Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        SON yılların gözde semtlerinden biri olan Karaköy’de birbiri ardına yeni mekânlar açılıyor. Ancak şimdiye kadar öyle çok iddialı bir mekân açılmadı. Hepsi kendi halinde, popüler kimlikten faydalanan yerler daha çok. Ancak geçtiğimiz yıl öyle bir mekân açıldı ki Karaköy’de dengeler altüst oldu. Topaz’ın sahibi Yücel Özalp büyük cesaret örneği gösterip hep Etiler’de açılmasına alışık olduğumuz şık ve para harcanmış bir mekânı Karaköy gibi bir yerde açmaya karar verdi. Karaköy’de elle tutulur az sayıda mekân var. Bunlardan biri Gaspar’dı. Onun dışında ahım şahım mekânlar yoktu. Şimdi Yücel’in açtığı Colonie ile birlikte çıta oldukça yukarı çıkmış oldu. Ben de uzun süredir merak ettiğim ama bir türlü gidemediğim mekânı geçtiğimiz hafta sonu ziyaret ettim. Hiç gitmediğim mekânı keşfetmek için yollara düştüm. Çok basit ve rahat ulaşılabilir bir yerde. Tophane’de nargileciler var. Nargilecileri solunuza aldığınız zaman direkt mekânın önüne çıkıyorsunuz. Gittiğim gün yağmur vardı ama araba tam kapının önüne kadar geliyor. Bir kere gece dışarıya çıkan kadınlar için bu çok büyük bir lüks. Çünkü giyinmiş kuşanmış kadınların yağmur çamurda biraz yürüdü mü yüzü düşüyor. O yüzden Colonie kadın müşteriler için bulunmaz bir yer. Kapıda iner inmez direkt içeriye girdim. Hemen sağ tarafta sizi kocaman bir bar karşılıyor. Barın önü boş bırakılmış.

        Çünkü gecenin ilerleyen saatlerinde yemekten kalkan ya da dışarıdan gelenler bu bölümde takılıyor. Barda birkaç içki test ettim. Frenk üzümü ve siyah üzüm özlerini votka ile karıştırarak yaptıkları Coloni’s purple, tropik meyve passion fruit ile Meksika biberi, lime ve romu karıştırarak yaptıkları hot passion beğendiğim kokteyller arasında yer aldı. Çok geçmeden bir diğer bölüme geçtik. Sigara içenler için ayrı içmeyenler için ayrı bir bölüm var. Sigara içmesem de açık alan her zaman benim tercihim. Masaya oturduk, sıra ustanın yaptığı lezzetleri tatmaya geldi. Masaya ilk olarak zencefilli trüf sos ile sırladıkları somon geldi. Sonrasında sırasıyla fesleğen ve avokado ile hazırladıkları tuna tartar, ördek eti sarılı yufkaları kızartarak yaptıkları ördek etli spring roll ve çıtır karides, kalamar servis ettiler. Ana yemeğe geçtiğimizde ise Asya usulü pişirdikleri dana bonfile aldım, garnitür olarak ‘beybi kabak’la servis ediyorlar.

        BELEDİYEYİ SUÇLAMAK KOLAY

        Yemek faslını çilekli milföy ve tiramisu ile tamamladım. Muhteşem lezzetler art arda gelince yapacak bir şey kalmıyor. Mecbur gibi hepsini yiyorsunuz. Saatler ilerliyor, ışıklar biraz kısılıyor, mekân ağzına kadar doluyor. Herkesin keyfi yerinde, herkes çok mutlu. Mekân rahat şekilde dizayn edilmiş. Ne çok lüks bir restoran havasında ne de bir kafe, ikisinin tam ortası. Son dönemlerde böyle yerler zaten çok moda. Cantinery gibi.

