Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Bugün 14 Şubat “Sevgililer Günü”. Bizde sanıyorum son 20- 25 yılda moda olan bir gün. Bu yazı da zaten standart bir “Sevgililer Günü” yazısı değil. Nasıl osun ki, bir güne sıkıştırılan, alınan hediyenin değeriyle değeri ölçülen sevgiden pek anlamıyorum ben. Doğrusunu isterseniz şimdiki sevgilerden, sevgililiklerden de anladığımı söyleyemeyeceğim. Sevginin; günde en az 15 SMS atmak, bir o kadar WhatsApp mesajı yazmak, ağzını yaya yaya “Aşkımmmm” demek olduğu bir dönemdeyiz sanırım.

        Sürekli taciz ederek ve edilerek bir sevgi nasıl yaşanır, bunu anlamaya yaşım müsait değil ne yazık ki. Neyse, herkesin aşkı kendisine deyip, biz yazımıza dönelim.

        Nerede kalmıştık? Sevgililer Günü’nün tarihçesine baktığımızda aslında bu günün bir Pagan bayramı olduğunu görüyoruz.

        Şöyle diyor yüce Google: Şubat ayı ortasının aşk ile ilişkisi antik çağlara dayanmaktadır. Antik Yunan takvimlerinde, ocak ayı ortası ile şubat ayı ortasının arasında kalan zaman Gamelyon ayı olarak adlandırılmıştı ve Zeus ile Hera’nın kutsal evliliğine adanmıştı. Antik Roma’da 15 Şubat, bereket tanrısı Lupercus’un onuruna, Lupercalia günü olarak kutlanmaktaydı. Lupercalia bayramının arifesi olan 14 Şubat’ta genç erkekler ve kızlar kura ile eşleşir ve bayram boyunca “çift” olurlardı. Ancak Hristiyanlık yaygınlaştıkça bu bayram hoş karşılanmaz oldu. M.S. 496 yılında Papa Galasius Roma halkı arasındaki en ünlü şenliklerden biri olan Lupercalia’yı yasaklamak yerine bir Hristiyan festivaline çevirdi.

        St. VALENTİNE

        Ama bu günle ilgili en çok bilinen hikâye St. Valentine ile ilgili olandır: Milattan sonra 270 yılında zalim imparator Cladius Gothicus erkeklerin evlendikleri zaman iyi savaşamadıklarını ileri sürerek evliliği yasaklamış. İmparatora göre evli erkek ölümüne savaşamıyormuş, bu nedenle evlilikleri belirsiz bir tarihe ertelemiş.

        Rahip Valentine ise Cladius hükümdarlığı döneminde Roma’da yaşayan bir papazmış. Evlilik dışı ilişkiyi suç sayan Valentine, evlenmek isteyen çiftleri gizlice evlendirmeye başlamış. Bu durum imparatorun kulağına gitmiş ve yakalanan papaz hapse atılmış. Bazı kaynaklara göre asılarak, bazılarına göre dövülerek öldürülmüş.

        Burada araya St. Valentin ile ilgili bir aşk hikâyesi sıkıştıran anlatılar da var. Sonuçta St. Valentine’in öldürüldüğü gün Sevgililer Günü olarak kutlanmaya başlamış.

        İşin başında sevgiliye kart vermek ya da göndermek adeti varmış. Bilinen ilk kart 1415 yılında Orleans Dükü Charles’ın Londra’da hapiste iken eşine gönderdiği ve halen British Museum’da bulunan kart. Sevgililer Günü’nde kırmızı gül gönderme adetini de Fransa kralı XVI. Louis karısı Marie Antoinette’e sevgililer gününde kırmızı güller göndererek başlatmış. Sevgililer Günü’nün duyulmasını ve çoğu insan tarafından kutlanmasını sağlayan şey Massachusetts’ den Esther Howland adlı hanımın evindeki dantellerle süsleyerek yaptığı Sevgililer Günü kartları olmuş. 1847’de bu kartlar kırtasiyelerde satılmaya başlamış. Hanımefendi servetine servet katarken Sevgililer Günü de dünya çapında duyulmuş.

        Kart, kırmızı gül ve çikolata ile memnun mesut sevgililer günü kutlanırken hangi ara olduysa artık devreye pırlanta girince mertlik bozulmuş. Ne diyelim, Allah herkese sevgisinin değerini hediyenin değeri ile ölçmeyecek sevdicekler nasip etsin.

        Diğer Yazılar