Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        - PARİS -

        ABD Başkanı “Bu anlaşma felaket” dedi, İran’la nükleer mutabakatı yırttı ve “asıl felaket” kapıyı çaldı: Dünya ve bölge zaten iyi bir yer değildi; daha kötüsü de çok mümkün artık!

        “Dünya bir yana, Trump bir yana” demek mümkün, ama “asla yalnız yürümüyor”.

        İlk alkışlayıcıları, muhtemelen ortak tasarımcıları İsrail ile Suudi Arabistan.

        Şöyle de diyebiliriz: Mekke’yi de idare eden “Krallık” ile Filistin’i yok ve Kudüs’ü başkent sayan “Demokrasi”.

        Esasen Suudi Arabistan, İran’la Yemen, Suriye, Bahreyn’de dolaylı savaşıyor; İsrail, Suriye ve Lübnan’da. Önceki gün Suriye üstünden iki devlet resmen birbirine silah çekti.

        MACRON ÇOK UĞRAŞTI

        Rusya, Çin, İran’ın yanında. 3M ise “çok üzgün”. Ve kurtarmaya, İran’ın elini tutmaya çalışıyorlar.

        3M, Macron-Merkel-May! Fransa Cumhurbaşkanı, Almanya ve İngiltere başbakanları, Trump’ı ikna için çok uğraştı. Hele Macron. Aradı, konuştu, ziyaret etti, şakalaştı, fidan dikti, omzundan kepek silkeletti; Trump zaten çoktan verdiği kararı açıklamadan önce yine telefon açtı, son bir çaba daha harcadı.

        Karardan sonra 3M üzüntüyle ortak açıklama yaptı: “Hem anlaşmaya sadık kalacaklar hem de yeni ve daha geniş, daha uzun süreli yenisi için çalışacaklardı.” Macron hemen Ruhani ile görüştü; İran’ı da içeren dışişleri bakanları toplantısı düzenlendi.

        Bunun 3M lisanı “Fralmangilizce”den tercümesi şu: BM’nin de çağrı yaptığı üzre, 2015 anlaşması (ABD için sadece “mutabakat”tı) geçerli olacak...

        Hem de Trump’ın istediği gibi, “felaket” olmayan, 2025 sonrası, balistik füzeler ve bölgede “istikrar” ı (yani İran’ın etkili olduğu Suriye, Yemen, Lübnan’ı) içeren yeni bir anlaşma aranacak!

        Böylece hem Trump’a karşı çıkmış oldular; hem de karşılarına çıkan Trump ile trampaya girmiş oldular. Ne de olsa, yıllarca herkes boş konuşurken, o geldi, Kuzey Kore ile konuşarak “nükleer mesele”yi halletti! Neden İran’la aynısını yapmadığının cevabı ise, orada Güney Kore; burada İsrail ve Suudi Arabistan!

        EKONOMİK KAYIP

        Bu iş Trump’ların, Putin’lerin hâkim olduğu bir dünyada nereye varır bilinemez; ama ilk anda şöyle bir “kaza” ihtimali var:

        1. ABD’nin ben yokum demesi, oyundan çıktığı manasına gelmiyor; oyuna yeniden eski kuralı, hem de daha sert koyduğu manasına geliyor: Sıkı ambargo. Nitekim anında, “geçiş süreleri”ni açıkladı ve “yabancı şirketler”in İran piyasasından çıkmasını istedi!

        2. Avrupa ise yeniden açılan İran “işleri”nden olmayı, bölgenin daha da gerilmesini pek istemiyor; ancak ABD, İsrail, Suudi Arabistan’ı da tamamen karşısına alacak hali yok! Alışveriş sürsün, Trump’ın bedeni ve kafası için de yeni anlaşma sipariş edelim formülü!

        Nitekim Peugeot-Citroen, Airbus, Total, Shell, ENI, Siemens, Volkswagen, Daimler, Vodafone için milyarlarca Euro’luk kayıplar gündemde. Airbus’ınki en zoru; çünkü uçaklarda yüzde 10 “Amerikan işçilik ve parçası” mevcut.

        Ambargo kalkmadan önce İran’ın ABD ile yıllık ticareti 7.7 milyar Euro iken, kalktıktan sonra 22 milyar Euro’yu bulmuştu.

        EMPERYALİZM BAYILIYOR

        Bunun ABD’nin AB, Rusya ve Çin’le “siyasi, ticari” savaşının bir parçası olduğu da malum.

        Esasında bir de “İslam dünyası iç savaşı” olduğunu biliyoruz; “eski tüfekler” için “tam emperyalizmin bayıldığı şeyler”den. Yeni tüfekler ise, “Sünni Blok-Şii Blok” diye bakabilir, istediği kadar.

        Bakınca Suriye, Yemen, (Hizbullah’ın şaibesi olsa da “demokratik” seçim kazandığı) Lübnan, Irak, Bahreyn, bizatihi Suudi Arabistan toprakları ile Körfez’i muharebe meydanları olarak görecek.. İsrail de, Suudi Arabistan ile balayı halinde. Endişe ve nefret savaşı!

        TÜRKİYE’NİN DURUMU

        “Ortadoğu ve İslam dünyasının önemli aktörü” Türkiye için durum ne:

        1. Esad’a karşı Batı ve Suudi Arabistan’la müttefik.

        2. DEAŞ’a karşı Batı ve Rusya ile (İran, dolayısıyla Irak ve Suriye rejimi de) müttefik.

        3. ABD ve Fransa’nın müttefiki YPG-PYD’ye karşı hemen hemen tek başına.

        4. İsrail’le açık çelişki (sık sık sessiz mutabakat) içinde; Suudi Arabistan’la (çekişmeli, gelgitli) yakınlığı var.

        5. Suudi Arabistan ve Körfez ülkelerinin ambargo koyduğu Katar’la çok yakın; aynı Katar’la daha önce Suriye rejimine karşı Suudi Arabistan’ın da dahil olduğu bir işbirliğinin aktörüydü.

        6. ABD’nin müttefiki; ancak Rusya ve İran’la zirvelerde buluşuyor.

        7. NATO üyesi ve Rus füzeleri de alıyor.

        8. İran’a yeniden ambargodan en çok zarar edecek (ve muhtemelen delecek) ülkelerden biri.

        Türkiye’nin hayali ve eylemi, “bölgede ilkeli bir barış”ın öncüsü, temsilcisi olmalıydı, diye düşünebiliriz tabii; lakin bu bölge sürekli “alçak” basınçlı.

        TARİHİ ÇELİŞKİLER

        Bu tarihi anda, bir de tarihi çelişkileri selamlayalım:

        1. Bölgede İran’ın henüz kanıtlanmamış nükleer silahı için kıyamet kopuyor; ancak İsrail’in nükleer silahı zaten var. Üstelik uluslararası denetim dışında.

        2. Bölge nükleerden arındırılmak isteniyor ama (gitmedilerse), “bölge devletleri”ne karşı İncirlik’te nükleer silah mevcut.

        3. Dünyaya “nükleer nizam” da veren ABD, tarihte nükleer silahı, hem de on binlerce sivil üstünde, hem de radyasyonun çekik gözlü kurbanlarını kuşaktan kuşağa taşıyarak kullanabilmiş ilk ve tek devlet!

        Diğer Yazılar