Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Mevlid-i Nebi Haftası...

        Diyanet İşleri Başkanlığı'nın Hz. Muhammed’in örnekliğini ve insanlığa takdim ettiği değerleri anlamayı ve toplumumuzun her kesimine anlatmayı, günümüz problemlerine onun yaşam biçimini referans gösterip çözümü kolaylaştırmayı amaç edinen bir haftanın adı.

        1989 yılından bu yana sektirmeden kutlanan bu haftanın bu yılki konularında gittikçe toplumu esir alan akıllı telefon, sosyal medya ve teknoloji bağımlılığı işlenmiş.

        Esasında kim düşünmüş, akıl etmiş bilmiyorum ama Diyanet’in bu konular üzerine yapmış olduğu çalışmalar hiç de fena olmamış.

        Mesela: "Fenomen olma, iyi ebeveyn ol!" ve "Online oynama, onunla oyna!” kamu spotlarında çocuklarından çok akıllı telefonlarına ilgi gösteren anne ve babalara son derece anlaşılır dilde çekilmiş videolarla doğru tavsiyelerde bulunulmuş...

        Ancak kusura bakmasın Diyanet İşleri Başkanlığı diğer üçüncü videoda...

        Hani şu kadının eşine önce çay sonra kek getirdiği... Telefonunu elinden düşürmeyen eşine üzülen kadının attığı SMS ile "Biraz da eşinle ilgilensen" dediği... Mesajı alan erkeğin telefonu elinden bırakıp çayıyla kekiyle eşinin yanına gittiği ve tam o anda; “Telefonun değil eşinin yüzüne bak" mesajının verildiği video...

        Bilmiyorum farkında mı Diyanet İşleri Başkanlığı ama o video resmen, kaş yapayım derken gözleri oyma videosu olmuş.

        Niyet halis bu videonun hazırlanmasında o kesin...

        Sözüm ona kadını yüceltiyorlar ama kadını erkeğinin hizmetçisi, ayakçısı gibi tasvir edip alenen yerin dibine sokuyorlar!

        Tabii bu neyi gösteriyor bize aynı zamanda?

        Diyanet İşleri Başkanlığı gibi toplumun geniş kesimlerinde etkili ve yol gösterici bir kurumda bile hâlâ kadını erkeğin kölesi gibi gören ve böyle görülmesini de isteyen bir anlayışın hakim olduğunu...

        Sizi bilmem ama ben çok üzüldüm bu duruma...

        Belki biraz ağır olacak ama hiç kusura bakmasın Sayın Diyanet İşleri Başkanlığı...

        Ne yazık ki biz ne çekiyor isek bu zihniyetten dolayı çekiyoruz...

        Bu zihniyet kadını hep yok sayıyor...

        Ve bu zihniyet canı istediğinde dövüyor kadını veya canı istediğinde de öldürüyor!

        Yanlış mıyım?

        *

        Ahlaksızlık, çöküş, duyarsızlık had safhada!

        İnsanlar düşünün ki... Otizm tanısı konulan çocukların kendi çocukları ile aynı okulda olmasını istemiyorlar...

        Daha da beteri o çocukları hep beraber yuhalıyorlar...

        Çok şey yazılabilir elbette Aksaray'da yaşanan bu korkunç ötesi olay üzerine ama uzatmayacağım...

        Zira uzatırsam eğer ağzımdan dökülenler hem hukuki olarak başıma dert olabilir hem de çoluğun çocuğun edebini bozabilir.

        Ben sadece şunu diyeceğim bu konuda ve kapatacağım...

        Bence bu olay...

        Toplumun artık zıvanadan çıktığının...

        Ahlaksızlığın, çöküşün, duyarsızlığın, tahammülsüzlüğün, ötekileştirmenin, empati kuramamanın had safhada yaşandığının alarmıdır!

        Biz ya bu alarmı ciddiye alıp takkeyi önümüze koyup adam gibi düşüneceğiz ve aklıselim politikalar üretip doğru düzgün bir yol belirleyeceğiz...

        Ya da; “Aman ya! Nerede infilak ederse etsin!” deyip duymayacağız bu alarmı da!

        Diğer Yazılar