Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Açıldığı günden beri medyanın gündeminden düşmeyen Zorlu Center yeni atılımlar yapmaya hazırlanıyor. Zorlu’nun içinde bulunan esnafın kazan kaldırdığını artık köşede duran simitçiler bile biliyor. Hal böyleyken bütün umutların Apple‘a bağlanması ve sonrasında yaşananlar hayal kırıklığı yarattı. İlk gün kuyrukta bekleyen beş bin kişinin devamı gelmedi. Aslında Apple gibi markaların PR çalışması böyle oluyor. Günahlarını almayayım ama hediye karşılığı ya da para karşılığı sırada bekleyen oluyor. ABD’de bunu aleni yapan yerler var. İlk günkü kalabalığı gören işletme sahiplerinin içine bir umut düşse de çok geçmeden her şey aynı tas aynı hamam devam ediyor.

        Çünkü insan sirkülasyonu çok az, mağazalar iş yapmıyor. Hatta günde bir ürün bile satamayan mağazalar olduğu söyleniyor. Dost sohbetlerinde mağaza sahipleri bir dokun bin ah işit durumunda veryansın ediyorlar. Apple’a umut bağlayan mekân sahipleri çok büyük hayal kırıklığı yaşadı. Yeşil alan olarak yapılan yerler önümüzdeki günlerde ana girişte bulunan mekânlara jest olarak yerini masa sandalyeye bırakacak. Yaz sezonu düşünülerek yapılan bu yeni alan tahsisi bakalım işe yarayacak mı? Bence biraz geç kalındı. Alt katlar basık. Kardeşim 50 bin metrekarelik alan orası, daha fazla alan kazanmasanız ne olurdu. Tekrar yapılandır, tekrar aç, eskisi gitti yenisi geldi, hiçbir işe yaramaz. Hemen girişte bulunan mekânlar için sorun bütün kış devam etti. Çünkü etraf camla kaplanınca kimse sigara içemedi. Sigara içilemeyince müşteri başka yere kaçtı. Aslında artık mekânların içinden çok dışına yatırım yapmak gerekiyor. Sigara içen de içmeyen de dışarıda oturmak istiyor. Şimdi Zorlu Center’da Tom’s Kitchen, Parle, Morini ve Jamie’s gibi mekânlar orta kısımda bulunan yeşil alanda belli bir metrekarede yeni bir açık mekân inşa edecekler. Bakalım bu atılım zor durumda olan Zorlu’ya bir nebze de olsa nefes aldıracak mı hep birlikte göreceğiz. Umarım yeni yapılan alan çok başarılı olur, mekân sahipleri para kazanır. Bizler kimsenin para kaybetmesini istemeyiz. Hele hele Zorlu gibi büyük yatırımlar heba olsun asla istemem. Keşke her şey çok iyi olsa biz de bunları konuşmasak.

        Boğaz'ın incileri turizme açılsa...

        Geçtiğimiz hafta tekneyle Four Seasons’tan çıkıp başka bir yere yemeğe giderken Boğaz’ı boydan boya inceledim. Bakıyorsun muhteşem yalılar, muhteşem yapılar yan yana dizilmiş. Özellikle Beşiktaş’tan başladığınızda Four Seasons, hemen biraz ötesinde Çırağan Kempinski, onu geçince The House Hotel, biraz daha ileride Ottoman Palace, Sait Halim Paşa ve en son Tarabya Oteli. Boğazın Avrupa yakasında deniz kenarında bulunan otel sayısı bu kadar. Şimdi bir de Do&Co’nun yeni aldığı eski Yüzme İhtisas’ın yeri var, çalışmalar son hızıyla devam ediyor. Böyle güzel bir yerde o kadar gereksiz yere kullanılan yapılar var ki üzülmemek elde değil. Şimdi bu yazdıklarıma kızanlar olabilir. Çırağan Sarayı ile Four Seasons arasında Galatasaray Üniversitesi, Denizcilik Lisesi, Kabataş Lisesi, Beşiktaş Anadolu Lisesi, Baltalimanı Hastanesi, Polis Moral Eğitim Merkezi gibi yapılar duruyor. Milyar dolarlık yapılar okul olarak ya da başka amaçla hizmet veriyor. Oysaki bu yerler deniz kenarında olmasa da olur. Boğaz’dan geçerken zaten ne kadar atıl durduğunu görüyorsunuz. Bence bir an önce yetkili kurumların bir araya gelip buralarla ilgili bir plan yapması gerekiyor. Kabataş Lisesi’nin başka yerde olması kimseye zarar vermez. Ancak orası turizme açılırsa memleket çok şey kazanır. Tabii ki rant kaygısı yaşanmaması ve akıllarda soru işareti olmaması için şeffaf yapılması gerekiyor. O zaman binlerce kişi daha iş bulacak demek. O zaman Türkiye’ye daha çok döviz akacak demek. Böyle güzelim yerler heba olup gidiyor. Galatasaray Üniversitesi’nin bir bölümünde yangın çıktı, hâlâ öyle duruyor. İnanılmaz bir bahçesi var. Buralar otel olsa inanın ekonomiye, insana daha çok katkısı olacak. Elbette üniversite için de iyi bir yer bulunması ve verilmesi gerekiyor. Şimdi böyle yerleri değerlendirmek gerekiyor. İstanbul tam dünya şehri olmuşken daha da ileriye götürmemiz gerekiyor. 20 milyon harcayan turist hiç de hayal değil.

