Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        BU köşede sık sık yeme içmenin ne kadar zor bir sektör olduğundan ve turizmin gelişmesi ve imaj konusunda çalışmaktan bahsediyorum. Bunu görmek için Sofra’nın Karaköy’deki kısa süren macerasına bir bakın derim. Devlet adamlarından kraliyet ailesine kadar herkesin yemek yediği, adını dünyaya duyurmuş Sofra’nın Karaköy’de açtığı Sofra London, beşinci ayını görmeden kepenk indirdi. Milyonlarca dolar yatırım, emek hepsi boşa gitti. Sadece İstanbul’da toplamda 10 milyar dolarlık bir pazar yeme içme sektörü. O yüzden bu pazara profesyonel yaklaşacaksın. Kurumsal büyük şirketler faaliyet gösterdikleri alan dışında yeni bir pazara girmeden önce dünyaca ünlü araştırma şirketlerinden profesyonel destek alıyorlar. Fırsatlarından tehditlerine, tüketici davranışlarından politik, sosyolojik etkenlere kadar her şey inceleniyor ve sana bir yol haritası çıkarıyorlar. Emin adımlarla, ayakların yere basarak işine bakıyorsun. Şimdi Hüseyin Özer mesleğinde kendini dünyaya kanıtlamış bir isim. Karaköy’de açtığı Sofra London’da dekorasyon, mönü, sunduğu lezzetler her şey dört dörtlüktü. Hüseyin Ağabey egodan uzak yapısıyla gelen misafirle bizzat ilgilendi, masaları tek tek gezdi, gideni uğurladı. Mutfağa girip yemeklerle ilgilendi. Mekânın müdürü Deniz Zengin de aynı şekilde. Bu zamana kadar çalıştığı her yerde beyefendiliği ve çalışkanlığıyla iz bırakan bir adam. Fakat ne yazık ki mekânın konumu, semt yanlış tercihti. Karaköy aldı başını gitti evet. Dünya zinciri otellerden tutun, birçok restoran, kafe olmak üzere yeni yerler açılıyor. Ancak dikkat edip Karaköy’ün o bohem yapısını iyi okumak gerekiyor. Geçen sene açılan Colonie diğer mekânlara göre daha farklıydı ama o da ilerleyen saatlerdeki eğlencesinde tam bir Karaköylü oldu. Böylece 25-45 yaş arası para harcayan kesimi yakalayarak bölgenin en çok iş yapan yeri oldu. Fakat Sofra Karaköy’e biraz ağır kaçtı. Bana kalırsa Boğaz hattında ya da Boğaz manzaralı bir konumda olsaydı eminim her şey daha farklı olurdu.

        AVRUPALI TURİSTE İHTİYAÇ VAR

        Tabii Sofra’nın kapanmasında İstanbul’un dünya arenasında kaybettiği imaj ve ulusal anlamdaki ekonomik olumsuzluklar da etkili. İstanbul’u dünya markası yapalım derken tek bir amacımız var, buraya gusto zevkleri olan turisti çekmek. Şimdi Karaköy bölgesinin gediklisi bu turist profili gitti, yerine Ortadoğulu turist geldi. Evet bunlar da para harcıyor; AVM’lerde, Kapalıçarşı’da, kebapçıda, köftecide. Ama milyon dolar yatırımlarla açılan restoranların ayakta kalması için özellikle Avrupalı turiste ihtiyacımız var. Sadece yerli misafirin gelmesi yetmiyor. Şunu unutmayın beyler, dışarıdan kolay gibi gözükse de bu sektör bir gayya kuyusu. Bu zamana kadar nice dünya markasını yuttu. Ana kalemlerden eti, balığı Avrupa fiyatlarının üstünde alıyorsun, elektrik, doğalgaz pahalı, dükkân kiraları döviz üzerinden almış başını gitmiş. Özetle denkleminizi iyi kurun, ufacık bir hatayı affetmiyor sektör. Bugün yeme içmenin en büyüğü dediğimiz gruplar bile o agresif büyümelerini bir kenara bırakıp hesap kitap yapmaya başladı.

        Diğer Yazılar