Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        SON günlerde yeme içme sektöründe çok olumlu şeyler olduğunu söyleyemeyeceğim. Sanki her şey güllük gülistanlık gibi bir de yasak üstüne yasak, vergi üstüne vergi geliyor. İşletmelerin daha fazla üstüne gitmeye gerek yok. Yeme içme sektöründe çalışan binlerce insan var. Ortalama her mekânda 350 kalem ürün tedarik ediliyor. Bir işletmeye sadece gece hayatı mekânı olarak bakarsanız yanılırsınız. Her kapanan mekân, yaklaşık 50-60 kişinin işsiz kalması demektir. Maalesef İstanbul’da son dönemde yüzlerce mekân kapandı. Böylece işsizlik oranı artmaya başladı. Her şey birbiriyle o kadar bağlantılı ki. Dükkânlar her ay yüzlerce kilo domates, biber, soğan tüketiyor. Örnek vermek gerekirse bunu üreten Antalya’daki çiftçi, kapanan mekânlara ürünlerini yollayamazsa bütün malı elinde kalacak. Elinde kalan ürünleri satacak kimseyi bulamayınca da üretimi durduracak. Sonuçta satacak kimse olmayınca işsiz kalıp üretmeyecek.

        Etiler kaderine terk edildi

        BİR dönemin efsane caddesiydi Nispetiye. Bilmeyenler için anlatayım: Etiler’de bütün mekânların bulunduğu, ünlü markaların yer açmak için birbiriyle yarıştığı, hava parası için milyon dolarların verildiği bir caddeydi. Şimdi gidin, in cin top oynuyor. Caddenin son kalesi olan Şamdan da kapandı, Mado da. Bütün villalar boş. Bu mekânlar ekonomiye katkı sağlıyordu. Şimdi hepsi teker teker kapısına kilit vuruyor. Limonata, Mado, Şamdan, Big Chef’s ve Tepenyaki... Liste uzayıp gidiyor. Kapanacağı söylenen mekânlar arasında P.F. Chang’s var. Milyon dolarlık yatırım yapılarak büyük heveslerle açılan mekân yakın zamanda kapanmak üzere. Shaya Grubu’nun tek içkili mekânı olmasına rağmen bu talihsizlikten kurtulamadı. Ayrı bir şirket kurup ayrı işletme yaptılar, o bile işe yaramadı. Oysa gidin başka ülkelerde, restoran ağzına kadar dolu, yer bulmanız mümkün değil. Etiler’de sadece iki sene dayanabildi.

        40 YILLIK MARKA VEDA ETTİ

        Zaten caddeye baktığınız zaman banka dışında neredeyse yer kalmadı. İş yapan bir tek Nusr-et var. Onun dışındaki mekânlar can çekişiyor. Barış Büfe diye bir yer vardı, acayip iş yapıyordu. Mekânlar kapanınca onun da işleri düştü. Yılların Şamdan’ı tam 40 sene hizmet verdi, bir gecede kapandı. Kirasını veremedi falan diye konuşuluyor. Bu kadar yıl markayı bir yere getirmiş bir adam keyfi olarak kirayı ödememezlik yapar mı? Tabii ki hayır. Çocuğu gibi büyüttüğü mekân bir gecede elinden kayıp gitti. İş yapmayınca kapatmak zorunda kaldı Mehmet Tuna. İlk bir hafta herkes seferber oluyor, sonra ortada kimse kalmıyor. 20 yıldır orada çalışan herkes şimdi işsiz. “Gel yerimi vereyim” diyenler var. Yer zaten vardı ama iş yoktu. İş yapamadığı için kirayı ödeyemedi. Senelerdir yaptığınız gibi gidip para harcamaya devam etseydiniz, biraz paranıza kıysaydınız bunlar olmazdı. Konuşmak maalesef bir işe yaramıyor. Bir daha Şamdan diye bir yer olmayacak. 40 sene boyunca acının tatlının yaşandığı bir mekândı. Benim bile yüzlerce anım var. Üzülmemek elde değil. Böyle değerli markaları koruyamıyoruz. Devir değişmiyor, insan değişmiyor ama ekonomi değişince böyle tatsız şeyler yaşanıyor. Şamdan’ı batıran kötü giden ekonomi oldu. Peki şimdi ne olacak? Bana göre 2017 yeme içme sektörü için zor bir yıl olacak. Sektörü hırpalayan bürokratlar, yerel yöneticiler şimdi ne yapacak merak ediyorum. Başka ülkeler marka caddeler yaratıyor, bizim yerel yöneticiler kapatmak için elinden geleni yapıyorlar. Peki bu millet nerede yiyip içip acıyı sevgiyi paylaşacak?

        Diğer Yazılar