        Ünlülerin akın ettiği doğum günü

        Gece hayatının en efendi işletmecilerinden biri olan Mert Vidinli geçtiğimiz günlerde 28’inci yaş gününü kutladı. Mert çok sevilen bir isim olduğu için o gece çok sayıda ünlü davete akın etmiş. Bir doğum günü ancak bu kadar güzel kutlanır demekten kendimi alamadım. Tadelle sponsor olmuş. Bence hayatının en önemli işini yapmış. Böyle aktiviteleri küçük görenlere de bir ders olmuş oldu. Tadelle o gün hayatının en büyük reklamını yaptı. Zaten burada amaç doğum gününde insanların bir araya gelmesi, herkesin birbirini promote etmesi gibi. O gece aklınıza kim geliyorsa vardı. Ancak ben çok kısa kaldım. Sonra gördüğüm kadarı ile Tolgahan Sayışman, Aras Bulut İynemli, Sarp Akkaya, Derya Şensoy, Zeynep Selvili, Aslıhan Doğan, Başak Sayan, Deniz Akkaya, Naz Elmas, Ceylan Çapa yakın arkadaşlarım Alican Ulusoy, Selin İmer ve Burak Hatipoğlu katıldı. Ben gittiğimde zaten biraz geç olmuştu. İnsanlar çoktan parti havasına geçmişti. Selin İmer’in masasına oturdum, sonra yanıma Mert geldi. Her zaman çok kibar ve çok efendi. Kendini bozmayan biri olduğu için o kadar kişiyi bir araya getirdiğini söyledim. Biraz adı sanı bilinince kendini bir şey zanneden tiplerden değil. Şimdi Ulus 29’da Lounge bölümünün işletmeciliğini yapıyor. Bu sene mekânı en gözde yerlerden biri yaptı. Çünkü herkes Mert’in olduğu yere rahat rahat gidiyor, eğleniyor.

        ATiYE SOKAK podyum olmuş

        Son yılların en popüler sokaklarının başında şüphesiz Atiye Sokak geliyor. Mustafa Sarıgül’ün gayretleri ile kapanan sokak şimdi milyon dolar ciro yapan mekânların yeri oldu. Ayda yüz binlerce insanın yediği, tükettiği bir sokak haline geldi. İstanbul’da böyle yerlerin çoğalması gerekiyor. Yeni dönem belediye başkanlarının kendilerini göstermek için zaten iyi proje yapmaları gerekiyor. Geçtiğimiz hafta Salomanje’de otururken dikkatimi çeken şey ise sokakta belli aralıklarla tur atan insanlar oldu. Oturanlar da sanki sokakta defile varmış gibi gelen geçeni izliyor. İnanın sohbet ederken dikkatiniz dağılıyor. Atiye podyum, mekânlar seyirci konumunda. Herkes süslenip püslenip geliyor. İnsanlar Nişantaşı’na ayak basar basmaz illa ki Atiye’de bir arzı endam edip öyle gidiyor oturacağı yere. İster doktora gelmiş olsun, ister gezmeye bir şey fark etmiyor. Önce mutlaka bir Atiye turu yapılıyor. Sokakta çok güzel mekânlar var. Salomanje Cafe, hemen karşısında Blush Atiye, hemen yanı Hardal, tam karşısı House Cafe, ne ararsan var. Bir iki mekân hariç hepsi çok iyi iş yapıyor. O iş yapmayan yerleri de zaten yazmıyorum.

        ‘Sonradan Gurme’ SOSYAL MEDYADA

        Yıllardır sosyal medya ile hiç aram olmadı. Belki de yeterli derecede zaman ayıramam diye girişimde bulunmadım. Ancak çağa ayak uydurmak adına sadece kendi sektörümle ilgili olan biteni izlemek için Instagram’a katılmaya karar verdim. “sonradangurmeht” adresinden beni takip edebilirsiniz. Sayfamda yer veremediklerimi Instagram hesabımdan sizlere aktarmaya çalışacağım...

        Diğer Yazılar