Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        İSTANBUL yeme içme sektörünün en iyi yerlerinden biri şüphesiz Sunset’tir. Yılların verdiği bir birikim ve müşteri kitlesi var. Yurtdışından gelen üst düzey işadamlarının, sanatçıların uğrak yerlerinden biri. Sunset yaptığı yeniliklerle bu sene yükselişe geçti. Mönüyü biraz değiştirdi, suşi bölümünün personelini artırıp oradaki yoğunluğu giderdi. Bar bölümü, akşamüstü bir şeyler içmek için mekânın en ideal yeri. Güneşi tam anlamıyla buradan batırabilirsiniz. Yemek faslından sonra başka yerde eğlenmek istemeyen kapalı bir grup var. Bu grup belli bir saatten sonra bardan lounge’a dönüşen bölümde eğlenmeye başladı. Bu bölüm son iki yıldır güzel iş yapıyor. Kimi ararsanız başka yerde yemeğini yemiş olsa bile soluğu Sunset’in bar bölümünde alıyor. Her hafta değişik DJ’ler çıkıyor. Hepsi kendini kanıtlamış piyasada bilinen isimler. Tarık Koray, Salih Saka, Can Hatipoğlu, Evren Katırcıoğlu, Aydın Katırcıoğlu gibi DJ’ler belirli günlerde hünerlerini gösteriyorlar.

        ARTIK YENİ BİR KİTLE GELİYOR

        Sunset içinde aslında iki mekân oldu. Biz bunun farkına geç vardık. Şimdi ben de Sunset’e gittiğimde yemekten sonra başka bir yere gitmek yerine ister kulüp deyin ister lounge o bölüme geçiyorum. Çok geç olmadan geceyi bitiriyorum. Kimse kimseyi rahatsız etmiyor. Herkes keyfince eğleniyor. Tabii ki bir mekânın bu hale gelmesi için çok emek verilmesi gerekiyor. En büyük emeği Gazi Akyol veriyor. İnanılmaz bir adam, bir dakika yerinde durmuyor. Bir gün bana “Tayfun Bey biz hizmet adamıyız, onlar bizim misafirimiz. En iyi şekilde saygıda kusur etmeden ağırlamamız gerekiyor. Onlar şaka yapabilir ama biz yapamayız” demişti. Gerçekten çok takdir etmiştim. Gazi’nin en büyük yardımcısı İsmail Gökmen de aynı şekilde çok çalışkan. İki kişi canavar gibi çalışıp koca mekânla başa çıkıyor. İşe çok hâkimler, neyin ne olduğunu, nerede olduğunu, kimin nerede oturması gerektiğini biliyorlar. 20 yıldır Sunset’te kavga çıktı diye bir şey duydunuz mu? Ben duymadım. Demek ki bunlar tesadüf değil. Her iki ismi de tebrik ediyorum.

        Arda her şeyi hak ediyor ama

        TÜRK futbolunun en iyi oyuncularından biri olan yurtdışındaki milli gururumuz Arda Turan. Oynadığı maçlarda gösterdiği performansla hepimizi ayağa kaldırıyor. Benim de sevdiğim bir insan Arda Turan. Yaz sezonu maçlar bitiyor. Arda istese dünyanın istediği yerinde, istediği tatili yapar. Ama memleket hasreti, arkadaş özlemi deyip İstanbul, Bodrum, Çeşme arası mekik dokuyor. Eğlenebilir, en güzel yerlerde yemek yiyebilir, Türkiye’nin en güzel kızı ile çıkabilir. Bunlara kimsenin itirazı olacağını sanmıyorum. Ancak Arda tatil sürecinde arkadaş kurbanı oluyor. Bence bunlara dikkat etmesi gerekiyor. Sabaha karşı denize, havuza girmek bizde çılgınlık sayılır. Evde oturan teyze, amca resme baktığında başka şey düşünür. İnsanların başka şeyler düşünmemesi için Arda’nın yapması gereken yakın arkadaşlarından rica edip böyle özel durumlarda fotoğraflarının paylaşılmamasını sağlamak. O fotoğrafları bir gazeteci çekse kıyamet kopar. Ancak ünlüler kendi kendilerinin tuzağına düşüyor. Efendiliği ile gönlümüzde yer etmiş bir adamın sabaha karşı havuza, denize girerken fotoğraflarının ortalıkta olması beni rahatsız etti. Belki de sıfırdan gelip harikalar yaratan bir çocuğu öyle görmek istemiyoruz. İlk aklımıza gelen şımardı kelimesi olur. Halbuki ortada öyle bir şımarıklık da yok...

        Diğer Yazılar