Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        HEP yazmalıyım bunu diyorum ama bir türlü gündemime alamıyorum şu yeni başkanlık sistemindeki “bakanlar kurulu” mevzuunu. Biliyor musunuz değerli okurlarım, yeni sisteme göre hani bakanlar siyaset dışı olacaklar ya... Yani bugün olduğu gibi parlamentodaki vekillerden belirlenmeyecekler ya, dışarıdan olacaklar ya, inanın sırf bu nedenle dahi bu değişikliğe “Evet” denir.

        Neden? Çünkü mevcut parlamenter sistemin getirdiği en büyük garabettir bakanlık hususu. Biliyorsunuz. Seçim biter; çapına, ölçüsüne bakmadan tüm vekiller bakan olmak için kuyruğa girer. Partinin genel başkanı yani Başbakan, o kuyruğa girenler arasında kılı kırk yararak, kırmadan, dökmeden, incitmeden bir kabine oluşturmaya çalışır. Kabine oluşur fakat bu defa da bakan seçilenlerin kapısında başka türlü bir kuyruk başlar. Seçildiği il neresiyse artık bakan beyimizin, memleketinin tamamı kapısına yığılır. Bunun başını diğer milletvekilleri, partisinin il başkanı, üyeleri falan çeker tabii. Sonra mülki amirler, muhtarlar seçtikleri vekili babalarının malı gibi gördüklerinden bakanlığı da merkez üs kabul eder. “Eee, sayemizde geldin oturdun bu makama. Şimdi gereğini yap bakalım mealinde"cümlelerle bakan üstünde baskı kurmaya başlarlar. Bakan olan kişi de ne yapsın tabii, mahkûmdur bazı şeylere. Çünkü siyasi kaygısı vardır. Oy kaygısı. O yüzden de bakanlığının hizmetlerinde önceliği seçildiği ile verir. Verir vermesine ama bu defa da diğer illerin vekilleriyle ister istemez bir kavgaya tutuşur. Ve hakkında sürekli Başbakan’a şikâyet yağar “Bakan kendi şehrine öncelik veriyor hizmetlerinde ve bizim memleketleri pas geçiyor” diye sürekli vıdı vıdı edilir.

        Benim bunları hikâyeden falan yazdığımı sanmayın; inanın böyle durumlar. Şimdi geçmişte bakanlık yapmış ya da hâlâ yapmakta olan bakanlar bu yazımı okuyorsa vallahi de billahi de ayağa kalkıp alkışlıyorlardır. Çünkü tamamen doğruları yazıyorum. Ha, ayrıca bu durum parti farkı falan da gözetmiyor. İstisnasız tüm partilerde işleyiş bu şekildir. Gidersiniz mesela bir bakanın makamına. Özel kaleminin odasında tüm koltuklar hemşerilerle doludur. Meslek hayatımda öyle komik ve enteresan olaylara şahit olmuşumdur ki bakanlıklardaki ziyaretlerimde falan... Anlatsam kitap olur inanın.

        Sadede gelirsek... Bakanların adam gibi, doğru dürüst adil hizmet vermesine engel teşkil eden bu garabet yeni sistemde topyekûn kalkıyor. Eğer halkın onayından geçerse sistem yürürlüğe girdikten sonra oluşacak bakanlar kurulu yani hükümet tamamen profesyonellerin eline teslim edilecek. Hangi memleketten, kaç bin oy aldığına, hangi aşiretin arkasında olduğuna bakmaya gerek duymadan seçilecek bakanlar. Eee, tabii sadece bir profesyonel, uzman olduğu için ve en önemlisi oy kaygısı, siyasi kariyer kaygısı, bilmem ne derdi olmadığı için de kimsenin elini eteğini öpmek zorunda kalmayacak. İşini yapacak bakan. Sadece işini.

        Süper değil mi yahu bu değişim?

        Diğer Yazılar