Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Çocukken duyduğumuz tavsiyelerdendi:

        Bir laf edeceksen, nereye gideceğini de düşün!

        Uyarsın uymazsın, o başka.

        Devamı da herhalde şöyledir:

        Nereden nasıl geri döneceğini de!

        ***

        Şimdi siz bir “devlet büyüğü” olarak, her şeyi kendinizin en doğru bildiğine, her şeyin emrinizde olduğuna inanıp güvenseniz bile, başkalarına “terör ortağı” derken de bin düşünmelisiniz belki.

        Çünkü laf gidiyor, geliyor, bakın nereye oturuyor.

        ***

        O basın kuruluşları Savcı’nın şehit edilmesinin ortağı oldu. Teröriste terörist diyemeyen onun ortağıdır.”

        Şimdi “Terör örgütü iddianamesi” kabul edilenlerle siz 11 yıl boyu “ortak” olmuşsanız, ne olacak pekiyi?

        Terör örgütü; casus teşkilatı” diye hakkında iddianame hazırlanan veya hazırlatılanlar için “Ne istediler de vermedik” demişseniz, nasıl olacak?

        Terör örgütü lideri” denen kişiye hükümetlerinizin bakanları şimdi “in” dediğiniz mekânlarda durmadan ziyarette bulunmuşsa, gidenlere “Bir emri var mı, sorun bakalım” demişseniz, neler olacak?

        Havuz ördeği de denebilecek kimi seçkin medya elemanı yıllar boyu “terör örgütü”ne övgü düzmüşse; “örgüt lideri”nin yanına koşup elde poşetlerle, süklüm püklüm fotolar “çekinmişse”; “terör örgütü” parasıyla beleşten dünyayı dolaşmışsa; “terör örgütü hücreleri”ni ziyaret edip haberler, yazılar döşenmişse, neler neler olacak?

        ***

        Ortada “devletin çok dışında” değil de, bizatihi “devlet içinde” bir yapılanma var da siz buna “Cemaat, Hizmet” demişken artık “Terör örgütü, casusluk şebekesi” filan diyorsanız…

        O “iddianame” esasında bir bumerangdır!

        Bugün dönmese yarın döner vurur.

        Çünkü bu memlekette küçücük çocuklar, yaşlı dedeler, kendi halinde nineler bile yıllarca “Terör örgütüne yardım ve yataklık”tan suçlandı, yargılandı, mahkum oldu, helak oldu, perişan oldu, hayatından oldu!

        11 yıl boyu, başta Emniyet, istihbarat ve yargı; devleti ve bürokrasiyi, yüz binlerce gencin sınavlardaki hayallerini, iş bulma umutlarını hep bir “Terör örgütü”ne teslim etmişseniz; yani şimdi öyle diyorsanız, daha nasıl “ortak” olunur!

        Bir fotoğraf yayınlayan gazete ve TV’ler bir terör örgütüne “ortak” oluyor da…

        11 yıl yediği içtiği, verdiği aldığı, vurduğu kırdığı, fişlediği şişlediği, kumpası paspası, tasası masası kasası pek ayrı gayrı olmayan; “parsel parsel” veren, satan, gücüne güç katan neden fazla fazla “aldatılmış” oluyor?

        ***

        Zaten (öyle ise bile) böyle derin “aldanmak, aldatılmak, milleti de aldatmak” bir facia ve basbayağı utanç nedeni de…

        Artık kabul edilmiş iddianamede “Terör örgütü” diye “iddia” edilenlerle birlikte o kadar yıl kim bilir kaç kupon “İddaa” oynayıp kazanmış (ve kazımış, kazınmış) olmak da “suç ortaklığı” olmalı!

        Öyle ya, “Küçücük fıçıcıcık… İçi dolu insanlık” bir TIR’ı durdurup aradılar diye onca asker birden tutuklandı; onca askeri her gün intihara, cinnete sürükleyenlerin, cephanelikte havaya uçuranların tamamen serbest olduğu ülkede.

        O vakit yıllarca “Terör örgütüne ve casusluk şebekesine yardım, yataklık, ortaklık” edenler ne olacak!

        Katırları vurdurup TIR’ları kollayanlar bir cevaplasın!

        TABELA DEVLETİ!

        Bu manzaranın “tabelasız” olanını, karşı kıyıda “yeşil”in bağrına saplanan betonu şu günlerde görmüşsünüzdür.

        Bir de böyle “tabelalı” zaviyeden görün istedim.

        Orhan Veli’yle birlikte bu kez “Güvercinlik’e doğru betonu göreceksin, sakın şaşırma” demek için.

        Muğla’nın Bodrum ilçesi Güvercinlik Koyu.

        Yemyeşildi. Sonra tahsisler geldi. Sonra orman yangını. Kızılçamlar kül.

        Derken önce en sola devasa bir otel, derken yeşile saplanan yeni hançerler.

        Fotoğrafımızda ön plandaki kocaman “Tabela”da şöyle yazıyor: T.C. Orman ve Su İşleri Bakanlığı, Orman Genel Müdürlüğü: Bodrum Mavisi ile, yeşili ile güzeldir.”

        Sanki bir de sincap var orada, köşede.

        Belki karşı kıyıda kunduza da dönüşüyor kendisi!

        Devletin mavi, yeşil diye sayıklayan “Orman” tabelası tam karşı kıyıda “mavi”nin 50 metre yakınında, “yeşil”i yutmuş “sermaye”ye bakıyor aval aval!

        Yine Bodrum Gündoğan’da ise koya göz koymuş, epeydir durdurulmuş bir beton ormanına mahkemeden izin çıkmış.

        Orada “Orman Bakanlığı” tabelası yok ama sahibi zaten “Başkan Orman”mış!

        Diğer Yazılar