Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        ÇEŞME, Bodrum arası mekik dokuyorum. Her ikisi de favorim ama tercihini yap derseniz kesinlikle Bodrum’cuyum. Çünkü Bodrum benim için küçük bir İstanbul. İstanbul’da aldığınız hizmeti burada da alırsınız. Bir sürü tanıdıkla karşılaşır, iki lafın belini kırarsınız. Sektörde olup bitenlerden haberdar olursunuz. Ama Çeşme için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. 10 sene önceki Bodrum ne ise şimdi de Çeşme o. İşletmecileri de mekân sahipleri de öyle. Çoğu geride kalmış. Hepsi burnu bir karış havada iş yapıyor. Mekân sahipleri kendini nimetten sayıyor. İyi yerler yok mu, tabii ki var. Bu işi hakkı ile yapan, Çeşme’ye iki beden büyük gelen mekânlar da var. Bunlardan birisi şüphesiz Ferdi Baba. Bildim bileli Çeşme’de en iyi hizmeti onlar verir. Çeşme’ye gittiğimde tercih ettiğim ilk mekândır. Ferdi Baba şimdiye kadar birçok yerde şube açtı. En eskisi Çeşme Marina’nın içerisinde, en yenisi ise Alaçatı içerisinde köy içi dedikleri yerde hizmet veriyor. Burayı geçen sene uzun süren bir çalışmadan sonra açtılar. Benim de bir türlü gidemediğim mekânlar arasında yer alıyordu, alışkanlıktan olsa gerek hep marinadaki Ferdi Baba’ya gidiyoruz. Oranın yeri ayrıydı ta ki köy içindeki Ferdi Baba’ya gidene kadar. Bu arada Alaçatı’nın içindeki otellerde kalmayı seviyorum, her yer yürüme mesafesindeler. Ben de otelden çıktığım gibi soluğu yeni açılan Ferdi Baba’da aldım. Zaten içeriye girer girmez o muhteşem havayı seziyorsun. Girişte kocaman bir meze tezgâhı yapmışlar, ne istersen var. Ne yiyeceğini şaşıracağın bir tezgâh. Laf olsun diye konulmuş bir şey yok. O yüzden tezgâh önünde sürekli bir kalabalık, sipariş alan garsonlar ve şefler var. En son gözüme ıstakoz karides çarptı. Önce başka bir şey zannettim. Sonra ıstakoz salatası yapıyoruz deyince “Helal olsun” dedim. Gerçekten inanılmaz. Sanki İspanya’da bir yerdeymişim gibi geldi. Personel çok kibar ve her şeyi biliyor. Ne sorarsan cevap veriyor, içinde neler olduğunu tek tek anlatıyor.

        AĞZINA KADAR DOLU

        Siparişi verdik masaya geçtik. Uzun, büyük bir koridor gibi. Balıkçıdan çok fine dining restoranlarına benziyor. Masalar klasik beyaz örtülü. Mekânın kalbi Mert her zamanki gibi işinin başında. Gelen misafirlere masalarına kadar eşlik edip oturtuyor, bir dakika yerinde durmuyor. Ferdi Baba’nın oğlu Murat ile Mert kardeş gibi... Murat, Alaçatı Marina’da duruyor, Mert köy içindekine bakıyor. İkisi birbiriyle yarışıyor. Masaya geçtik, seçtiğimiz mezeler geldi. Hepsi birbirinden lezzetli, hatta bazılarından birer tane daha söyledik. Istakoz salata muhteşemdi. Mezelerden sonra ara sıcaklar, daha sonra güveçte yapılan buğulama balık geldi. Artık inanın midede yer kalmadı ama yemek istiyorum. Birer parça tadımlık aldık, aklım balıkta kaldı. Derken Mert “Tatlı yemeden olmaz” dedi. “Aman kardeşim zaten doyduk, yer yok” derken mekâna özgü dondurmalı katmer geldi. Birer kaşık da ondan aldık. Ondan sonra Hacımemiş sokaklarında bir saat yürüdük. O gece Ferdi Baba’da adeta yıldızlar geçidi vardı. Kimi ararsanız oradaydı. Acun Ilıcalı aile dostlarıyla bir masada. Ender Alkoçlar, Menderes Türel, eski Futbol Federasyonu Başkanı Mahmut Özgener aileleriyle orada. Saba Tümer ile Mehmet Aslan kalabalık bir grupla bir masada. Nereye bakarsan ünlü kaynıyor.

        Gece kulübü demeye bin şahit lazım

        AL birini vur ötekine. Geçen hafta bir iki yere gittim inanın rezillikti. Gezmeye House 44’le başladım. Şişe açtırdık. Dükkân boş ama bizi oturtacak yer bulamadılar. Bu kadar kötü servisi ve personeli bir arada görmedim. Zaten gece bitmek üzere. Şişe açan müşteriye nasıl davranacağını bilmeyen bir personel var. Ben zannettim ki bu sadece House 44’te geçerli. Bu sefer Göz Lounge’a gittim. İnanın Göz Lounge, House 44’ten beter. Masada iki tane şişe var ama servis yok, hizmet yok. Ama hesap “Maşallah” dedirtecek cinsten. Reina’da içsen daha ucuza gelir. Anladık, yazlık yer ama kardeşim bari zahmet edin de aldığınız paranın karşılığı yerini bulsun. Üç gün Çeşme’de gezdim aklımda bir tek Ferdi Baba kaldı. Acaba geç saatlere kadar müzik mi yapsalar diye düşündüm. Gece kulüplerinde çalan DJ’lerin çoğu kompleksli, sanki Türkçe çalınca incileri dökülecek. İllaki araya yabancı karıştıracak. Yoksa rahat edemiyorlar. Tam havaya giriyorsun hop başka bir şeye geçiyor. Çeşme’de güzel bir gece kulübüne ihtiyaç var. Bu işi yapanlara duyurulur.

        Diğer Yazılar