Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Biraz “gerçeküstü” günler işte.

        Sürreel”, bilim kurgu yahut sadece kurgu gibi!

        Masal gibi.

        Anide bir operasyon…

        Sınır ötesi…

        3 aydır planlanmış.

        Mutlaka başarılıdır operasyon.

        Zaten nadir görülür bir operasyon olmalı:

        Yurtdışındaki tek vatan toprağı”nı alıp başka yere taşıyorsun!

        Ertuğrul Gazi ile Osman Bey, türbenin böyle nakli konusunda ne düşünürdü, onu bilmemiz mümkün değil.

        Belki hoş görürlerdi.

        Çünkü nihayetinde göçerek, akın ederek, başka toprakları fethederek kurulmuş, büyümüş bir imparatorluğun atası.

        21’inci Yüzyıl’dayız. Bu seferki imparatorluk daha değişik.

        Seferle başkasının toprağı fethedilmiyor; başkasının toprağının içindeki tek vatan toprağı, başkasının eline geçmesin diye, başkasının toprakları içinde başka bir yere naklediliyor.

        Ve türbe içindeki naaşlar ile epeyce yadigâr da yurtdışındaki tek vatan toprağından yurtiçindeki vatan topraklarına getiriliyor.

        Bir de şey:

        Düştü düşecek” denen Kobane tarikiyle ve “terörist” denen YPG ile işbirliğiyle!

        ***

        Ne tuhaf ki…

        Başkasının toprakları içindeki tek vatan toprağına tehdit, son Türk devletine büyük tehdit görülmüş o başkasından, yani Suriye rejiminden değil, o Suriye rejimine tehdit olsun diye beslenmiş birilerinden geldi.

        Musul’daki tek yabancı temsilcilik olan konsolosluğu ele geçirip personeli rehin alan ve sonra galiba takasta kullananlar.

        Şöyle de bir şey var:

        Işid tehdidine karşı yurtdışındaki tek vatan toprağında 500 kadar askerle böyle başarılı bir sınır ötesi operasyon yapılırken…

        Ayrıca biliyoruz ki, 3 bin civarında Işid militanı sınır ötesinden yurtiçindeki vatan topraklarına sızmış, yayılmış.

        Vatan topraklarından sınır ötesine geçmiş olanlar bu sayıya dahil değil!

        ***

        Nihayetinde, Başbakan’ın dediği gibi “Kimseden izin alınmadan yapılmış” bir operasyon.

        Kimse” muhtemelen Şam oluyor; YPG ise kimse değil!

        Süleyman Şah Türbesi, yeni yerine geçerken, Şah galiba anavatana getirildi.

        Öyle ki, Işid’in eline geçmesin diye operasyon yapılan “yurtdışındaki tek vatan toprağı”nda tek tuğla bile bırakılmamış.

        İstimlak eder gibi, kentsel dönüşüm konusu veyahut yerine AVM dikilecek eski bir bina veya meydan gibi dersek, belki gözümüzde daha iyi canlandırırız.

        ***

        Şöyle bir sorun var mı, bilmediğim için bilmiyorum:

        Işid misal, Süleyman Şah Türbesi’nin “tek tuğla bırakılmamış” esas, kadim toprağına gelse, o toprağı işgal etse, tamam türbe nakledildi ama o toprak yine “Yurtdışındaki tek vatan toprağı” değil mi?

        Yok, taşınınca bu statüsü değişiyorsa, neden “yurtdışındaki tek vatan toprağı” diyoruz?

        Değişmiyorsa, işgal edilirse ne olacak?

        Böyle taşıyarak saldırıdan, işgalden, istiladan “vatan toprağı kurtarmak” mümkün oluyor mu?

        Bilmediğim için soruyorum!

        Oradaki askerler ve yadigârlar “kurtarıldı” nihayetinde. Belli ki başarılı harekât.

        Genelkurmay açıklamasına göre, “Tek çatışma yaşanmadan bir şehit var. Astsubay Halit Avcı. Kaza sonucu.”

        ***

        Bu “gerçeküstü günler” yazısı operasyondan önce elimin ucuna gelip duruyordu.

        Çünkü Cumhurbaşkanı “Gerçek ve tek kişi olup olmadığı bile bilinmeyen” bir sanal şahsiyete seslenmişti:

        Delikanlıysan çık ortaya!”

        Bu ister istemez nostalji yaptırmış olmalı; hani Gezi şarkısı gibi:

        Sık bakalım… Sık bakalım… Biber gazı sık bakalım… Kaskını çıkar copunu bırak… Delikanlı kim bakalım”

        Cumhurbaşkanı bunu polislere demedi tabii. Pardon, belki de “Paralel Polisler”e, Polis Akademisi 2’ye seslendi.

        Fakat bir tuhaflık vardı ve nitekim herkesin dikkatini çekti:

        Cumhurbaşkanı “Delikanlıysan çık ortaya” diye seslenmeden hemen önce, Havuz Medyası, ortak havuz manşetleriyle “Fuat Avni’nin kimliği”ni ortaya çıkarmıştı!

        Belki Cumhurbaşkanı bile inanmıyor o manşetlere…

        Belki de “ortaya çıkarılan”ı delikanlı bulmadı!

        Gerçeküstü olan şu ki…

        Başarılı bir harekâtla yurtdışındaki tek vatan toprağındaki ecdadımızı bulunduğu yerden taşıyan veya kaçıran ve orada tek tuğla bırakmayan son Türk devleti”nin Cumhurbaşkanı, sanal, sahte, maskeli bir medya fenomenine doğrudan seslenip “Delikanlıysan çık ortaya” diye muhatap alıyor, meydan okuyor!

        Bu kadar “fantastik”lik Batman, Yıldız Savaşları, Yüzüklerin Efendisi, Harry Potter, Superman, Spiderman, Ironman’de filan var mıydı bilmiyorum ama, “Maymunlar Cehennemi”nde kesin yoktu sanırım.

        Diğer Yazılar