Zarafete ihtiyacımız var
Bazen tek bir cümle, söylemek istediğiniz her şeyi ifade edebilir. O cümleyle karşılaştığınızda dünyanın bütün sırlarını çözmüş gibi hissedersiniz. Sizin gibi düşünenlerin olduğunu bilmek mutluluk ve huzur verir.
İzmir’in kültür ve sanat yaşamına yeni bir yıldız gibi doğan Olten Filarmoni Orkestrası olağan aylık konserini 11 Şubat 2015 Çarşamba günü yaptı.
Günler öncesinden hazırlanmamıza rağmen, yakamı hala bırakmayan soğuk algınlığı nedeniyle o gece AASSM’ye gidemedim. Oysa Şef İbrahim Yazıcı yönetimindeki orkestrayı dinlemek için çok önemli bir fırsattı ve konserin programı harikaydı.
Konserin solistleri dört el piyano ustaları Ferhan&Ferzan Önder kardeşlerdi. Ama daha önemlisi o gece belki de ilk kez bir konser salonuna gelen yaklaşık bin öğrencinin, çocuklar için yazılmış en güzel orkestra eserlerinden biri olan Saint-Saëns’ın “Hayvanlar Karnavalı”nı Enver Aysever’in harika anlatımı ve Şef İbrahim Yazıcı yönetimindeki Olten Filarmoni’nin parlak yorumuyla dinleme şansı bulmasıydı.
Aslında o gece kaçırdığım balığın ne kadar büyük olduğunu konsere bensiz gitmek zorunda kalan sevgili arkadaşım Ceyda Helsinki’den döndükten sonra anladım.
Zira bizde bu denli büyük işler basında geniş yankı bulmaz. Nedense insanların böyle haberleri okumak istemediği düşünülür. Helsinki dönüşünde Ceyda, o geceki izlenimlerini paylaştı ve konserin program kitapçığını gönderme nezaketinde bulundu.
Olten Filarmoni’nin Kurucusu Ceyhan Olten Beyefendi çok anlamlı bir giriş yazısı yazmış. Yazının bütünü çok güzel ama beni vuran cümlesi; “Bu günlerde en çok ihtiyacımız olan şeyin zarafet olduğunu düşünüyorum” oldu.
Tam da sanatla iç içe yaşayan, üstelik sanatın hayatın vazgeçilmez değerlerinden biri olduğunu çocuklardan başlayarak herkese anlatabilmek için maddi manevi pek çok fedakârlığa katlanan birinden beklenecek bir cümle. Evet, bu günlerde her şeyden çok zarafete ihtiyacımız var. Daha fazla gecikmeden bulabilmek umuduyla.
Her durumda galipler
Son bir haftadır Türkiye’yi yasa boğan Mersin Vahşeti, korkarım kerameti kendinden menkul, tam da Özcan Deniz’in rekor kıran paylaşımında anlattığı kitleyi temsil ettiğini düşündüğüm şahsa yaradı. Adam belki de hiçbir dönemde olmadığı kadar gündem oldu.
Ne yapıp ne ettiği, başına ne geldiği sanki ülkenin bir numaralı sorunuymuş gibi gözümüze sokulan “sanatçı” kimlikli bu şahıs, ortam biraz soğur gibi olunca yeni ataklarla gündemdeki yerini kaptırmamaya çalışıyor. Bu konuda yalnız da değil aslında. Büyük bir acı üzerinden kendileri için fayda sağlamaya çalışan “sanatçı”sından “siyasetçi”sine öyle çok kişi var ki. Evet, gerçekten zarafete ihtiyacımız var.
