Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Gece hayatı, yeme-içme sektörü kan ağlıyor. Şimdiden binlerce insan işsiz kaldı. Koskoca mekânlar kapandı, kapanacak. Dolar aldı başını gitti. Esnaf perişan, gittiğim mekânların sahipleri “Ne yapacağız böyle” diyor. Hepsi kirasını dolarla ödüyor. Herkes aynı düşüncede, devlet olaya el atmalı. Dolarla kiraya kanuni ayar yapılmalı. Türk parasıyla ödensin, yoksa hep beraber batıp gideceğiz. Bir kez daha söylüyorum, eğer yeme içme sektörü yara alırsa daha büyük felaket olur. Hizmet sektörü bu... En ufak mekânda bile en az 20 kişi çalışıyor. Büyük işletmelerde 80-100 kişiyi buluyor bu sayı. Tedarikçisi, toptancısı, çalışanı toplamda binlerce insan işsiz kalır. Zaten işsizlik kol geziyor. Son ÖTV’lerle birlikte en büyük gelir kaynağı içki olan mekânlar zaten para kazanamaz oldu. Her sene % 40 zam geliyor. Ama işletmeler her sene % 40 zam yapamıyor. Ben işin içinden çıkamıyorum. Yıllardır bu sektördeyim ama inanın ne yapacağımı bilemiyorum. Hep buradan anlatıyorum. Yeme içme sektörünün sırtında yüzlerce yük var. Bitmiyor... Biri gidiyor biri geliyor. “Sigara yasağı” diye bir şey var. Memlekette tam olarak uygulansın, bir tek mekân kalırsa kafamı kıracağım. Her yer bir günde kapanıyor. Amaç esnafı yaşatmak mı yoksa öldürmek mi? Yazık değil mi o kadar emeğe, paraya? Sigaradaki en doğru uygulama sigaralı alan-sigarasız alan ayrımı olmaz mı? Yasa çıkarken kimseye sormadılar sanırım.

        HERKESİ MESLEKTEN SOĞUTTULAR

        Ya da işi bilene sormadılar. Hayatında hiçbir mekân açmamış, hayatında hiç işletmecilik yapmamış bir bürokrat, milyar dolarlık sektöre yön veriyor. Her seferinde açıklama olarak da “Avrupa’da böyle” diyorlar. Kardeşim biz Avrupa’yla aynı mıyız? Paris’te bir dükkânın olsun gerisi önemli değil. Müşteriyi kapıdan kovsan, bacadan girmeye çalışır. Londra, New York aynı şekilde. Ama biz sinek avlıyoruz. Yabancı turist zaten kalmadı, biz bize top sektiriyoruz. Tabii kimin umurunda? Yapmayın, etmeyin beyler! Bu sese lütfen kulak verin. Her zaman söylüyorum ekonomimizi iyileştirecek tek şey var: Turizm, yeme-içme sektörü yani ‘hizmet’ dediğimiz sektör. Binlerce insan bu işten ekmek yiyor. Sadece mekân sahibi diye bakmayın. O mekâna her gün 350 kalem mal giriyor. Birileri buradan kazanıyor. Hayati önem taşıyan bir zincir var. O zincir kırılırsa çok kötü olur. Benden söylemesi. Şu an sallanmaya başladı. Yeni yıl ile birlikte neler olacağını hep birlikte göreceğiz.

        Sayın yetkililer lütfen bu yazıyı okuyun!

        Dedim ya “Sektörün derdi bitmiyor bitecek gibi de görünmüyor” diye, alın size bir örnek daha. “Ben her şeyi biliyorum” diyen yöneticilerle bu iş daha çok elimizde patlar. Kulağı ağır işiten bir kadın “Çok ses var, gürültü var” diye şikâyet ediyor, mekâna ceza kesiliyor. Soruyorlar “Teyze sen duymuyorsun, nasıl sesten rahatsız oldun?” diye, teyze ‘‘Duymuyorum ama görüyorum, çok kalabalık’’ diye cevaplıyor. Güler misin ağlar mısın? Bunu ciddiye alıp ceza kesen kim? Yüzlerce insanın çalıştığı mekân masum bir çocuk gibi savunmasız, gelen her şikâyete cevap vermek zorunda bırakılıyor. Savunma hakkı zaten yok, bu işi yaptığı için baştan suçlu. Ekonomiye katkı sağladığı için, milyonlarca KDV verdiği için, yılda 80 kişinin sigortasını yatırdığı için, hayata renk kattığı için. O yüzden her önüne gelen vuruyor ama kimse “Sen ekonomiye katkı sağlıyorsun, Allah razı olsun” demiyor. İş yapan mekânların peşinden ayrılmıyorlar. “Şikâyet var” her seferinde aynı şey. Sanki yeme içme mekânları olmadığı zaman herkes muradına erecek, asayiş berkemal olacak. O zaman hepsini kapatalım derim. Bütün mekân sahipleri inanın isyan ediyor. Artık bu işi kimse yapmak istemiyor. Sektörün önemli isimleri yurtdışına kaçmaya başladılar. Hareketin olmadığı yerde hırsızlık, gasp, tecavüz hepsi olur. Bu mekânlar sayesinde sokaklar yaşıyor. Umarım bu yazdıklarımdan sonra bir nebze de olsa bir şeyler değişir. Sayın yetkililer lütfen bu yazıyı okuyun...

        Diğer Yazılar