Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Eski kitapçılar bir hazine gibidir.

        Zaman bularak uğradığımda oyuncakçı dükkanına giren çocuklar gibi olurum.

        En son gittiğimde, aldığım kitaplardan biri de Zihni Anadol tarafından yazılmış olan Truva Atında İlk Akşam...

        1988’de Milliyet Yayınları tarafından basılmış olan kitabın beni heyecanlandırmasının nedeni, hem değerli ağabeyim Kemal Anadol’un babası tarafından yazılmış olması hem de Kemal Abi’den bölük pörçük dinlediğim anılardı.

        ZİHNİ ANADOL KİMDİR?

        1918’de Devrek’de doğmuş. Liseyi bitirdikten sonra çalışmaya başlamış. 1944’te, TKP yönetimine katılmaktan, Reşat Fuat Baraner, Suat Derviş, Hasan İzzettin Dinamo ve Zeki Baştımar’la birlikte yargılanıp 3,5 yıla hüküm giymiş.

        Daha sonra başı dertten kurtulmamış. Yazı ve şiir yazmaktan, sendika ve parti kurmaktan ağır ceza mahkemelerinde yargılanmış. Bir kez dokuz ay, bir başka kez 22 ay hapis yatmış.

        CEZAEVİ GÜNLERİ

        Kitap, Mehmet Başaran’ın bir şiiri ile başlıyor. Sonra da; “Ankara Soğukkuyu Cezaevi- 23 Nisan 1944” yazısı geliyor.

        Zihni Anadol’un 1944 yılındaki hapislik dönemine ait anılarının yanı sıra, kitapta beni en etkileyen şey, bu dönemde henüz iki yaşında olan oğlu Kemal’e ve eşine duyduğu sevgi ve özlem...

        Örneğin, Safranbolu Mahkemesinde yargılanırken bir gözü de oğlu ve eşindedir. Şöyle diyor;

        “Eşim karşıda. Oğlumuzu dizleri arasına almış bizleri seyrediyor, bakışıyoruz. Güzellik tanrıçam benim! Konuşmak yasak ama gözlerimiz bu yasaklara çoktan ferman okumuş...”

        RESSAM MİNÇEF

        O zamanlar ulaşım çok zor. Zihni Anadol’un ‘güzellik tanrıçası’, Safranbolu’dan kalkıp Ankara’da hapis yatan eşine götüremiyor üç yaşına gelen Kemal’ini. Elini çizerek mektupların içine koyuyor, bir de fotoğrafını...

        Hapishane koğuşunda, adı Minçef olan bir Bulgar ressama bu fotoğraftan resmini yaptırıyor oğlunun.

        Ve Zihni Anadol, tüm hapis yaşamı boyunca başucundan ayırmıyor oğlunun fotoğrafını.

        Diğer Yazılar