Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        “Varolmayanlar”ın daha son sayfasını okurken, Doğu Yücel’in bir sonraki kitabını özlemeye başlamıştım bile.

        6 Ocak 2012 tarihli yazımda duygularımı “Ne zamandır bu kadar güzel, beni böylesine etkileyen bir kitap okumamıştım. Nasıl biteceğini deli gibi merak etmeme rağmen hiç bitmesini istemedim. Gerçi doğrusunu söylemek gerekirse Doğu Yücel’in Hayalet Kitap’ı da bende benzer bir etki yaratmıştı” diye aktarmışım.

        Tam iki yıl sonra özlemle beklediğim bir sonraki kitap “Güneş Hırsızları” da bana aynı duyguları yaşattı.

        “Güneş Hırsızları” on iki öyküden oluşuyor.

        Kitabı bitirdiğinizde aslında birbirinden çok farklı gibi görünen bu on iki öykünün bir şekilde birbirine bağlı olduğunu hissediyorsunuz.

        Doğu Yücel, dili çok iyi kullanan bir yazar. Onun, normal bir zekâya durgunluk verecek zengin hayal gücünü ifade ederken kullandığı kelimeler üzerindeki hâkimiyeti, sanki konuşurmuş gibi akıp giden cümleleri ana dilinize tekrar tekrar hayran olmanızı sağlıyor.

        Doğu Yücel’in dilini, fantastik dünyasını, duru anlatımını kendime yakın bulmamın nedenlerinden biri de onun sinematografik anlatımı.

        Bu usta kalem size ne anlatırsa anlatsın, anlattığı olay gözlerinizin önünde canlanıyor. “Sinemaya Tek Başına Gidenler” adlı öykünün kahramanı Kaan’ın, hayatının filmi E.T’nin sihrine kapılıp film karakterlerinden biri olması gibi, siz de Doğu Yücel’in dilinin sihrine kapılıp öykülere dâhil oluveriyorsunuz. Sonuçta kitabı elinizden bıraktığınızda artık aynı insan olmadığınızı fark ediyorsunuz.

        ‘Bu on iki öykü içinden hangisini en çok sevdin?’ derseniz, seçim yapmanın güç olduğunu söylerim size. Ama ısrar ederseniz, oyumu “Rüya Tarifleri” ve “Dünyanın Sahiplerine Bakmaya Gelmiştik” alır.

        Doğan Kitap’tan çıkan Güneş Hırsızları ile ilgili daha çok bilgi derseniz, size arka kapak tanıtım yazısını okumanızı öneririm. “Karanlıkta güneşi arayan öyküler. Güneş Hırsızları hayal gücüyle şaşırtan, sivri diliyle tabuları sarsan, ince mizahıyla gülümseten 12 istasyonlu bir “arama kurtarma” yolculuğu.

        ÖLÜM KALIM SAVAŞI

        Bu yolculuk boyunca eski bir sinema salonunda sihirli bir deneyim de yaşayacaksınız, kendinizi ilk uzaylı-insanoğlu buluşmasının başrolünde de bulacaksınız.

        Uzak bir gelecekte Güneş’e doğru uçtuğunuz da olacak, ilk çağlarda bir mağarada ölüm kalım savaşı verdiğiniz de... Büyülü gerçekçilikten distopya edebiyatına, masallardan şehir efsanelerine geniş bir yelpazede anlatılan öyküler günümüzün ironik bir resmini çiziyor.

        Ayakları yere basan ama ayaklarınızı yerden kesmeyi ihmal etmeyen öyküler bunlar.

        Güneş Hırsızları’nı okuduktan sonra dünyaya ve tabii ki güneşe bambaşka bir gözle bakacaksınız.”Fantastik bir dünyadan günümüzü okumak mı istiyorsunuz, “Güneş hırsızları” raflarda.

        Diğer Yazılar