü zamanlar Rıdvan, onun ve cemaatinin alçak bir hain olduğunu çoktan çözmüştü. Daha 2011 yılında FETÖ’nün kuyrukçuluğunu yapanlara, Fenerbahçe kumpaslarının tetikçilerine o dönem nasıl posta koyduğu, nasıl tavır aldığı arşivlerde kayıtlıdır.

        Hülasa değerli okurlarım... Rıdvan’ın futbola katkısı, dünyadaki marka değeri tartışılamaz. Adam gerçekten yazımın başında da dediğim gibi futboluyla adını altın harflerle yazdırmış bir büyük değerdir. O nedenle siyasi görüşüne bakarak onun hakkında karakter değerlendirmesi yapmaya, dahası “Evet”e desteğinin perde arkasında kişisel çıkarlarının falan olduğunu söyleyip itibarsızlaştırmaya kimsenin hakkı yoktur! Herkes bilmeli ki “Evet” ya da “Hayır” demesi, siyaseten fikir beyan etmesi onu bu ülke insanının gözünde ne başka bir yere taşır, ne de değersizleştirir! Rıdvan Rıdvan’ımızdır ve başımızın tacıdır! NOKTA!

        Diğer Yazılar