Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        UZUN süredir açık olan benim de bir gece yarısı gittiğim mekân ile ilgili şimdiye kadar bir şey yazmadım. Ancak geçtiğimiz günlerde bir arkadaşımın doğum günü için Sofa Otel’in en üst katında bulunan Frankie adlı mekâna gittim. Oldum olası otel içindeki mekânlar bana çok cazip gelmez. Özellikle derli toplu kızlar için hep kafada bir soru vardır otel içindeki mekâna gidince. Bunu zaman zaman dost ortamlarında duyuyorum. Ancak şimdi artık öyle bir algının olmadığını hepimiz biliyoruz. Çünkü birçok mekân otel içinde yer alıyor. Frankie açıldığı günden beri adından söz ettiren bir mekân. Zaman zaman Sezen Aksu’nun sürpriz ziyaretler yapıp zamansız sahneye çıkarak orada bulunanlara müzik ziyafeti çektiği hep konuşulur.

        Hatta Sezen Aksu’yu karşısında gören müşterilerin, başka yerde bin TL’ye dinleyeceği sanatçıyı bedavaya dinleyince keyfine diyecek kalmıyor. Katları çıkıp Frankie’ye yaklaştıkça sizi mavi ışıklar karşılıyor. Asansörden inince de elinde defteri ile görevliler... Rezervasyon faslından sonra isterseniz bara, isterseniz direkt masaya geçiyorsunuz. Ben biraz barda oturmayı tercih ettim. İçeride bir New York havası var. Dükkân bir kere çok şık.

        SERVİS, SUNUM VE LEZZET ÇOK İYİ

        İstanbul’un şık ve rahat mekânları arasında yer alıyor. Çoğunluk altın sarısı kullanılmış. Sandalyeler ve koltuklar özel yapılmış. Mimar Fahrettin Aykut harikalar yaratmış. Sade, çok şık ve rahatsız etmiyor. Arkadaşlarım da gelince hep birlikte yemeğe geçtik. Mekân hemen hemen dolu. Masaya oturduk bize garson Rasim Usta baktı. Evvela mönüyü şöyle bir inceledim. Tam bir gastronomi restoranı menüsü var; ne çok fazla çeşit ne çok az. İlk olarak ortaya dana dil somon gravlax tartar geldi. Ana yemek olarak ben ızgara levrek isterken, arkadaşlarım dana kaburga ve Uzakdoğu usulü hazırlamış dana etini tercih ettiler. Barda votka ile başlamıştık yemekte şarapla devam ettik. Saatler ilerledikçe müzik yükselmeye başladı. Servis, sunum, lezzetler hepsi çok iyi. Salon şefi Serdar Kömbe çok başarılı. Herkesle yakından ilgileniyor. Terasta sigara alanı var. Manzarası o kadar güzel ki bütün geceyi orada geçiren bile var.

        Mekânın sahibi Kaya Demirer bu işi çok iyi bilen patronlardan biri. Sadece biraz havalı olduğu için piyasada çok sevilmez. Ama işini çok iyi yapar. En son Zorlu Center’de Jamie’s adında bir İtalyan restoranı açtı. Ben çok beğenmedim. Konumu, restoranın yerleşik düzeni beni tatmin etmedi. Jamie’s İtalian için çok tanıtım yapıldı ancak içi boş çıktı. Kaya Demirer kendi bir konsept yapmış olsaydı daha çok başarılı olurdu.

        Eskiyi hatırlatmak istemiyorum ancak nice dünya markaları İstanbul’da heba olup gittiler. Hakkasan, Benihana, Spice Market say say bitmez. O yüzden yabancı bir markaya bel bağlamaktansa yerli bir konsept ile yola çıkmak en doğrusu. Çünkü artık yeme içme sektörü olarak o seviyeye geldik. Artık yabancılar bizden konsept alıyor.

        Diğer Yazılar