Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        - PARİS -

        PANKARTTA “Mayıs 68 - Mayıs 2018... 50 Yıllık Aşk” yazıyor.

        Yazmayan: Aşk sürüyor mu? Terk eden? Aynı aşk iki kez yaşanabilir mi? Aynı sıcaklık, aynı şevk, aynı heyecan ve hayallerle?

        68’lilerin 2018’i aynı mı? 2018’lilerin mayısı aynı olabilir mi?

        Taze ankete göre, Fransızların yüzde 70’i için Mayıs 68, tarihe olumlu izler bırakmıştı. Solcularda yüzde 88, sağcılarda yüzde 59. Şaşırtıcı olan, “faşizan” Milliyetçi Cephe seçmeninin de yüzde 68 olumlu bulması; şaşırtıcı olmayan, bir kısmının zaten eski solcu işçilerden oluşmasıydı! (Onlar 1 Mayıs’ı, yabancı düşmanı İtalya, Hollanda “faşolar”ıyla Nice’de kutladı!)

        GAZLI MÜDAHALE

        1 Mayıs Bastille: Bu da 229 yıllık aşkın gölgesi. Dünyanın kaderini, aklını fikrini hayatını, haritalarını değiştiren “Devrim” gölgesinde; işçi, memur, öğrenci, mülteci, farklı ideallerin, farklı niyetlerin aktörleri.. Cumhurbaşkanı ve iktidara karşı demiryolu grevinde birleşmiş sendikalar bölünmüştü.

        1 Mayıs güneşi, sendika hoparlörlerinde Enternasyonal, Bella Ciao; “Devrimci Feminist” davulları, sermayeye karşı korumak istedikleri yeri işgal eden, yeni havalananını yaptırmayan “ZAD”ın muhteşem bandosu.

        Austerlitz: Napolyon’un Rusya, Avusturya zaferine adanmış köprü. 68’li değil, 78’liydim. 1 Mayıs ya, 77’liydim, Taksimliydim, yine Taksim’deydim. Kazancı’dan doğruluyor, Meydan’a yürüyordu sanki “katili meçhul” kayıplar. Gençliğim sanki onların peşi sıra ölmüştü; 41 yıl sonra, başka ülkede “tanıdık” yüzleri izliyor, fotoğraflıyor, öfke ya da umutları anlamaya çalışıyordum. Çocuklar, bebekler, eski tüfek yaşlılar, şarkılarla; “Zenginlerin Cumhurbaşkanı” Macron’u hedef alan onca slogan arasında.

        50 bin kişi denen “yürüyüşçüler”, 68 Mayıs mahallelerinden İtalya Meydanı’na akmaya çalışıyordu. Kortej durmuş, köprü üstü donmuştu.

        Dumanlar: Yürüyüş başlamadan görmüştüm: Nedense işçilerin de önüne, fakülte işgalleri ve polis müdahalesiyle “bir gıdım 68” yaşayan öğrenciler geçmişti. Bir başka koldan “Kara Blok” en başa geçiyordu.

        “Kara Blok” oldu mu, “kara duman” da geliyor. “Kim” olduklarını anlatacağım; “maskesiz” olduğum için şu mendili yüzüme siper edeyim hele!

        İki tür duman sökün etti. “Kara Blok” militanlarının yaktıkları (yıktıkları, yırttıkları) otomobil, banka şubesi, McDonald’s dumanı ve polisin yoğun gazı!

        Gaz 1200 kişilik “Kara Blok”u saniyede aştı; herkesin yüzünün, bayramının üstüne çöktü. Kimi gaz maskeli, kimi maskeli, kimi atkı eşarpla tedbirliydi. “Çatışan siyahlılar” dışında kalabalık üçe bölünerek geriledi; kimi tamamen terk etti, kimi daha uzun yoldan Meydan’ın yolunu tuttu.

        1 Mayıs, bir bakıma boğulmuştu!

        Ortak suçlu; hedefi, ideolojisi zaten “şiddet” olan “Kara Blok”tu! Ortak kanı devletin tedbirsizliği, yetersiz ve geç, sonra aşırı gazlı müdahaleydi. Başkentte olmayan Cumhurbaşkanı ile Başbakan “sorumlu”ydu!

        Fotoğraflar Umur Talu'ya aittir.

        KARŞILIKLI SUÇLAMA

        Sonra ne oldu? Fransa “Paris olayları” nı tartışmaya başladı. “Aşırı sol”un kazınmasını istedi milliyetçiler; devletin gerilimi hazırladığını söyledi solcular. “Kara Blok”un suçlanması ortaktı ama o öfkeyi bile “meşru” bulan çıktı.

        Emniyet Müdürü açıkladı: “103 siyahlı gözaltına alınmış; sadece bir polis ile 3 gösterici hafif yaralanmış”tı!

        EYLEMDEN EYLEME

        “Kara Blok” örgüt değil; bir ülkeye de ait değil. Siyah giyinip kar maskesi takıyorlar. Eylemden eyleme.. Eylemden hemen önce siyaha bürünüp sonra normale dönüyorlar. Eylemden önce ve sonra yoklar!

        1999 Seattle, yani küreselleşmeyi ilk büyük protestodan beri, “Yeni Anarşizm” olarak ortadalar.

        Gençler, işsizler, öğrenciler, farklı ideolojilerden katılanlar; hiyerarşisiz, “düzen karşıtlığı”nı, silahsız ama taşlı, şişeli, maytaplı, alevli şiddete, kimine göre “vandalizm”e taşıyor: “Çevre kirleten, insanları sömüren şirketlere, herkesi borçlandıran bankalara, şirketleri, seçkinleri koruyan polise karşı!”

        Kanadalı Profesör Dupuis-Deri gibi Kara Blok uzmanları, isyanı “sessizlerin lisanı” kabul ettiklerini, sakin gösterilerle ilgilenmeyen medya ilgisi için barışçı mitingleri çığrından çıkardıklarını, kimi ülkede protestocuların onları bizzat davet edebildiğini, “mülteciler” için Neo-Nazilerle, hatta bazısının Suriye’de DEAŞ’a karşı savaştığını söylüyor; kimine göre “politik açıdan sığlar”.

        Soldaki polis sendikasına göre, “Kendilerini polis mağduru gören gençler onlara katılabiliyor”.

        Çengele küçük bir soru takılıyor:

        “Birileri”, Kara Blok’un 1 Mayıs karartmasını, işçi hareketi ve toplumsal muhalefete halk desteğini eritmek için öngörmüş olabilir mi?

        Her halükârda 1 Mayıs, 68 değil; Kara Blok da işçi hareketi değil!

        Diğer Yazılar