Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        - PARİS -

        BİR “sokak” var; bir cumhurbaşkanlığı sarayı, bir de “öteki” dünya.

        Fransa’yı anlatıyorum. “Öteki dünya” dediğim de ölümden sonrası değil, bugünden sonrası, gelecek. Bugünden oluşan belli belirsiz, ama çok hızlı değişen gelecek!

        MEMURLARIN ÖFKESİ

        “Sokak”ta grevci işçiler var. Şimdi “hoşnutsuz” memurlar, öğretmenler, kamu çalışanları da sokakta. 5 yıl içinde 120 bin kişilik kadro eritmesine, sözleşmeliliğin teşvikine karşı.

        Sistem; hoşnutsuzluğu, mutsuzluğu, umutsuzluğu yaratıyor. Ancak bunun ifadesini, gösterisini, öfkesini yasaklamıyor. Buna “liberalizm” deniyor kısaca. Ki bazen o kadarı da fazla geliyor, biliyorsunuz!

        Memurların öfkesi Cumhurbaşkanı Macron’un, “kamu reformu” adı altında, kazanılmış hakları törpüleme, kadroluları azaltıp sözleşmelileri çoğaltma tasavvuruna karşı.

        26 Mayıs’ta sendikalar, STK’lar, “sol” Paris’te “insan seli” yaratmak üzere geniş cepheyle sokaklara dökülecek.

        BANLİYÖ PLANI

        Ancak bir “sokak” daha var. Bazen ötekiyle aynı yola çıkıyor, bazen bambaşka. Kentlerin yoksullarının sokakları; bir zamanlar “yazlık” manasına gelen, şimdi “sosyal yıkım”la eşdeğer “banliyöler”. İtilmişler, iteklenmişler, tutunamayanlar, göçmen kuşakları, yeni mülteciler, hep yoksullar ve şiddet ile öfkenin harmanı.

        Macron dün mütereddit “banliyö planı”nı da çok sayıda katılımcı önünde ortaya koydu.

        GÖZÜ GELECEKTE

        Avrupa ölçeğinde Fransa’dan daha çok “tutulan” ve dış politikayı çok seven cumhurbaşkanı “içeride” sokak karşısında terliyor.

        Ama 40 yaşında bir genç ya... Bir yandan da gözü “gelecek”te.

        “Bugünün Fransa’sı”nda umutsuz oranı yüksekken, o “yarının Fransa’sı”ndan umutlu olmak istiyor herhalde.

        Dış politikada “Fransa geri döndü” şiarının uzantısı, yabancı yatırımcılara da “Fransa’ya gelin” çağrısı.

        Bunun en kritik alanlarından birinde bilişim, dijital, teknoloji, patent, siber dünya, sosyal medya, yazılım, robotlar, yapay zekâ, yeni “yaratıcı-girişimciler” yani mucit “startup”lar var. Fransa’yı “tekno cazibe merkezi” yapmak istiyor.

        İKNAYA ÇALIŞIYOR

        Belki de ilk kez bir devlet başkanı, yaşından, kuşağından da ötürü; bu “mevzu”nun bu kadar tutkunu. Tutkusunun en önemli icra alanlarından biri, bugün üçüncüsü başlayan, Versailles Kapısı’ndaki “Yaşasın Teknoloji” günleri.

        80 bin katılımcı, 8 bin girişimci, binden fazla “startup”. Son günü, görsünler, dokunsunlar diye halka da açık.

        “Belki de ilk kez”, çünkü ilkinde cumhurbaşkanı adayı, ikincide yeni cumhurbaşkanı, şimdi yine cumhurbaşkanı olarak sahnede. “Belki de ilk kez”, çünkü bu sahanın “liderleri”ni Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda özel olarak topluyor: Facebook, Microsoft, IBM, Alphabet, Slack, Uber gibi büyükler başta olmak üzere, 40 kadar “yeni dünya lideri” bir cumhurbaşkanıyla buluşuyor.

        Üstelik birçoğu, “özel hayat bilgileri sızması”ndan taciz-tecavüz skandallarına, vergisizliğe, densizliğe de batmışken; onlarla özel zirvenin adı “İyi(lik) İçin Teknoloji”.

        Trump’ı İran nükleer anlaşmasında kalmaya ikna edememiş cumhurbaşkanı, dijital konuklarını “sosyal sorumluluk, etik, eğitim, kadın-erkek eşitliği” meselelerinde ikna etmek istiyor.

        Bilhassa da, ABD Kongresi’nden sonra dün de Avrupa Parlamentosu’nda, “kişisel verilere tecavüz” meselesinde ifade vermiş olan “Face Reisi” Zuckerberg’i, bir de baş başa görüşerek.

        Oysa bir yandan “yeni tür siyasi, sosyal ifade eşitliği” vaat eden bu yeni devlerin, bir yandan eşitsizlikleri derinleştirdiği, üstelik bir de “illüzyon” yarattığı mevzuu da var!

        STK’LAR HAREKETE GEÇTİ

        Bu yeni yetme devlerin tek sıkıntıları “sızmalar, kızmalar” değil. California’da Facebook aleyhine bir dava kabul edildi; Fransa’da çok sayıda sivil toplum ve tüketici örgütü bu şirketlere karşı harekete geçti. ABD’de yine çok sayıda örgüt Facebook’un Instagram, Messenger ve Whatsapp’ı da tutarak büyük bir tekel olduğunu ve bunların ayrılması gerektiğini belirterek dilekçe hazırladı.

        Bugünkü muhatapları Macron’un “dijital devlerin vergilendirilmesi” ve bu kaynağın eğitime ayrılmasından yana olduğu biliniyor; vazgeçmemişse! AB de zaten bu yönde, Almanya’nın tereddütlerine rağmen!

        CENNET-CEHENNEM

        Belki güzel bir jest, belki tarihin, dünyanın iki yüzü; “Yaşasın teknoloji” derken, Macron’un yanında Ruanda Devlet Başkanı Kagame de olacak...

        Hani “iç savaş” bahanesiyle yapılan soykırımda Fransanın da sorumlu olduğu ülke...

        Kişi başına geliri 20 yılda 449 dolardan 1773’e “fırlaması”na rağmen, dünyanın en yoksul 20-25 ülkesinden biri!

        “Öteki dünya” kimi için dijital bir cennet; kimileri içinse “bu dünya” bile cehennem belki!

        Diğer Yazılar