        Gecenin ilerleyen saatlerinde müzik yükseliyor. Barın önünde boş bırakılan alan dolmaya başlıyor. Biz de masadan kalkıp oraya geçtik. Gece kulübü gibi değil de daha hafif bir müzik yapılıyor. Her şeyi çok beğendim. Mekânın başında Deniz Zengin var, çok başarılı. Deniz’i daha önce Kartalkaya’daki Drop Lounge’da tanıdım. İstanbul gece hayatındaki efendi adamlardan biri. Sadece işine bakar, ailesine çok bağlıdır. Öyle sağı solu oynamayan bir işletmeci. Malum böyle mekânlarda işletmeciler her zaman çok önemlidir. Çünkü imkânları çok fazla. Biraz kendini bilmedi mi mekâna zarar verir. O gece Yücel mekânda yoktu. Galiba biraz rahatsızmış. Olsaydı tebrik edecektim. Topaz’dan sonra böyle kaliteli bir mekân daha yaptığı için. Tabii ki buraların gelişmesinde en büyük katkıyı Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah yapıyor. Çok büyük emek veriyor. Her zaman söylüyorum. Beyoğlu eğlencenin kalbi olmaya aday bir yer. Mekânlar ruhsat sorunu yaşıyormuş. Ben buna inanmıyorum. Ahmet Misbah’tan önce verilen ruhsat ile Ahmet Misbah’tan sonra verilen ruhsat sayısını bir karşılaştırın. Allah aşkına çalışan, emek veren insanları karalamayı bırakın. Siz önce ruhsat alabilecek mekânlar yapın. Her bulduğunuz yere kafe, gece kulübü açmaya kalkarsanız tabii ki alamazsınız. Hemen suçu belediyelere atmak kolay. Açmadan önce gidip bir sordun mu? Sanki burası muz cumhuriyeti. Belediyelerde belli çizgiler vardır. Ne yapılacağı daha önceden planlanır. O bölge eğlence alanı değilse kim olursan ol tabii ki ruhsat vermezler.

        Adıyaman’ın en meşhur yemeği

        Türk toplumu espri anlayışını giderek kaybediyor. Artık mizah yapmak zaten hayal olmuştu. Geçtiğimiz günlerde memleketim olan Adıyaman’a seyahat ettim. Adıyaman’a gidince yöresel yemekler yapılıyor, kahvaltı sofraları kuruluyor. İki gün kaldığın zaman İstanbul’da bir haftada yiyeceğini çoktan yemiş oluyorsun. Adıyaman’ın en meşhur yiyeceklerinin başında tava geliyor. Tava nasıl yapılıyor kısaca bir anlatayım. İlk olarak alaşımlı bir tavaya etleri yerleştiriyorsunuz. Etlerin üzerine patlıcan, sonra biber, sonra da domates ekliyorsunuz. En üste ise sarımsak parçaları koyuyorsunuz. Zaten et yağlı olduğu için yağ kullanmanıza gerek kalmıyor. Her köşe başında bir fırın vardır. O fırınlardan birine verirseniz tavayı 3-4 saatte, piştikten sonra taze çıkan ekmekle birlikte alırsınız. Muhteşem bir lezzeti olur. Odun fırınında piştiği ve sebze de yerli olduğu için arayıp bulamadığınız bir lezzet ortaya çıkıyor. Sofrada sınırları aşıyorsunuz. Ben yemiyorum diyeni bile tavanın dibini ekmek ile sıyırırken görürsünüz. Şimdi böyle bir yemek yapıldı. Ben de Instagram’da esprili bir şekilde “Adıyaman’da fine dining restorandayız. Fransızların meşhur tavası ile başlıyoruz” dedim. Efendim fine dining restoranda tabaklar şık olmalıymış, yoksa olmazmış. Ya kardeşim iki espri yapalım dedik, niye burnumuzdan getiriyorsun? Alttan girip üstten çıkıyorlar. Ya kardeşim takip etmezsin olur biter. Instagram kan kusma yeri değil ki. sonradangurme_ ile girdiğim sosyal medyada hızlı bir şekilde yükseldim. Kendi fotoğraflarımı değil, yemek yediğim yerleri koyuyorum. “Arada başka yerlere de git, hep aynı yerleri koyuyorsun” diyorlar. Sen her gün don atlet resmi paylaşıyorsun ben sana bir şey diyor muyum? İşte biz böyleyiz. Fırsat kollarız birinin açığını yakalamak, birini küçük düşürmek için...

        Diğer Yazılar