Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        AK Parti Manisa İl Başkan Yardımcısı Ozan Erdem, karşısında kendisini dinleyen birkaç kişiyi görünce gaza gelmiş herhalde... Olabildiğince saçmalamış. “Referandum oylamasında başarısız olursak iç savaşa hazırlanın!” mealinde bir şeyler söylemiş. Alınmasın muhterem ama benim için sığ-lıktan başka bir anlam ifade etmeyen bu sözleriyle “Evet” bloku büyük yara aldı sayesinde.

        Neden? Çünkü mal bulmuş Mağribi misali meselenin üzerine abanan “Hayır” cephesi bu sözlerinin üzerinde saatlerce tepinip bir güzel raks ettiler. Gerçi çok sürmedi bu raksları, karşı tarafın hoş hareketleri, daha doğrusu hamleleri nedeniyle ama sonuçta böyle bir densizliğin de hiç gereği yoktu!

        Gelelim şimdi “Hayır”cıların raksının yarım kalmasına neden olan “Evet” cephesinin şu güzel hareketlerine... Yani hamlelerine...

        DAHA DİKKATLİ OLACAKLAR

        En birincisi, referandum sonucunun “Evet” olmaması durumunda alenen iç savaş çıkacağını söyleyerek milleti tehdit eden malum şahıs hakkında Soma Cumhuriyet Başsavcılığı’nın soruşturma başlattığını ilan etmesiydi.

        İkincisi, olayın gündeme düşmesinin hemen akabinde AK Parti Teşkilatlardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı’nın Manisa’yı arayıp Erdem’in istifasını istemesi ve bunu da hemen kamuoyuyla paylaşmasıydı.

        Üçüncüsü ise (ki bence “Hayır” cephesinin ağzına lafı tıkayan en önemli karşı ataktı) “Evet” taraftarlarının, AK Partili Erdem’in ettiği sözlerin benzerlerinin daha önceden CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu tarafından “Başkanlık sistemini kan dökmeden bu ülkede gerçekleştiremezsiniz” şeklinde dile getirilmiş olduğunu kanıtlarıyla hatırlatmalarıydı...

        Neyse... Nihayetinde “Her şerde bir hayır vardır”. Ben Manisalı Erdem’in sığlığının referandum kampanyası boyunca kullanı- lacak dilin ve üslubun gidişatına büyük bir katkı sunduğuna inanıyorum. O yüzden de teşekkürlerimi iletiyorum kendisine. Hak ediyor, zira o densiz lafları yüzünden tüm taraflar bundan sonra kampanyalarına destek isterken daha temkinli olmayı tercih edecek. Ve bir iletişim uzmanı olarak naçizane önemli bir tespitimi belirtmek istiyorum. Özellikle de siyasilere... “Evet” ve “Hayır” cephesinin lider isimlerine...

        Bundan sonra kim halkı samimi bir dille kucaklayıp neden “Evet” ya da “Hayır” demesi gerektiğini sağlam argümanlarla anlatırsa referandum sandığını o alıp evinin duvarına asacak! Aksi durum, yani karşı tarafa eften püften sebeplerle tu kaka etmek, “Hayır diyen teröristtir, haindir” ya da “Evet diyen beynini tek bir adama teslim etmiş cahildir” falan demek, inanın sadece kaybettirecek.

        TÜM GÜN SOKAKTAYIM

        Bazıları, “Nerden biliyorsun be Sevilayyy!!!” şeklinde yine atarlanacak eminim. Ama boşuna, beyhude bu atarlanmalar. Çünkü neredeyse tüm gün sokaktayım ve özel arabamla falan değil, cebimdeki akbille! Eğer binmem gerektiği yerde taksiye biniyorsam da taksici abimle kesinlikle enine boyuna bir referandum sohbeti ediyorum.

        Metroda, metrobüste isem de bir şekilde insanlara sokulup çaktırmadan fikirlerini alıyorum. Tamamı bunalmış siyasilerin birbirine habire çemkirmesinden, bunu bir dipnot olarak düşeyim. İkincisi ise millet daha neyin ne olduğunun farkında değil. Bunu özellikle “Evet” cephesine yazıyorum.

        Anlatamamışsınız daha değişimin ne getirdiğini, kusura bakmayın. AK Parti’ye oy veren insanlar bile “Hayır”cıların iddiasıyla bakıyor meseleye. Bu büyük bir sorun “Evet” cephesi için ve bu sorun aşılmazsa referandum sonucu sizin için büyük hayal kırıklığına sebep olur, benden söylemesi...

        Diğer Yazılar