Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        İSTANBUL gece hayatında zaman zaman kapıda araba çeken, çıkışta eline üç beş kuruş verdiğiniz görevliler mafya olmaya başladı. Bir denetim yok. Emniyet, maliye, SGK bu adamlara “Ne yapıyorsunuz” diye sormuyor. Hepsi kendi cumhuriyetini kurmuş, sanki ortalık babalarının malıymış gibi hareket ediyorlar. Daha önce Angelique’in kapısında 18 yaşında bir çocuğun kulak zarını patlatmışlardı. En son olay ise Bebek’te gerçekleşti. Araştırdım, genç modacı Ümit Benan’ı döven kim olabilir?

        Hangi kapıda duran valelerdir acaba? Bebek olunca çok sayıda mekân var tabii ki burada ilk akla gelen mekân popüler olandır. Ancak öyle değil, Bebek Balıkçısı’nın dört valesi yol tartışması yüzünden genç modacıyı eşinin yanında evire çevire dövmüşler. Şimdi Ümit Benan, Ece Sükan ile evli olduğu için çok popüler bir isim. O yüzden bu kadar gündeme geldi. İşin en kötü tarafı, eşi yanında olduğu halde feci şeklide dövülmüş olması. Bir de ellerindeki metrelik sopaları görünce hayrete düşmemek mümkün değil. Aklı başında olan, işi orada araba park etmek olan birinin elinde sopa ne gezer? Gözleri o kadar dönmüş.

        BUNA KİM DUR DİYECEK

        Bu arada şiddet gören isimsiz vatandaşları saymıyorum bile. Onlar seslerini fazla duyuramadıkları için olay kapanıp gidiyor. Vatandaşlarımız üç beş kendini bilmezden yediği dayak ile kalıyor. Böyle bir olay dünyanın neresinde olur diye bir baktım, benzer bir olay yok. Amerika’da bir mekâna giderseniz olay çıkardığınız anda sizi dışarıya atarlar. Ama mümkün olduğunca size zarar vermemeye çalışırlar. Bebek Balıkçısı’nın valelerine bakıyorum dört kişi adamı öldüresiye dövüyorlar, sanki adam kan davalısını yakalamış.

        Hadsizlik diye buna derim işte. Kapıda getir götür yap, sonra sana müşteri hak etmediğin halde çıkarıp bahşiş versin, o bahşişlerle kendini adam sanıp sokaktan geçeni dövecek kadar canavarlaş. Olacak iş mi bu! Ama ben o kapıda duran valeye suç bulmuyorum. İstanbul Emniyet Müdürü uyumuyorsa gidip bunlara gerekenin yapılması lazım. Bunlar dört kişi ellerinde öldürücü aletlerle vatandaşı dövüyorlarsa bu iş çeteden öteye gidiyor. Bunların yaptığı teşkilatlanıp haraç kesmekten farklı değil. Bu olayın oldu bittiye gelmemesi lazım. Adalet varsa bunların cezalarını çekmeleri gerekiyor.

        Emniyet Müdürümüz Selami Altınok olaya el atmalı. Ece Sükan ve eşi Ümit Benan’ı ilk arayan geçmiş olsun dileklerinde bulunan kişi sadece Beşiktaş’ın yeni belediye başkanı Murat Hazinedar olmuş. Elinden geleni yapacağını söylemiş. Sen vale ayağına kapıda durup hem haraç keseceksin hem de insanların huzurunu bozacaksın. Ben asıl mekân sahiplerine şaşırıyorum. Hâlâ böyle adamları çalıştırdıkları için yeme içme sektörü üzerine yazan biri olarak kınıyorum.

        Nişantaşı’nın en yenimekânı BLUSH

        YOĞUN geçen günün ardından biraz kafa dağıtmak, eşle dostla sohbet etmek için soluğu Nişantaşı’nda aldım. Gün sonunda bir iki saatlik kaçamak tüm yorgunluğumu alıyor. Atiye Sokak her zamanki gibi tıklım tıklımdı. Sokağa girdim dolaşırken Blush Atiye’de oturan arkadaşlarımı gördüm. Baktım sohbet koyu, ben de yanlarına oturdum. Kış boyunca sık gittiğim mekânlardan biriydi Blush Atiye. Aslında bu mekân daha önce Elio isimli İtalyan restoranıydı. 6 ay önce el değiştirdi. Konum olarak çok güzel bir mekân. Hem balkon kısmıyla, hem de cadde üzerindeki masalarıyla sokağın içindesiniz. Isıtıcıları da koymuşlar, sıcak samimi bir ortam var. Ben gittiğimde masaya şarap tabağı istemişlerdi. Çeşit çeşit etler, peynirler, kuru incir ve kayısıyla oluşturdukları tabak hem renkli hem de malzemesi o kadar fazla ki karnınızı doyuracak cinsten. Bir ara tuvalete kalktım, baktım arka bahçe de dolu. İnsanlar sadece ön kısımda sokağa yakın olayım dememişler. Sanırım bunda mekânın dekorasyonu sayesinde oluşturduğu sıcak ortamın etkisi büyük. Mobilyasından mekâna koyulan çiçeklerle, ağaçlarla, yapılan müzikle tam bir Akdenizli.

