Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        YILBAŞINDA her yerde bir aktivite vardı. Bütün belediyeler ellerinden geleni yaptılar. Hava muhalefetine bir çözüm bulamadıkları için hemen tüm kutlamalar sönük geçti. Şaşaalı kutlamaların yaşandığı Nişantaşı bu sene hayal kırıklığı yarattı. Esnaf isyan etme derecesine geldi. En çok sevinen ise Nispetiye Caddesi’ndeki esnaf oldu. İlk yılı olmasına rağmen bence çok başarılı oldular. Önümüzdeki yıllarda klasik haline gelecek diye düşünüyorum. Beşiktaş Belediye Başkanı Murat Hazinedar, Mustafa Sarıgül’ün öğrencisi. O yüzden bu işleri çok iyi bilir. Sarıgül yıllarca belediyecilik yaptığı için sadece vatandaşı değil bölgede bulunan esnafın da gönlünü hoş eden bir başkandı. Şimdi aynını Murat Hazinedar da yapıyor, çok başarılı buluyorum. Yeni dönemin iyi siyasetçisi diyebiliriz. İlişkileri, kurduğu diyaloglar, hitap şekli çok başarılı. Nispetiye Caddesi’nde bulunan mekânlar aralık ayında hayatlarının işini yaptılar. Üç ayda yapacakları işi bir ayda yaptılar. Zaten üç ay sonra yaz geldi mi Nispetiye bitiyor. Herkes sahil şeridine iniyor. Yılbaşı öncesi aktivite ve süsleme çok iyi geldi esnafa. Bütün esnaf zaten Murat Başkan’a teşekkürlerini iletmişler bile.

        Papermoon’da YILBAŞI

        YILBAŞI geceleri her yer çok kalabalık olduğu için ya dağa gidiyorum ya da Papermoon’a. Son iki yıldır kar olmadığı için dağlara gitmiyorum. Bu sene son dakikada iyi kar yağdı fakat ben artık programımı yapmış oldum. Dağ planından sonra ikinci program olarak hep Papermoon’u seçiyorum. Papermoon’a artık restoran demek hakaret olur. Bir nevi şehir kulübü. Geçen sene de yeni yıla aynı mekânda girmiştim. Zaten Papermoon yılbaşı gecesi dışarıdan gelen müşteriye kapalı. Şöyle bir özelliği var, yıl boyunca mekânda tüketim yapan misafirlerine öncelik tanıyor. Zaten kendi müşterisi bile yer bulmakta zorlanıyor. Mekânın müdürü Sezgin Yüce için en sıkıntılı günler yılbaşı gecesi öncesi başlıyor. Çünkü herkes çok iyi müşteri, herkes iyi yerde oturmak istiyor. Hele son iki yıldır Papermoon’un yeni yıl partileri bir numara olmuş durumda. Aslında bizim gibi insanlar için İstanbul çok büyük bir yer değil. Herkes herkesi tanıyor. O gece Papermoon’da masaya geçmek yaklaşık yarım saatimi aldı. Emar’ın CEO’su Ozan Balaban, Önder Fırat, Numan Ceyhan, Aziz Yıldırım, Erkut Soyak, Doğan Yıldırım ve Emre Kütük gibi isimler o gece mekândaydı. Kadim dostum ve modacım Taji ile eşi Özlem ve diğer yakın arkadaşım Burak Hatipoğlu ile eşi Melis’le birlikte masaya oturduk. Gecede dört çeşit ana yemek sundular. Kalabalık olduğu için gecikme olsun istemiyorlar. Mönüde fiyatı neyse aynı şekilde yansıtıyorlar. Zaten Papermoon’un en büyük özelliği bu. “Ben yılbaşı gecesi biri beşe satıyorum” bile dese insanlar gidecek. Ancak kaliteyi bozmamak için her zamanki fiyatlarından daha fazlasını almıyorlar. Zaten Dinçkök Ailesi’ne de yakışan bu. Bu saatten sonra iki kuruşun hesabını yapacak değiller. O gece yediğinin parasını veriyorsun. Ne kadar hesap tutarsa o kadar. Gecenin ilerleyen saatlerinde herkes kaynaşıyor. Sanki evin salonunda parti varmış gibi bir hava hissediyorsun. Sadece ben değil, herkes aynı duyguları yaşıyordu. Kim hangi masada oturuyor kavramı ortadan kalkmış oluyor. Herkes herkese bir şeyler ikram ediyor. Şampanya su gibi akıyor. Erkekler smokine yakın, kadınlar tuvalet giymiş. Herkes bu akşama çok özenmiş. Servis o kadar kalabalığa rağmen çok iyi. Doktor lakaplı Turan Çetinkaya, ve Hakan Lehi misafirlerle tek tek ilgileniyorlar. Sonuç olarak acısıyla tatlısıyla bir yılı daha geride bırakmış olduk o akşam Papermoon’da.

        Diğer Yazılar