Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        - PARİS -

        İKİ aile kavgası, ikisi de kapitalizmin “liberal” yüzündeki makyajlara dair.

        Biri, bir zamanlar “emperyalizmin son aşaması” olarak da tanımlanmış “faşizm”e ve mütemmim cüzü “yabancı-mülteci düşmanlığı, ırkçılık, aşırı milliyetçilik, içe kapanma, enternasyonal olanın reddi”ne dair...

        Diğeri ise bizatihi “emperyalist finansal, sınai, ticari sistem” denen, içinde “serbestlik”e inat, korumacı, yasakçı kapışmaya dair.

        FAŞİSTLİK DE KOLAY DEĞİL

        İlkinin yeni ufkunu İtalya seçimleri koydu sayılır. 1972 doğumlu olsa da, “kıdemliler”den sayılan Fransız Milliyetçi Cephe ise son cumhurbaşkanlığı seçimlerinde (yenilgili) finalden sonra, hafta sonu Lille kongresiyle ve sır gibi saklanan yeni ismiyle “dirilme” peşinde.

        Hem İtalyan sosuyla, hem mülteci meselesindeki tepkileri derleyerek, hem “İslamofobi”yi kullanarak, “Doğu diktalarına karşı diktacı Batı” çaresini sunarak! Ama tam bir aile kavgasıyla:

        Partiyi babası Jean- Marie Le Pen’in elinden kapan lider Marine Le Pen... Anılarını yayınlayan, fahri başkanlıktan atılacak olan babanın kızına öfkeleri... Bir de, kenara çekilmişken ABD’de en muhafazakâr Cumhuriyetçilerin toplantısındaki konuşmasıyla yeniden sahne alan yeğen Marion Marechal Le Pen!

        Fransa’nın “neo faşizmi”, İngiltere’den İtalya’ya Avrupa karşıtı rüzgârları arkasına yerleştirmek isterken; Avrupa milletvekillerinin aldıkları paraların akıbetine dair 7 milyon Euro’luk bir soruşturmayla sıkıştı... Lider, Twitter’a koyduğu bir “DEAŞ infazı” fotoğrafı yüzünden hapis tehdidi altında... Parti finansmanı inceleniyor.

        Yani “faşistlik de kolay değil!”, Avrupa’nın tüm gizli geleneğine, otoriter yönetimlerin ağırlık koyduğu bir dünyaya rağmen!

        MİSİLLEME HAYAT BİÇİMİNE

        Diğer “aile kapışması” küresel kapitalizm içinde.

        Trump’ın söz verdiği gibi “çelik ve alüminyum”a ithalatı zorlaştırıcı vergi koymasının ardından, “komünist görünümlü kapitalist” Çin gibi, Avrupa da “tepki”den öte “misilleme” tasarlıyor.

        Öncelikle, “sembolik ABD ürünleri” deniyor. Cumhuriyetçileri yaralamak üzere, Florida menşeli “portakal suyu”, Wisconsin merkezli Harley Davidson, sonra da “fıstık ezmesi, mısır, kuru fasulye, kozmetik, blucin, sigara, viski...” yani “Amerikan” hayat biçimi!

        Ne olursa olsun, tasarlanmış, vaat edilmiş sınırsız cennetten tornistan!

        KENDİ İÇİNDE DÜŞMANLIK

        Dünyada kartların yeniden dağıtıldığına, ülke iç politikalarının altüst oluşlarına, yeni hareketlerin ortaya çıkışına ve içe kapanmacı, dışlamacı, otoriter, giderek faşizan odakların cazibesine dair, “yeni” görünen ama tarihte öncüleri fazlasıyla olan bir süreç.

        “Her şeyin serbest dolaşımı”nı tahayyül eden bir tür liberalizm, ifade ve basın özgürlüğünü de “fikirlerin serbest dolaşımı” diye buyuruyor, ama sistem, otoriter-faşizan her fırsatta, malları korumak için fikirlere saldırabiliyordu.

        Şimdi, “mültecilerin, yabancıların, ötekilerin serbest dolaşımı”na karşı tepki ve öfkenin rüzgârını arkasına alan “otorite, kapanma, dışlama” yanlıları yavaş yavaş “malların serbest dolaşımı” nı gözaltına alma, AB gibi sınır ötesi dünyaları sarsma noktasına da geldi.

        Otoriter ülkelerde zaten ilk yasak sırasında olan “farklı fikirler, eleştiri, demokratik mücadele” yanlıları ise Batı’da bir zamanlar sıranın nasıl hemen bunlara da geldiğini ne kadar derinden kavrıyor, meçhul!

        Çünkü yabancı düşmanlığının bir sonraki aşaması da, kendi içinde “yabancı, öteki” saydıklarına düşmanlık; yani bildiğin faşizm!

        Diğer Yazılar