Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        ÜÇÜ de Türkiye’nin gurur kaynağı, üçü de kendi kulvarında marka; Bodrum, TAV ve Mudo. İşte bu üç önemli oyuncu Bodrum Havaalanı’nda bir araya geldi. Şimdi bilmeyen yoktur, TAV işlettiği havaalanlarına sadece uçak insin kalksın, gelen yolcu, giden yolcu gözüyle bakmaz. Misafir gibi ağırlar. Yolcuların memnuniyeti için her şeyi düşünüyorlar. Örneğin Passport diye bir kart çıkardılar, havaalanlarına giriş çıkışlarda sıra beklemiyorsun, tüm salonlardan yararlanıyorsun, otoparka para vermiyorsun. Tabii projelerin arkasında olan TAV’ın CEO’su Sani Şener’in hakkını vermek lazım. Bodrum da TAV’a emanet. Buraya gelen turiste algı evvela havaalanında aşılanması lazım. TAV da bunu çok iyi bildiği için yenileyeceği Primeclass Lounge’ı işin ehline teslim etti. İşin ehli diyorum çünkü Mudo, Beyoğlu’nda ufacık bir dükkânda hediyelik eşya ve fanila satarak başladığı serüveninde bugün 115 mağazasıyla Türkiye’nin en önemli markalarından biri olmuş durumda. Bodrum’da her yerdeler. Hep söylerim, bir işe kadın eli deydi mi her şey bambaşka oluyor. Mudo’nun başındaki Barış Karakullukçu da aynı şekilde. Markanın buralara gelmesinde payı çok büyük.

        BODRUM EVİ GİBİ

        Türkiye’nin önemli işkadınlarından. Bodrum Havaalanı’ndaki projede de emeği çok büyük. Projeyle tam bir Bodrum evi yaratmışlar. Terasından mobilyasına, dekoratif objelerinden yeşilliklerine kadar tam bir Bodrumlu. Bodrum’a gidip gelirken uğrayıp kendi gözlerinizle görün. Sadece ben değil, TAV yöneticileri ve bölgenin bürokratlarının da Mudo’yu tebrik etmesi lazım.

        Bozcaada ile Mikonos’u bir tutalım

        BİR ucuzluk meselesi tutturdular gidiyor uzun zamandır. Yunan adalarına gidenlerin ağzından sıkça duyduğumuz bir kelime. Yaz boyunca, milyon dolarlarla oynayan, parasını bu ülkede kazanan koca koca adamlar 50 Euro’nun hesabını yaparak adeta Yunan adalarının turizm elçisi gibi propaganda yaptı. Buna her zaman karşı çıktım ve çok üzüldüğümü söyledim. Oralara gidip köşelerinde Yunanistan’ı metheden köşe yazarı arkadaşlardan sitem ettiklerim de oldu. Yahu Ege havzasında turizmdeki en büyük rakibimiz olan adamlara bu hayranlık neden? Bizim turizmcilerin gazete sayfalarında boy boy çıkan ilanları olmasa yarın ne yapacaksınız çok merak ediyorum. Bak bakalım o zaman Yunanlar gelip bizim gazetelere ilan verecek mi? Şunu unutmayın, gösterdikleri ilgi alaka size değil cebinizdeki paraya. “Yunan adaları Bodrum’dan Çeşme’den ucuz” diyorlar. Tamam da kardeşim, Ayvalık ve Bozcaada da Mikonos’a göre ucuz. Nerede yiyip nerede içtiğin önemli. Şimdi küçücük bir ada olan Leros’la Bodrum’u kıyaslamak mümkün mü. Leros’u gel bizdeki ufak bir adayla, kendi halindeki kıyı kasabasıyla kıyasla. Thassos gibi bir yeri Çeşme’yle kıyaslamak olur mu, tabii ki olmaz. Orayı da aynı şekilde kendi halinde ve ucuz olan Urla ile karşılaştır. Ege’de kıyıda köşede kalmış adayı Bodrum’la kıyaslayıp ucuza yemek yedik diyenlere sinir oluyorum. Sanki tekneyle değil yüzerek gitmiş. Yahu oraya gitmek için teknene beş bin TL’lik mazot koyuyorsun. 50 Euro’ya yemek yemiş onu söylüyor. Hoş 50 Euro dediğin 165 TL yapıyor. Bizde 160 TL veren masa olay çıkartıyor. Başka yerde 10 bin Euro, yani 33 bin TL hesap verir, sesi çıkmaz. İşte bu yüzden biz adam olmuyoruz. Konuşmaya gelince milliyetçilik Atatürkçülük, vatanseverlik her şey bizde. Uygulamaya gelince kaç kişi uyguluyor merak ediyorum. Tabii ki çok az sayıda insan bunları yapıyor. Güzelim yerlerimizi, yurdum insanının hizmetini hep aşağıla, hor gör. Deniz aynı deniz. Ama el âlemin tavuğu bize her zaman kaz gelmiştir.

        Diğer Yazılar