Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Diyanet’in “Bir taraf kaybederken diğer taraf da hak etmeden kazanmaktadır” piyangosu Milli Piyango’ya vurdu!

        Öyle ya, “toplumsal piramidin tepesi”ne “haram”dan, “kaybedenlere karşı hak etmeden kazanılanlar”dan bahsetmek yerine, 37 milyon biletin arkasına paraf atmak daha kolay.

        Çünkü orada “tam seri koleksiyonerleri” dışında, milyonlarca “orta halli, yoksul”a çakıyoruz Çakırcalı!

        ***

        Normalde “Piyango savunması” yapacak değilim…

        Bir çeyrek bilet, milyonlarca “sınıf atlama hayali”nin, “bir nefes rüyası”nın, hatta “borçlarımı kapatırım” diye sayıklamaların tek somut-umut kağıdı olsa bile!

        Lakin düzenin “haksız kazanç, haram, kaybedenler” meselesi her ayın 9’larında, yılbaşı gibi özel günlerde topların nasıl döndüğünden ibaret değil.

        Diyanet’ten öyle görünüyor olabilir ama “insaniyet” zaviyesinden bakınca tam öyle görünmüyor:

        Piyango “haram” ama devlet-iktidar(lar)-belediye-eş dost-aile, çevre-havuz, yavuz ağlarındaki “rantlar” helal!

        Bir arazi kapıp kat kat kule dikenlerinki helal kazanç, kule inşaatının 32’inci katından onar onar düşen işçilerin ölümü fıtrat.

        Kimilerinin “kazancı” uğruna hayatını “kaybedenler”in Milli Piyango’da amorti kadar bile hükmü yok.

        İstiflenmiş milyon avrolar, dolarlar, sıfırlanan sıfırlar; elinde bir çeyrek biletle talih bekleyenin günahı, haramı yanında tertemiz!

        Kimi kazançlar konsolide edilsin, tartışması dahi olmasın, hep aklansın diye de patlamış “savaş süreçleri”nde kafasından vurulmuş çocuklar, gazla boğulmuş ihtiyarlar, karnındaki bebeği vurulmuş kadınların, pusuya düşen askerlerin, polislerin kaybettikleri hayatlar, ötekilerin kazancını, kendi çocuklarını kayıranların marifetlerini asla “haram, günah” yapamıyor.

        Bunca arsızlık, yüzsüzlük, bunca tamah günah değil… Piyango vesaire haram!

        ***

        Esasen Diyanet’in tanımı, kapitalizmin, vahşi kapitalizmin, ahbap-çavuş kapitalizminin sırrını çözmüş:

        Bir taraf kaybederken diğer tarafın hak etmeden kazanması.”

        Ancak bu sırrı dönüp devletin, iktidarın, daha sene bitip Yılbaşı Çekilişi olmadan 11 ayda 1500’den fazla işçiyi öldürmüş sermaye ve sermaye devletinin, “Mercedes düzeni”nin; arsızların, yüzsüzlerin, tamahkârların suratına suratına söyleyemiyor…

        Cebinde buruşuk çeyrek biletle bir gece yarısı kaderinin değişmesini hayal eden milyonlarca mütevazı insana “Siz kumarcısınız, günahkârsınız, haramzadesiniz” diye vuruyor.

        İşte buna hem “medenî” hem “dinî” cesaret denir!

        ***

        O vakit Diyanet kendinin feshini de talep edecek.

        Vergilerden gelen para içindeki Milli Piyango, at yarışı, loto vesaire gelirlerinin kirinden, haramından kurtulacak…

        Bu paraları helaldir diye kasaya atan devlet içindeki siyasi-bürokrat efendilere “haramdan uzak durma çağrısı” yapacak…

        Kendi faiz ve ticari gelirlerinden de, Meclis’ten kaçırılan Sayıştay raporlarındaki “Diyanet’in açıklanamayan gider kalemleri”nden de arınacak…

        Allah ile kul arasına girmeden”, kimsenin mezhebini, dinini ayırmadan-kayırmadan, herkesi inancıyla, ibadetiyle, helaliyle, haramıyla baş başa bırakacak!

        ***

        Esasen bu düzenin en büyük sırrı böyle bir piyango ya:

        Kendi büyük günahlarını, sıvasız hanelerin işçi-asker-köylü-genç-kadın, Türk-Kürt maruz kaldığı çok çeşitli katliam biçimlerini ve mağduru oldukları günahkârlıkları, karşılarında hep kaybettikleri haramcı tamahkârları örtmek için onlara sıradan, mütevazı, yoksul hayatlarıyla ilgili sürekli “Allah’ın sopası”nı göstermek.

        İnanç, devlet, millet adına sürekli yalan, sürekli talan!

        ***

        Hocam, müsaadenizle sorup gidiyorum:

        Diyelim, sıvasız hanelerden bir asker.

        Şehit” düşmüş!

        Tutanakla zati eşyaları ailesine teslim edilecek…

        İşte hep öyle olduğu gibi, miras yerine bir borç listesi, bir çocuk resmi, bir sevgili fotosu, biraz bozuk para, bir de çeyrek bilet! Olur a, amorti çıkmış misal.

        Ne olacak şimdi? Tam şehit olarak varacakken, biletine bakıp “Tertip dur, bu haram” mı denecek?

        Saçma gelmesin, çünkü hep böyle; nasıl olacak o vakit?

        O yüzden, milyonlarca yoksula bir laf ederken bin düşüneceksiniz…

        Ağalara, beylere, reislere, patronlara, efendilere, başkanlara, rantçılara, bantçılara, sülalelerine tek laf edemiyorsanız, bir de utanacaksınız!

        ***

        Bir de “Hz. Peygamber bu tür haram kazançların harcanmasının ve güya sadaka olarak verilmesinin mülkün olmayacağını haber vermiştir” demezler mi!

        Diğer Yazılar