Yeme içme sektörünün önünü açın
PATLAMALAR, saldırılar, OHAL derken zaten yabancılar iyice el ayak çekmişti ülkemizden. Ruslar gitti, Avrupalılar gitti derken bir umut Arap turistler kalır diye düşündük. ‘Şimdi Arap turist de bizi yüzüstü mü bırakıyor’ diye düşünüyoruz. Dubai’deki yılbaşı kutlamalarına bir bakın. Şehir havai fişeklerle aydınlatıldı. Onlar ticaretlerine, ekonomilerine bakarken biz niye bakamıyoruz? Katar’da, Mısır’da keza aynı şekilde yılbaşı kutlamaları yapıldı. Şimdi ben Reina olayına sarıp laf ebeliği yapamayacağım. Gerçekten yapılması gerekenler ve yapmamız gerekenler üstünde durmak istiyorum. Biz büyük toplumuz ve her zaman hoşgörülü olmalıyız. Yaşadığımız olaylar artık siyaset üstü bir hale geldi. Herkes diken üstünde... Buna bir son vermek için hepimizin gerçekten ‘bir’ olması gerekiyor. Bu terör illetinden ekonomimizi iyileştirerek kurtulacağız. Gerçekten ekonomimizi iyileştirdiğimiz takdirde bize hiçbir şey olmaz. Dolar, Euro düşmüşçıkmış, vız gelir tırıs gider. Ama artık lütfen işletmecilerin sesine kulak verin. Bizi kurtaracak tek şey hizmet sektörü ve biz o işi iyi biliyoruz. Sektörün önünü sonuna kadar açın bakın neler oluyor. 5 milyon insan bacasız sanayide her gün arı gibi çalışıyor. Ülke ekonomisine katkıda bulunuyor. Binlerce insana “Reina için, sektörümüz için, ekmeğimiz için yürüyüş yapacağız” dediğimizde kimse itiraz etmedi. Bin kişi yürüyelim dediğimiz yerde 10 bin kişi olduk.
5 MİLYON KİŞİ GEÇİNİYOR
Yeme içme sektörünün sorunları üzerine sürekli yazılar yazıyorum. Maalesef dinleyen yok. Zaten mekânların hepsi ayakta kalma mücadelesi verirken, bir taraftan sigara yasakları, bir taraftan her gün yenisi çıkan ek vergiler yeme içme sektöründeki herkesin belini büktü. Şarap üreticisi ile üzüm üreticisi arasında bir fark yok. Bunu anlamak istemiyoruz. İster şerbet, ister şarap yap, ikisi de aynı şey. Tüm yük düşman gibi görülen sektörün üstüne yıkılıyor. Bir gün bu sektör çökerse neler olacağını bilmek ister misiniz? Bu sektör biterse 5 milyon insan işsiz kalacak, asıl o zaman büyük sıkıntı yaşayacağız. Bir kanun çıkıyor, bir yük daha biniyor. Mesela sigara yasağı ile ilgili çıkan yeni düzenlemede şartları yerine getirebilecek işletme sayısının yüzde biri geçmeyeceğini tahmin ediyorum. Ekonominin daha güçlü olması için yeme-içme ve turizm sektörünün dimdik ayakta kalması gerekiyor.
TURİZMDE 350 KALEM MAL TÜKETİLİYOR
Yeme içme sektörü sadece otel, restoran ve kulüplerde çalışanları etkilemiyor. 350 kalem yan ürün var. Tekirdağ’daki küçük bir mandırada üretim yapan peynirci, Antep’te tereyağı yapan köylü, Siirt’te bal üreten arıcı, Antalya’da meyve sebze yetiştiren çiftçi, Denizli’deki fabrikada tekstil üretimi yapan işçi, Gemlik’teki zeytin bağı sahibi, Malatya’daki kayısı üreticisi hep bu sektörden geçiniyor. Böyle bir çark işliyor, arka planda inanılmaz bir döngü var. Ortaköy’de gerçekleşen bir olay Türkiye’nin dört bir yanındaki insanları etkiliyor. Burada tüketim olmadığında oradan mal gelmiyor. Teröristler bunu biliyor. O yüzden yeme-içme ve turizm sektörünü hedef alıyorlar. İstanbul’da yapılan saldırı Reina’ya değil, turizmin kalbine sıkılmış bir kurşundur.