Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Futbol bir bakıma “işçi sınıfı oyunu” olarak başladı.

        En azından, bugün Katar vb. sermayelerine teslim İngiliz kulüplerinde.

        İşçi tulumundan forma biçenlerin de bayramı 1 Mayıs.

        Liverpool, Blackpool, Westham, Millwall, Arsenal, Schalke, Dortmund, St. Pauli, Boca, Penarol, Rapid Wien, Atletico Madrid, Livorno, Adana Demirspor, Karabük ve daha nicesi.

        “Futbol, işçi sınıfının balesidir” sözü, “halkın afyonudur” genellemesine karşı o yüzden tam saha direniş işte! Alex Ferguson ve Metin Kurt’a selamlar...

        * * *

        Beşiktaş’ın bayram sandığı gün de 1 Mayıs’ın doğuşu gibi acıyla yaşanmak zorundaymış. Rize’deki yumruklu antipatiye rağmen, çok saygı duyulası bir takım vardı karşısında.

        Kulübede fazladan iki 9 numarası olan bir takıma durmadan stoper aranıyorsa, kaderi hücumda kalmaktır. İşte o yüzden, kontrollü oynayayım derken yaslanınca Cengiz’in, Mossoro’nun yarattığı harika golünü kalesinde gördü.

        Başakşehir’in esas stoperleri yokken, Beşiktaş’ınkilerin yokları oynadığı maç!

        Avcı ve oyuncularının müthiş emeği ile oyun zekasına saygı talep eden iki şahane gol. Aynı Galatasaray veya kupadaki Fenerbahçe maçı gibi, baskıyla, baskınla.

        Ardından direğe yapışan Oğuzhan ve Volkan’ın çıkardığı Talisca şutu. Orada değişebilirdi oyun, ilk yarı değişmedi.

        Anormal Başakşehir baskısı, Fabri’nin bunalışı, 18 dakikada üçüncü gol!

        Cengiz Ünder’in futbolumuzda ışıl ışıl olduğu bir an daha.

        Beşiktaş müdafaasının mışıl mışıl olduğu bir an daha!

        Beşiktaş orta sahasının ortada olmadığı anbean beyan.

        Quaresma’nın korneri auta attığı bu tuhaflıkta, Atiba’yı bile ilk kez yere serilmiş görmek varmış. Bir de 2. yarıda tek kalede yeniden bir Demba Ba golünü.

        * * *

        16 yıl önce Belediye’den ve 3. Lig’den yola çıkan Başakşehir; makamı olan ama taraftarı, mahallesi bile olmayan yeni yetmeye bir yeni yetme ilçe bulunana kadar; en büyükler dışında, “eski İstanbul futbolu ve kulüpleri”nin de düşüş, çöküş öyküsü.

        Beykoz, Vefa, Feriköy gibi Milli Küme, (Süper) Lig eskileri başta; Galata, Beylerbeyi, Üsküdar Anadolu, Çengelköy, Anadolu Hisarı, Dikilitaş, Bakırköy.

        Hepsi Başakşehir’in ilk yılları, o zamanki 3 ve 2. Lig’de onunla aynı gruplardaydı. Sarıyer, Karagümrük, Pendik, Maltepe, Kartal’ı saymasak bile.

        Onlar eriyip yok olurken, inşaat ilçesi Başakşehir gibi, kulüp de inşa edildi ve asırlık yapılar bu yeni inşaatla pek baş edemiyor.

        * * *

        Futbol hem bayram yeri; hem de tarihi kulüplerin ve kulüplerin tarihinin de gömüldüğü kocaman mezarlık!

        Beşiktaş da erken bayramını bir selvi gölgesine bıraktı şimdilik. Geçen haftaki Rize’ye şükrederek.

        Bu maç, Abdullah Avcı’yı Türkiye’nin en zeki avcısı olarak tescil etti: Uçan kuşu da, uçamayan Aslan’ı da avlıyor.

        10 küsur yılda bir kulüp yaratan esasında o.

        Maçın ana fikri ise şu:

        Talisca’nın 20 milyon Euro’luk bonservisini hayal etmek yerine; Bucalı, Altınordulu Cengiz’leri de tahayyül etmek lazım!

        Futbolda ders bitmez. Lig de hemen bitmez.

        Diğer Yazılar