Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Biraz dertleşelim:

        Siz “tekmeciler”e taptıkça, bu ülkenin insanları tekmeden kurtulamaz!

        Bir gün evladınız da yer.

        Siz ya da biz, onlar, fark etmez; her kimsek, her kimseniz.

        ***

        Bir kısmımız, Soma gibi 301 canını vermiş, 430 evladı yetim kalmış bir acı beldesinde…

        Daha cesetler bile çıkarılmamışken…

        Yerde yatan işçiyi tekmeleyenden “danışman” yapanlara toz kondurmuyor.

        Yerde yatanı “özel harekat” eşliğinde tekmeleyen “sivil”den, onu oraya koyan, kollayandan, onu orada tutandan, bu konuda tek özeleştirisi bile olmayandan sivilleşme, demokrasi, insan hakları bekliyor.

        Sıvasız hanelerin çocuklarına hak, haysiyet, hakkaniyet bekliyor!

        Bir kısmımız da, üzerinde “Paşa” üniforması var diye, hem de “Gazi” bir profesyonel askeri tekmeleyebilenden “cumhuriyetçilik” umuyor.

        ***

        Bakın, tekrar söyleyeyim:

        Bu tekmecilere taptıkça…

        Adaleti, hakkaniyeti, haysiyeti hepten yerle bir ederiz!

        Bu tekmecileri yücelttikçe, onların yerdeki veya aşağı gördüğü insana vuran tekmelerine aval aval baktıkça…

        Bu hesapların sorulmasını talep etmedikçe…

        Yaprak dahi kıpırdamamasına razı oldukça…

        Kendi insanlık onurumuzu da daha çok kaybederiz!

        ***

        Eski başbakanlık tekmecisi”ni biliyoruz.

        YY, tekmeyi attı, sonra aynen “efendisi”nin arkasındaki yerini kaptı.

        Paşaların tekmecisi”ni ise daha geçen gün burada yazdım.

        50’sine varmış bir Jandarma Uzman Çavuş’a, içtimada tekme attığını “iddia eden” mektubu yayınladım.

        Bir astsubayın vicdanı dayanamamış, onca yorgunluk ve gerginliğine rağmen, esasen kendi de astı sayılan bir askere atılan tekmeyi yazmıştı.

        Paşa’nın özrü” ise kabahatinden de büyüktü.

        Bir başka komutanın dediğine göre, “Onu er sanmıştı”.

        Yani er olsa, mesele yoktu.

        Çünkü tekmelenmek için gidiyor o çocuklar askere.

        Öyle ya, “şehit sayısından fazla intihar” hep erlerin kendi bunalımları sonucu!

        Bir günde üç intihar oluyor ya bazen; hep durup dururken!

        ***

        Bakın “Sayın Talu, teşekkür ederiz. Kurumun yaptığı olayları en azından sizler sayesinde halkımız duymaktadır” diye mesaj atan Emujad Başkanı E. Gazi Uzman Jandarma Adnan Oğuz diyor ki:

        Ocak ayında üç uzman jandarma intiharı… Son olayda komutanı ile mahkemelik olan C. G. çaresizlikten intihar edeceğini duyurdu üstelik. Her intihar ardından aşırı borçlanma, ailevi sorun denip üzeri kapatılır. GATA’nın tüm bölümlerinden sağlam raporu verilenler neden intihar ediyor? Yazdınız. Paşanın tekmelediği kişi gibi, olaya tanık olanların da psikolojisi bozuldu.”

        Şimdi burasını daha iyi okuyun ki, tekmenin tekmeyle kalmadığını baskının nasıl sökün ettiğini de anlayalım:

        Tekmeye maruz kalanı çağırıp şikayetçi olmayacağına dair ifadesini aldılar.”

        Bu sonuncu hususu başkaları da iletti.

        Soma’daki tekme gibi…

        Yurdun her yerindeki nice tekme gibi, bir de korkunu, endişeni istismar edip susturan bir cumhuriyet ve demokrasi!

        Tekmeciye hesap sormak yerine, tekmeyi yiyeni kuşatan hukuk devleti!

        Başbakan olsam bir merak ederdim; “Gazi’de tekme sonucu oluşmuş bir lezyon var mı” diye.

        Ama askeri tekmeyi nasıl merak edeceksiniz…

        Tekmecilerin istihdam edildiği sivil başbakanlıkta!

        ***

        Tekme attığı iddia edilen” Paşa, belki iyi askerdir ama böyle mevzularda çok “iddialı”.

        Geçenlerde, 1994’te Güneydoğu’da bir yerde görev yaptığı sürede 13 köylünün yok edilmesi iddiasıyla hakkında açılmış 13 müebbetli davadan beraat etti.

        O davadaki her bir vakanın ayrıntıları ve iddialar tekmeye bile şükrettirecek gibiydi. Neyse ki beraat etti!

        Burada daha önce yazdığım, çok sayıda uzman çavuşun “şehit arkadaşları”nı uğurlarken bile azarlandığı, hakarete uğradığı bir vakada da mı ne vardı?

        ***

        Unutmuşum:

        Nasıl Soma’da yerde tekmeyi yiyen acılı bir madenci idiyse…

        Paşa’nın tekme attığı söylenen asker de, 1997’de çatışmada yaralandığı için bacağına platin takılmış, o yüzden saatlerce bekletildikleri esas duruşta rahat duramayan bir “Gazi”ydi”.

        Geçen burada yazdığım, 13 kurşun yemiş yüzde 40 küsur hasarlı bedeniyle esas duruşta iyi duramadığı için amirinden hakaret yediği gerekçesiyle suç duyurusu yapan “Gazi” polis gibi.

        ***

        Bu tekmelerin “aşağılama, aşağı görme, hor görme, kendini üstün sayma” neticesi olduğunu…

        Tekmeci sivillerin tekmeci paşalardan hesap soramayacağını, onlara demokrasi dersi veremeyeceğini…

        Tekmeci paşaların da tekmeci sivillere cumhuriyet dersi filan veremeyeceğini…

        Ezenlerin, ezilenler üzerinde sık sık mutabık kaldıklarını…

        Sizler, bizler kimine demokrat, kimine cumhuriyetçi diye taptıkça…

        Tekmeden bir cumhuriyetin, tokattan bir demokrasinin insanları un ufak etmeye devam edeceğini söylemeye gerek var mı artık!

        ***

        Hakikaten, insanlık onurumuzu hepten yitiriyor muyuz?

        Bu tekmeler vicdanınıza da biraz olsun vurmuyor, kalbinizi acıtmıyor mu?

        Fikr-i takip arşivinden:

        Diğer Yazılar