Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        - PARİS -

        BEN çocuğum, Akdeniz’de küçük bir geminin burnunda... Siz hamile bir kadın, çocuğunu kaybetmiş babasınız Aquarius’un tıkış tıkış güvertesinde.

        7 hamile kadın, 123’ü tek başına kalmış çocuk yaştakiler, toplam 629 mülteci ile.

        Arkada kaçmak zorunda kaldığınız ülkeniz, kara kıtanız...

        Önünüzde “demokrasi, insanlık, eşitlik, adalet, özgürlük değerleri”nin küçük-büyük kıtası Avrupa.

        Gözümüzü dikmiş bakıyoruz; “3 siyaset tarzı”na.

        Yaşadıklarımız deneyimlerimizi, deneyimlerimiz seçimlerimizi etkiliyor ya!

        Dalgalar ortasında, son umutlarıyla denize dökülenleri kurtarmaya adanmış insanların desteğiyle, ciğerlerimiz hâlâ su dolu, ayakta durmaya çalışırken, bakıyoruz işte...

        Öyle Titanic filmindeki kadar zarif biçimde kollarımızı açamadan, korkunun kıstığı, kıstırdığı gözlerimizle.

        KÖTÜLER VE İYİLER

        “En yakın liman” İtalya’nın yeni “faşo” İçişleri Bakanı “Limanları kapadık, defolun” diyor. Bu 1. deneyim: Faşizm ve aşırı milliyetçiliğin vesikalık fotosu.

        Ortada Fransa var. Hem de ne “orta”. Sağdan soldan derlenenlerle iktidar olmuş Cumhurbaşkanı ve partisi sessizliğe gömülüyor uzun süre. Görmezden, duymazdan geliyor. Bu 2. deneyim: Liberalizmin piyasa aşkı ile eşitlik, özgürlük, kardeşlik aşkı aynı olmayabiliyor.

        Ama Fransa yekpare değil: İktidar partisinde küçük de olsa bir grup milletvekili, “hafif sol kanat”, bilhassa cesur kadınlar Cumhurbaşkanı ve iktidarın sessizliğine isyan ediyor, “Cumhuriyet değerleri nerede” diye! Meclis’te sol partiler isyan ediyor vurdumduymazlığa.

        Yekpare değil; çünkü Fransa’nın Korsika Adası’nın “özerklik” yanlısı liderleri “Mültecileri kabule hazırız” diyor; Paris’teki iktidar tarafından “sorumsuzluk”la suçlanarak.

        Bu 3. deneyim: İktidardakiler ne yaparsa yapsın, hiçbir ülke halkı, halkları başka insanlara bakış açılarında tek tip değil. “Kötüler ve iyiler” de istersen!

        Sonra, beklenmedik yerden, yeni bir iktidar, İspanya’nın yeni Sosyalist İşçi Partisi Başbakanı “Mültecilere kapımız açık” diyor, Valencia Limanı’na davet ediyor. Daha günlerce denizde kalacak yolcuları.

        Bu 4. deneyim: Solun biraz sahici olabildiği, kabinede 7 erkeğe karşı 11 kadının bulunduğu bir iktidar ile faşolar arasındaki fark dağlar kadar!

        Yani öyle olmalı!

        KARŞILIKLI SUÇLAMALAR

        Fransa Cumhurbaşkanı ve partisi, İspanya’nın dersinden sonra efeleniyor: “Bu İtalya çok sorumsuz... Ah keşke gemi bizim limanlara yakın olsa, hemen kabul ederdik. Sığınmacılar için İspanya’ya yardımcı olacağız.” Dışişleri Bakanı Le Drian, “Haritaya bakın, Valencia daha yakın” diyor.

        Başta Le Monde, Liberation; Fransa’nın “cumhuriyetçi, biraz sol” medyası hemen sorguluyor: Yalan! Valencia geminin pozisyonuna 1421 kilometre iken, Korsika Ajaccio Limanı 862, Marsilya limanı 1163 kilometre!

        Bu 5. deneyim: Devlet, yönetenler, iktidarlar ne buyurursa buyursun, özgür sorgulayan bir gazetecilik elzem.

        İtalya, Fransa’yı “ikiyüzlülük” le suçluyor; Fransa Büyükelçisi Dışişleri’ne çağrılıyor. Fransa, İtalya ve İspanya içişleri bakanlarını toplantıya davet ediyor. Macaristan’ın “otoriter, faşizan” iktidarı İtalya’nın neo-faşizmini kutsuyor, “Mülteci meselesinde bir dönüm noktası” diye! Almanya Başbakanı, İtalyan faşosuna hayran İçişleri Bakanı ile kapışıyor.

        Bu 5. deneyim: Aşırı milliyetçi, faşizan, otoriter, yabancı ve mülteci düşmanı odaklar giderek tehlikeli bir ağ oluşturuyorlar. Öyleyse dayanışma şart!

        O yüzden mülteciler, yabancılar Avrupa’da, öyle ya da böyle, “sol, yeşil” parti, örgüt, sivil toplum kuruluşları, bağımsızlarla buluşuyor; aynı denizde, aynı dalgalar arasında, aynı gemide, aynı limanlarda, aynı yürüyüşler, aynı protestolarda, aynı pankartlar altında.

        İnançları, etnisiteleri, ideolojileri ötesinde; bir umut, biraz hayat için!

        HEPSİ SEÇİLİYOR

        Hollanda grubu Within Temptation’un Aquarius parçası diyordu ki: “Büyülendim, kalmak zorundayım... Çünkü sen beni özgür bırakan denizsin.” Savaş karşıtı Hair müzikali ve filmi için de “Barışın gezegenleri yönlendireceği... Ahenk ve anlayışın, sempati ve güvenin... Aklın gerçek özgürlüğünün çağı”ydı Aquarius!

        İnsanlık Akvaryus gemisinden hangi deneyimi yüklenecek?

        Sen o gemidesin; bir limanda kötüler, bir limanda iyiler... Bir limanda kayıtsızlar Mamudu! Geminin burnundan hepsini seçebiliyorsun artık!

        Diğer Yazılar