Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Cumhuriyetin, laik, demokrat ve aydınlık Türkiye’nin kurucusu, büyük devrimci, düşünce adamı Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ü aramızdan ayrılışının 78. yılında da minnetle andık.

        Bu yıl bir kere daha Atatürk’ün attığı yıkılmaz temellerin ne kadar sağlam olduğunu gördük. Saat dokuzu beş geçe evlerinde bastonuna dayanarak ayakta duran yaşlıların, sokakta sirenlerin çalmasıyla yediden yetmişe yerlerinde gözyaşlarıyla nefes bile almaya çekinerek bekleyenlerin saygı duruşlarını gördük. Her yıl olduğu gibi Anıtkabir’i dolduran insan kalabalığına şahit olduk. Zor günlerden geçerken bizi birleştiren o büyük insan aramızdan ayrılışının 78. yılında yine bizi birleştirdi, moral verdi.

        YAKIN OLMAK

        Öğrencilik yıllarımın en büyük şansı sanırım Ankara’da üstelik Anıtkabir’in yakınındaki Bahçelievler’de yaşamak oldu. Her 10 Kasım’da okul idarecileri, öğretmenler ve biz öğrenciler toplanıp Anıtkabir’e giderdik. Saat dokuzu beş geçe onun huzurunda görecekmiş gibi yaşlı gözlerimizi mozoleden ayırmaz saygı duruşunda bulunurduk. Evimizde benim odamın penceresi Anıtkabir’e bakardı. Öğrencilik yıllarımın en güzel manzarasıydı bu.

        Çocuk aklı, çocuk kalbi, dünyada dönen dolaplardan habersiz çocuk saflığıyla duyduğumuz Atatürk sevgisi ve heyecanı hala yüreğimde kazılı.

        ÇOCUĞUN DUYGULARI

        Bugün 12 yaşındaki torunum Mina Demirkan’ın anma töreninden sonra Mustafa Kemal Atatürk’e yazdığı mektup beni çok duygulandırdı. MİNA, SEV Amerikan Koleji’nde altıncı sınıfta okuyor. Onun 10 Kasım günü tüm çocuk masumiyeti ve duyarlılığı ile yazdıklarını köşemde sizlerle paylaşmak istedim.

        Ata’m aslında bugün hissettiklerim, üzüntü ya da başka bir şey değildi, bu tuhaf duygunun adı suçluluktu belki de.

        Ailem ve arkadaşlarım aynı fikirdeyiz ama Türkiye sadece biz değiliz. Başkaları da var Ata’m! Sana minnettar olmayan, yaptıklarını küçümseyen, ciddiye almayanlar var. Seni bilmeyenler ve bilmek istemeyenler var Ata’m! Sen bu hakkını fazlasıyla verdiğin hayata gözlerini yumarken içinden sevinenler bile var. İşte utancım ve suçluluğum bu yüzden. Onlar adına senden özür diliyorum Ata’m!

        Eğer elimden gelse ülkeme senin kim olduğunu anlatabilirdim, seni anlamak ve izinden yürümek ne demek anlatabilirdim ama bu dünyanın bu halinde mümkün olmuyor işte.

        SANA MİNNETTARIZ

        Senin öldüğüne hiçbir zaman inanmadım. Kalbimizde, gökyüzünde ya da cennette olmanın bir önemi yok sen her zaman bizimleydin ve hep öyle kalacaksın.

        Bugün okulumda, seni anma töreninde ağlarken, ben ağladığımda senin de toprağın altında üşüyeceğini düşündüm, sonra hemen sustum ve yüzüme gururlu bir tebessüm yerleştirdim. Umarım gülümsemem seni mutlu etmiştir, sana ne kadar minnettar olduğumu anlamışsındır. Ama asıl anlamanı istediğim şu Ata’m, sana olan borcumuzu maddi ya da manevi hiçbir güçle ödeyemeyiz. Sen olmasan, kapkara bulutların arasından göz kamaştırmasan biz de olmazdık. Bugün biliyorum ki, hepimizin ağlamaktan kızarmış gözlerimizi gördün. İşte Ata’m, o gözlerin her birinin içinde sana olan sevgimiz, saygımız, özlemimiz vardı.

        Bu ülkeye kanımın son damlasına kadar sahip çıkacağıma söz veriyorum Ata’m!

        O mavi, derin derin bakan gözlerin arkada kalmasın, Mavi Gözlü Dev.

        Diğer Yazılar