        HER SAAT GİDİLECEK MEKAN

        Yani şöyle söyleyeyim muhabbeti sağlam bir grupla ya da arkadaşınızla gidin, günü geceye bağlarsınız mekânda. Önden bir şeyler içip sohbet muhabbet derken akşam yemeğine kaldığınızda da yemek mönülerinin çok sağlam olduğunu göreceksiniz. E müzik deseniz hakkını vermek gerek DJ Engin Sadık çok iyi müzik yapıyor. Müşterinin ruh haline ve mekânın ruhuna dokunabiliyor. Sonra akşamın ilerleyen saatlerinde yemek bitince insanlar müziğe kapılıp gidiyor. Neyse masaya geri döndükten sonra baktım bizimkiler de yemeğe geçiyor.

        Blush Atiye’de daha önce birçok kez yemek yedim, lezzet konusunda çok başarılılar. Fakat deniz ürünlerinden tatmamıştım. Bu sefer de pazıya sarılı levrek, salata olarak ise yeşilliğin üzerine koydukları kızartılmış keçi peynirli salata söyledim. Hem balık hem yeşillikler taze ve lezzetliydi. Yemekten sonra bizimkiler oturmaya devam ettiler, ben eğlence kısmına kalamadım. Mekândan çıkarken şuna dikkat ettim, saatlerin ilerlemesiyle müziğin volümü artmış ve mekânın içi iyice kalabalıklaşmış. Blush Atiye geride kalan zamanda olduğu gibi yeni dönemde de Nişantaşı’nın uğrak noktalarından biri olacak tahminim, insanların bu keyifli mekândan vazgeçeceğini zannetmiyorum. Nişantaşı artık bir marka olmuş. Doğru düzgün hizmet de verildiği zaman doğal olarak 7/24 iş yapıyorsunuz.

        Ünlüler hangi etçiye akın ediyor

        SON dönemlerde steakhouse furyası son hızıyla devam ediyor. Geçici olduğunu düşünenler bence yanıldı. Steakhouse furyası daha fazla büyümez ancak mevcut iş potansiyeli ile aynı şekilde devam eder. Benim sevdiğim steakhouse’çuların başında Günaydın geliyor. Günaydın’- ın en iyi yaptığı işlerden biri steakhouse konsepti diyebilirim. Sonuçta her gün et yemeyip haftada bir yediğimiz için de tercihimi Etiler Günaydın’dan yana kullanıyorum. Sebeplerine gelince, etleri hem çok iyi hem de çok iyi pişiriyorlar. Tuzu boca edip önüne getirmiyorlar. İkincisi, sunumlarında müşteriyi beklenti içine sokmuyorlar ama iş lezzete geldiğinde 10 değil 11 numara denecek kadar güzel bir lezzet söz konusu. Üçüncüsü, öyle sana zorla bir şey satmaya çalışan garson, şef yok. Ne istersen onu yiyorsun.

        Fazla porsiyon yazmıyorlar. Bir porsiyonu masada bölüp sonra onu sanki üç porsiyonmuş gibi yazmıyorlar. Dördüncüsü, fiyatları çok uygun, esnaf mantığının hâlâ devam ettiğini görüyorsunuz. Beşincisi Etiler Günaydın’ın başında Süleyman Dilek adında genç bir adam var. Kendisini yetiştiren ustası Cüneyt Asan’ın yüzünü kara çıkarmayan biri. Birçok yerden teklif aldığını çok iyi biliyorum. İki katı para verilmesine ortaklık teklif edilmesine rağmen hiçbir yere gitmiyor, açıldığı günden beri sanki kendi mekânıymış gibi çalışıyor. Son dönemlerde sosyete ve sanat dünyasının Etiler Günaydın’a akın etmesini sağlaması da cabası.Murat Boz, Acun Ilıcalı, Kıvanç Tatlıtuğ, Çağatay Ulusoy, Sibel Can, Hadise gibi isimler de eğer bu mekânı mesken tutmuşsa belli ki bir sebebi var.

        Diğer Yazılar