Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Tarla kuşu gibiyimdir, gün doğmadan uyanırım. Öyle uyku mahmurluğu filan da bilmem. Ama yine de saat daha 7 olmadan, şehrin büyük bölümü henüz uykudayken işe giden insanların otobüste onca lafı nasıl bulup da konuştuklarını merak ederim hep.

        Trafik gürültüsü başlamadan, sabahın sakinliğinde en arkada konuşulan bile zaten rahatlıkla duyulurken, sağ olsunlar bağırarak konuşanlar muhabbetlerinden bir otobüs yolcuyu da mahrum bırakmıyorlar.

        Bu sabahın konusu Büyükşehir Belediyesi’nin yol kenarlarında ve refüjlerde yaptığı çiçek düzenlemeleriydi.

        Her sabah büyük bir hayranlıkla izlediğim, günümü şenlendirdikleri için düşünenlere de yapanlara da “Allah işinizi rast getirsin” diye dua ettiğim bu düzenlemeler, bazılarının sinirlerini bozarmış meğer. “Ben çiçekleri severim ama...” diye söze başlayan hanım makinalı tüfek gibi konuşuyor:

        AVUÇ AVUÇ PARA

        Bunca para kaldırımlara yayılmış baksana. Ne gerek var? Düzgün bir taş döşersin olur biter. Bu çiçekler dikmekle bitmiyor ki. Bakımı da var. Avuç avuç para da oraya gidiyor. Ne için? İki gün sonra solacaklar, hop, sök, yenilerini dik.”

        Arkadaşı malum komplo teorisyenlerinden. “Yaa arada kimler zengin oluyorsa artık” diye söze giriyor.

        Yanındaki hanımı desteklese de anlaşılan o ki, renkli çakıl taşlarıyla yapılmış düzenlemeleri beğenmiş. Hatta çiçek yerine her yere o çakıllardan döşenmesinin iyi olacağını söylüyor. Üstelik her yer renkli çakıllarla döşenirse sulama gerektirmeyeceği için su israfı da olmazmış. Çiçekleri sevdiğini söyleyen, ancak yaşadığı kentte çiçek görmek istemeyen hanımefendi belli ki dediğim dediklerden. Her şeyin en iyisini o bildiği için de arkadaşına karşı çıkıyor.

        Delirdin mi ayol, o taşları ilk gördüğümde hemen, eylemciler için taş döşemişler diye düşündüm. Tehlikeli bir kere.” Alsancak Devlet Hastanesi durağına kadar bu saçma sapan konuşma sürdü gitti.

        Tabii herkesi memnun etmek mümkün değil.

        İNSANI MUTLU EDER

        Ama adım gibi eminim ki o iki hanım da İzmirli değil. Zira İzmirli olsalar, bu kenti benimseseler, İzmir’de yaşadıkları için ne kadar şanslı olduklarını bilseler bu konuşmayı yapmazlardı. Doğru düzgün, güzellikler içinde bir kentte yaşamak insanı mutlu eder. Çiçekler bu mutluğu sağlayacak güzelliği yaratmanın en etkili yolu bence. Keşke her yerde rengârenk çiçek düzenlemeleri olsa.

        Herkes balkonuna eski eşyalarını yığacağına çiçek yetiştirse.

        İyi yapılmış, sağlam, güzel, estetik binalarda yaşayan, gün boyu çevrelerindeki güzelliklere bakan insanlar kötü ya da çirkin düşünceler içinde olamazlar ki.

        İzmir eski güzelliğini koruyamadı.

        Estetik binaları, deniz kıyısında güzel bahçeli evleri yok ardık. Sıra dağlar gibi uzanan apartman blokları içinde güzeli arayan gözler için Büyükşehir Belediyesi’nin çiçek düzenlemeleri ilaç gibi geliyor.

        O, memnun olmayanlar mı?

        Bence İzmir’e yakışmayan onlar.

        Diğer Yazılar