Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        İlahiyatçıimiş... İslam bilimleri hocası yani. Belli ki vaktiyle okuduklarını anlamamış. Zira anlamış olsaydı böylesi bir tepki göstermezdi. Daha da önemlisi Diyanet’in çocuklara ibadethaneleri sevdirmek adına camilerde oyun alanları projesine destek olurdu ve çıkıp “Senin etkinliğin batsın! Bu yaptığın, yarın camiyi kerhane haline getirmektir” demezdi diye düşünüyorum.

        Kimden bahsettiğimi anladınız herhalde. Türkiye Gazetesi yazarı ve TGRT’de program yapan ilahiyatçı Osman Ünlü’den bahsediyorum. Zırvaladı çok fena. Bu zırvalarına da başta muhafazakâr kesim olmak üzere milyonlarca insan tepki gösterdi. Bilmiyorum bundan sonra bu vatandaşa İslam yorumu yaptırılır mı ya da yazması için köşe verilir mi ama hakkını teslim etmek gerekir ki bu zırvasıyla da bir tartışmanın yaşanmasına sebep oldu.

        Bilenler de vardır ama bilmeyenler de sayesinde öğrendi ki, Diyanet hem çocuklara camileri sevdirmek, hem de ailelerinin rahatça ibadet edebilmesi için camilerde oyun parkı kurulmasına önayak olacakmış. Ne güzel değil mi? Anne ya da baba camide ibadet ederken çocuk da dışardaki oyun alanında onları bekleyecek.

        ‘SADECE NAMAZ KILINMAZ’

        Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, “Camiler sadece namaz kılma mekânı değil, sosyal ve kültürel paylaşım alanları olmalıdır. Camiye gelen çocuklar ister oynasın, ister koşuştursun. Onların hafızasında kötü iz bırakan müdahale kabul edilemez” demiş bu projenin amacını açıklarken.

        Bazılarınıza garip gelecek biliyorum, ama bendeniz küçükken caminin yanından geçerken ürperirdim. Bir cami görür görmez başımı öne eğip olabildiğince hızla uzaklaşmaya çalışırdım o alandan. Çünkü cami denilince aklıma sadece ölenlerin mezara gitmeden son kez ziyaret ettiği yer gelirdi.

        Bazı zamanlar rüyamda caminin avlusunda bir tabut, başında insanlar dua ederken görürdüm, korkudan çığlık çığlığa bağırarak uyanırdım. Sonra yaşım ilerleyince camilerin asıl anlamını kavradım, ama camilerle ilgili ürkünç duygularım 7-8 yaşıma kadar devam etti. Düşünüyorum da şimdi mesela cami avlusunda bir salıncak ya da tahterevalli olsaydı, herhalde yaklaşımım daha farklı olurdu.

        Yeri geldi bir noktaya daha dikkat çekeceğim. Geçenlerde bir arkadaşımın 5 yaşındaki kızıyla sohbetimizde fark ettim ki, namaz, Allah, ölüm, cennet, cehennem gibi sözcükler de bazı çocukları ürkütüyor. Sebebini sonradan öğrendim, meğer dedesi ibadet ederken biraz fazla gerilim yaratıyormuş ortamda. Ninesi diyormuş ki: “Dedeniz namaz kılarken susun ve asla ses etmeyin ve hatta mümkünse kanepenin arkasına saklanın!”

        Bilmiyorum yanlış mı düşünüyorum ama bu tür yaklaşımlar çocukların dinden ve Allah’tan korkmasına sebep olur. Namaz sırasında çok acayip bir şey yapıyormuş gibi küçük çocuklara garip duygular zikretmek hiç doğru değil!

        TAKDİRE ŞAYAN BİR PROJE

        Bunu Peygamber Efendimiz bile yapmamış. Aksine rivayetlere göre ibadet ederken gerek Hz. Hasan’ın, gerekse Hz. Hüseyin’in onunla oynamalarına ses etmezmiş. Namaz kılarken Hz. Hasan sırtına çıkarmış, o ayağa kalktığında da onu düşmemesi için tutarmış, tekrar ikinci defa eğildiğinde ise yere bırakırmış.

        Velhasıl, demek istediğim şu: Diyanet’in camilerde oyun alanlarıyla ilgili projesi takdire şayan bir proje. Bu projenin devamının gelmesini temenni ediyorum. Ve çok küçük yaşlarda olsa da cami denilince korkudan ödü patlayan bir yetişkin olarak camilerin bahçesindeki salıncakların çocuk gözünde camilere güveni ve sevgiyi artıracağından hiç şüphe etmiyorum.

        Diğer Yazılar