Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Dün ülke olarak çok kritik bir seçim yaşadık.

        Cumhuriyet tarihinin en kritik seçimi.

        Ben bu yazıyı kaleme aldığım sıralarda açılan sandık sayısı yüzde 96’lardaydı ve “Evet” oylarının oranı da 51.5 seviyesindeydi.

        Oranlarda çok büyük bir değişiklik beklemediğim için oturdum klavyemin başına.

        Ve gönlümden geçenleri sizinle paylaşmak istedim.

        Öncelikle halkın verdiği bu kararın ülkemizin geleceği için hayırlı olmasını diliyorum.

        Şahsımın da desteklediği bu sonucun Türkiye’nin ayağı taşa değmeden yol almasına, ilerlemesine vesile olmasını temenni ediyorum.

        İnşallah güzel olacak...

        Her şey ülkemin geleceği için daha iyi olacak.

        SAYGI GÖSTERİLMELİ

        Dün sandıklar kapandıktan sonra seçim sonuçlarını bir arkadaş topluluğuyla birlikte takip ettim.

        Birkaçımız hariç çoğunluğun “Hayır” dediği arkadaşlarıma da söylediğimi sizlerle de paylaşmak istiyorum:

        “Seçim bitti artık! Halkın yüzde 50’sinden fazlası, teklif edilen Anayasa değişikliğine onay verdi.

        Halk bu yönde bir irade gösterdi.

        Her kim olursa olsun, hangi tarafta yer alırsa alsın bu karara saygı göstermek zorundadır.

        Bizim bundan sonra yapmamız gereken, her şeyi, her türlü tartışmayı, kavgayı geride bırakıp birbirimize kenetlenmektir.

        Herkes sakin olmalı...”

        Bazı arkadaşlarım sağolsunlar onay verdiler bu sözlerime...

        Bazıları ise “Eee, sana kolay tabii ‘Sakin ol’ demek” diyerek itiraz etti.

        Çünkü onlara göre bu sonuç, Türkiye’yi artık uçurumun kenarına getirmiş bir sonuç. Ülkeyi dönüşü olmayan bir yere doğru sürükleyen bir sonuç.

        O yüzdendi bana olan öfkeleri ve kızgınlıkları.

        Onun için de kırılmadım, bozulmadım hiç.

        Çünkü tamamı vatansever, ülkesine âşık olan bu arkadaşlarımın kaygılarının, üzüntülerinin tamamen ülke sevdasından kaynaklandığına eminim.

        Yanılıyorlar... Günü geldiğinde yanıldıkları için de pişman olacaklar, buna eminim, ama ben onların kaygısını da, endişelerini de, öfkelerini de çok iyi anlıyorum.

        Hepsini çok seviyorum.

        Aynı düşüncede olmasak da, aynı yerde durmasak da baş tacı ediyorum.

        Bence bu andan itibaren herkesin yapması gereken de budur.

        Benim yaptığımdır!

        Başta ülkeyi yönetenler, siyasi liderler ve onların tamamlayıcıları...

        Biz artık bir yola girdik.

        Bu yol ufkumuzu açacak şüphem yok, ama bu yolu yürürken lütfen kimseyi incitmeyelim.

        “Sen ‘Hayır’ dedin, sen itiraz ettin, sen engel olmak istedin” deyip insanları yaftalayıp itmeyelim, horlamayalım...

        EL ELE, GÖNÜL GÖNÜLE

        Unutmayalım... Türkiye’nin Türkiye’den başka dostu yok.

        Tüm düşmanlara karşı güçlü olmak, ayakta dimdik durmak için her daim % 48.5 ile % 51.5’in yan yana, el ele, birlikte olma zorunluluğu vardır.

        Her türlü politik ayrımı bir kenara atıp birleşebilir, el ele, gönül gönüle, yürek yüreğe verebilmeliyiz.

        Bazılarınızın, “Mümkün değil bu!” dediğinizi duyar gibiyim...

        Mümkün... Yeter ki her halükârda kazananın Türkiye olduğuna inanalım...

        Bugünlük bu kadar sevgili okur...

        Her şeyin daha iyi olması dileğiyle şimdilik hoşçakalın diyorum...

        Diğer Yazılar